Dünyanın en pahalı sebze ve meyvesini tükettiğimizi söylesem inanmazsınız değil mi?

Hiç olmadığı kadar gıda güvenliği her geçen gün daha çok tehdit altında.

Tarım ülkesi olan ülkemizde yönetilemeyen bir gıda terörü var.

Direk dar gelirli milletimizin mutfağına ateş düşüren gıda fiyatlarında ki fahiş artışlar engellenemiyor.

Zannetmeyin üretici yani çiftçi kazanıyor. Onlarda kan ağlıyor.

TÜİK’e göre sebze ve meyve fiyatlarındaki artış da son 8 yılın ortalamasının en yüksek seviyesinde.

Gözden kaçırdığımız başka bir şey daha var. Sebze ve meyve üretimi de düştü.

Türkiye genelinde artan nüfusumuza rağmen, sebze rekoltesi %52,59 azalırken, yıllık fiyatı %89,83 arttı, meyvenin yıllık üretimi %44,15 azaldı, fiyatı da yıllık %57,09 oranında yükseldi.

Bu rakamları Temmuz ayı TÜİK raporundan aldım..

Bu hafta yaşanan yağmur ve dolu çoğu sebze ve meyvenin fiyatını daha da artıracak. Örneğin, yağışlardan dolayı yaz yemeklerinde ilk akla gelen malzeme olan domates de marketlerdeki en pahalı ürünlerden biri.

Fiyatlarındaki artışın temel sebeplerinden biri girdi maliyetlerindeki artış.

TÜİK’in son açıkladığı veriye göre Mayıs ayında Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi yıllık %33,2 arttı.

Sadece son bir ayda mazota %51,9 zam geldi, bu zam sadece üretimde değil, nakliyatta da maliyetleri artırdı.

Dövizdeki hareketlilikle birlikte gübre fiyatlarında da son bir ayda %33’e varan artışlar görüldü.

BM Gıda ve Tarın Örgütü (FAO) verilerine göre Türkiye’de üretilen sebze ve meyvelerin yüzde 53’ü tarladan tüketiciye ulaşana kadar israf oluyor.

Tüm bunlara rağmen dünyada gıda fiyatları azalma eğilimindeyken, Türkiye’de artış gösteriyor.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gıda fiyat endeksi, yıllık bazda yüzde 11,8 geriledi. Türkiye'de aynı dönemde gıda fiyatları yıllık bazda yüzde 61 yükseldi.


Ve tüketici kooperatiflerinin olmamasından dolayı aracıların doymayıp sürekli artırdığı komisyonlar.

Et fiyatlarında ki aracı firmaların kazançları sebze meyve komisyoncularının 10-20 katı civarında desem hadi oradan dersiniz.


TÜİK raporları bakanlığın elinde ama neden görmeden geliniyor?

Ülkemizde bu kadar üretim daralması yaşanırken ve fiyatlar bu kadar belirgin artmışken neden sorumlular bir tedbir almıyor dersiniz.

Onlara ben sordum neredesiniz, neden dünyanın en pahalı gıdasını Türk milleti olarak biz tüketiyoruz diye.
Ancak siyaset her zaman suçu başkasında göstermeyi sever. Bugün de yaşadığımız sorunun suçlusu olarak birilerini gösterme çabası bundan kaynaklanıyor olabilir.

Asıl sorun ne derseniz, Türkiye’nin uygulanabilir, bilimsel, gerçekçi bir tarım politikası bulunmuyor.

Çiftçinin ne ekeceğini, nasıl ekeceğini, nerede ekeceğini ve ne kadar ekeceğini belirlemekten tutun, tohum ve fide üretimine, oradan pazara ve tüketim alışkanlıklarına kadar tüm süreci içine alacak bir tarım politikasına ülkemizin ihtiyacı var.

Başka türlü sorunları halletmenin imkanı yok.

Suçlu aramak yerine, sorunu politize etmek yerine akıllı, uzun vadeli ve sağlıklı politikalar üretmek zorundayız.
Tarım ülkesi olan ülkemizde ve şehrimiz Tokat’ta üretici kan ağlıyor. Tüketici fiyatlardan şikayet ediyor.

Vesselam