Hayatımızı idama ettirebilmek için hepimizin bir şekilde çalışması gerekir. Çalışma hayatında ve bu çalışma zinciri olan üretim halkasında yerimizi almamız gerekmektedir.

Bu üretim halkası olmazsa insanoğlu olarak tek başımıza yaşamımızı sürdürmemiz mümkün olsa da böyle rahat ve modern bir anlayış ve yaşayış içerisinde sürdürmemize pek de olanak olmaz. Zira tek başımıza kendimizin ailemizin ihtiyaçlarını üretip ve karşılamamız mümkün olmadığı gibi ihtiyaç duyduğumuz üretim kabiliyetine de sahip olamayız. O nedenle mutlaka bu üretim halkası olmalı ve bizlerde fert fert burada yerimizi almalıyız.

Üretim halkasının adı da üzerinde bir çok halkaları olduğu, bulunduğu aşikardır. Bu çalışma sonucu 30-35 yıl gibi bir hizmetin ardından emekli olunarak sektörde ayrıldığı gibi tayin ve yer değiştirme gibi nedenlerle de zaman zaman görev yerimiz değişmektedir.

İşte bu nokta da ya emekli olunarak ya da başka nedenlerle görevimizden ayrılınca geriye sadece anılarımız ve kurumumuza yaptığımız katkılarımız kalmaktadır. Her çalışan hiç şüphesiz bir şeyler yapıp çalışarak emeğinin karşılığını alma gayreti içindedir. Bununda böyle olması gerekir. Aldığını helal etme, çoluk çocuğuna helal kazanç ile gitme gibi.

Bunlar ne güzel duygu ve düşünce. Bu düşünce ile donanımlı bir çalışanın bunları fiiliyatta da hayata geçirmesi durumunda amirler ve çalışma arkadaşları ile hizmeti alanlarda son derece memnun olacaktır. Bunun da böyle olması gerekmektedir. Çalışma hayatında işini savsaklayıp tabiri caiz ise kaytararak günün gün ederek geçimsizlik sergileyenlerin işlerinin rast gitmediklerine de inan çoğu kez şahit olmuştu ruz. Kaldı ki bu şekilde davranmış olanların emeklilik sürecinde bunları düzeltmek isteseler bile artık işi iş den çoktan geçmiş olur da yüreklerinde nükte olarak kalır artık.

Hizmetin sonunda emeklilik kaçınılmaz bir son olmakla birlikte emeklilik hayatında hemen hemen her yerde uygun olan ve yeri geldiğinde gururla iftiharla ben bu kadar sene hizmet ettim, hizmetim var emekliliği hak ettim gibi övünmeler ve savunmalar haklı olarak yapacak ve bunları da sık sık duyuyoruz, duymaya da devam edeceğiz.

İşte bunları iftihar ve gururla söylerken geçmiş hizmetlerimizdeki davranışlarımız, çalışmalarımız, ve tutumumuzla bu ne kadar doğru, bunlarla doğru orantılı ve bu ne kadar bunlarla uyumlu bunu da düşünüyor muyuz acaba? İşte zamanı geldiğinde emekli olunca iftihar ve gururla ben böyle yaptım ben şöyle yaptım derken haklı olalım ve işin hakkını da bu doğrultu da vermiş olalım. Yoksa bizi tanıyanlar arkamızdan “hadi oradan senin nasıl çalıştığını biliyoruz” derler de bize gülerken bizim de haberimiz olmaz.