Gece duvarı yumrukladım.
Sabah kalktığımda bileğim sızlıyor.
Sanırım çatlak var.
Aklımı kafatasında tutacağım gibi değil.
Cehalet ne güzel bir şey yahu. Her şeyi biliyorsun. Gecede fosur fosur uyuyorsun.
Dert yok tasa yok oh ne ala.
Bilmek zor sorguluyorsun, karanlıkta aklın hep uyanık. Uyutmuyor ki!
Gece kafama taktım.
Biz, babamızın cebinde belki parası yoktur diye bir şey istemeye çekinen bir nesildik.
Devletimizin sunduğu hibe ve destek programlarına yöneldik, projeler ürettik, şehrimiz için kaynak talep ettik. Fakat Tokat’ın babası gibi kendini görenler, “Nereden çıktınız siz? Alışmışsınız böyle, devam edin” diyerek kapıları sürekli yüzümüze kapattı.
T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ve bürokratları 5-6 yıl önce Tokat’ta ticaret erbabı ile buluştuğunda şu gerçeği açıkça dile getirmişti:
"Tokat, devletimizin sağladığı ekonomik kaynaklardan hakkını alamıyor çünkü istemiyorsunuz, proje üretmiyorsunuz."
Ve sonuç?
2024 yılı GSMH’den pay alan şehirler sıralamasında Tokat 74. sıraya geriledi.
Son yedi şehirden biri.
Bu atanmış bürokrat krallığına göre 74. Sıra bile çok. 81. İl olmalıydık. Büyük başarı emeği geçen siyaset, bürokrat, ada ve sivil toplum örgütü temsilcilerine bu başarıdan dolayı şehrin altın anahtarını ayrı ayrı vermeli Tokatlılar.
Bu tabloya rağmen projeler üretmeye devam ettik. Her çağrıda KOSGEB’e, kalkınma ajanslarına, Avrupa Birliği fonlarına başvurular gönderdik. Her fırsatta PRODES gibi destek mekanizmalarına yöneldik. Fakat her defasında Tokat’ın önüne örülen duvarlara tosladık. Parçalandık ama Bismillah deyip yeniden yeniden dedik.
Yenildik yenildik en iyi yenilmeye aday olduk.
Uydu yayıncılığını hatırlayın 7 yıl “60” logosunu dünyaya duyurmaya çalıştık.
Sonuç sahipsizlik.
Ankara’da proje başvuruları, güçlü referanslarla ilerlerken, Tokat’tan gelen projelerin önüne onlarca bürokratik engel çıkarıldı. Sorun, kurallar değil; sorunun adı Tokat!
Türkiye’nin dört bir yanında vekiller ve bürokratlar şehirlerine kaynak kazandırmak için mücadele ediyor. Kapıları aşındırarak projelerinin desteklenmesini sağlıyorlar. Çünkü biliyorlar ki ekonomik kalkınma, proje üretmekle mümkün olur!
Ancak Tokat’ta?
Burada atanmış bürokratlar, proje dosyalarını Ankara’ya göndermemek için ellerinden geleni yapıyor.
Tokatlı girişimcileri, sanayicileri, esnafları desteklemiyorlar. Tokat büyümesin, kalkınmasın, yerinde saysın istiyorlar! Muhtaç olsun.
Neden diyorsun diye sorduğumda. Devletin sahibi bunlar. Kaynakları vatandaştan koruyorlar.
Ben iyi biliyorum ki Tokat’ı, Tokatlıyı hiçbir iyi şeye layık görmüyorlar.
Eşşekci memleketi diye kodlamışlar zihinlerine!
Ve şimdi danışmanlık yapan arkadaşlar şunu söylüyor:
"Biz Türkiye’nin her yerine proje hazırlıyoruz, her yerde onay alabiliyoruz ama sadece Tokat’ta bu sorun var!"
O kadar eminiz ki; meydan okuyoruz!
Buyurun, proje kabul eden kurum yöneticileri de proje yazsın, bağımsız bir kurul değerlendirsin. Biz de kendi projemizi yazalım, bağımsız üç farklı yerde değerlendirtelim. Bakalım kim gerçekten desteğe layık görülüyor!
Bu, sadece bir proje meselesi değil.
Bu, Tokat’a uygulanan sistematik engellemenin artık gözler önüne serilmesi meselesi.
Bu, Tokat’ın önüne örülen duvarları yıkma meselesi.
Sonuç yine ortada:
Tokat, devletin sunduğu hibe ve teşviklerden hakkını alamıyor, aldırmıyorlar.
Tokat, kalkınma ajanslarının sunduğu fırsatları değerlendiremiyor.
Tokat, KOSGEB ve diğer destek mekanizmalarının dışında bırakılıyor.
Siyasetçiler ve bürokratlar kendileri büyürken, şehrimiz insanı sürünüyor.
Süslü sözler ve vaatlerle Tokatlıların yıllarını çalıyorlar.
İleriye değil, geriye götürüyorlar.
Ama şunu unutmasınlar:
Ekmeğimizi büyüten baştacımızdır, küçülten bizim için yok hükmündedir.
Tokat’ın önüne örülen duvarları yıkacağız.
Şehrimizi görmezden gelenlere rağmen proje üretmeye, gelişmeye ve hakkımızı aramaya devam edeceğiz!
Seçilmiş siyasetçilerin Tokatlıları kuzu olarak önlerine attığı bürokratlara boyun eğmeyeceğiz.
İnatsa inat. Şimdilik yumruk atsak da duvarlara, yüzlerine tükürecek her daim cesaretimiz var.
Vesselam.