Gurbette ki yılların ekmek kavgası artık sona geldi.

Dedemin, babamızın terkettiği topraklara torunları tarafından geri  dönüş düşünülüyor..

Gurbet yaşanılacak yer olmaktan çıktı.

Anadolu insanı metropollerde kayboldu,  uyum sağlayamadı mutsuz oldu.

İstanbul ve metropol şehirlerinde ki pahalılık, memleketlerinden ekmek için göç edenlerin, geri dönüş hikayesine dönüştü...

Peki şehrimiz buna hazır mı?

Yada gelecek nüfusumuz ne kadar olacak ve bu nüfus için, şehrin altyapısı yeterli mi?

Tokatta,  konutlarda ki kiralar, iş alanları, eğitim, parklar, yollar, yaşam alanları, geri dönenler için kabus olabilir mi?

Tokat trafiğinde, 250 bin nüfuslu bir şehrin insanı olsa ne durumda oluruz?

Geri göç, fahiş konut ve işyeri kiraları olan şehrimizde durumu nasıl etkiler?

İstanbul ve İzmir'de doğmuş, eğitim görmüş oraların kültürünü kapmış hemşehrilerimiz, şehirde, köyde yaşayanlarla ne kadar uyum sağlar?

Soru şu, bizim şehrimizde ne yapmalıyız?

İlk önce demeliyim ki çok zor, ama imkansız değil.

Kararlı bir duruş yeterli şehrin geleceğini kurmaya.

Kışisel çıkarların olduğu şehrimizde birlikte gelecek hayali kurmak gerçekten zor!

Siyasetin bu kadar belirleyici olduğu şehrimizde nereden başlamalıyız.

Öncelikle ideoloji, parti düşüncesi değil, şehir kimliğine uygun imar planı hazırlanmalı.

Topçamın etekleri, TOKİ"nin ve Bedestenlioğlunun üst tarafları, Gezirlik, Uzunburun gibi yerler, yeni konut ve iş merkezleri için hazırlanmalı.

Kültürel ve tarihi miras korunmalı, Turizm alt yapısı ile özel ilgilenilmeli.Turist nasıl gelir, nasıl memnun edilir iyi hazırlanmalı.

Her şeyden önce liyakatlı yöneticiler atanmalı.

Sivil Toplum baştan aşağı değişmeli.

Yolsuzluğa, adam kayırmaya karşı sıfır tolerans sağlanmalı.

Alt yapısı bitmiş, temiz sokaklar, caddeler olmalı.

Güvenlikli şehir planı yapılmalı.

Dünya standartlarında eğitim, öğretim imkanı sağlanmalı.

Üniversitemiz branşlaşmalı. Öğretim görevlileri şehir için birikimlerini kullanmalı.

Ekonomik kazanç merkezleri oluşturmalı. Ticareti geliştirecek imar alanları açılmalı. Örneğin Havalimanına kadar, Turhal yolunu sağlı, sollu 500m yoldan içerde olacak şekilde imara açmalı..

Yeni Sanayi Bölgeleri açılması. Çamlıbel OSB hemen kurulmalı.

Geyrastan, Havalimanına kadar hafif raylı tramvay yapılmalı. Şehir trafiği rahatlamalı.

Kavşaklara alt geçitler yapılmalı. Yeraltı otoparkları yapılmalı.

Sağlık turizmi alanında uluslararası çalışılmalı.

Yeşilırmağın kenarında oldugu gibi yaşam, gezme, piknik alanları yapılmalı.

Ve kentsel dönüşüm, rantsal dönüşüme kurban edilmeden biran önce yapılmalı.

Rant kişisellesmemeli, herkese yayılmalı.

İnsan, çocuk, yaşlı, kadın odaklı bir şehir kurmalıyız.

Sakin şehir imajımızı korumalıyız.

Herkesin karnı doymalı.

Çok yazmadım.

Zor mu zor. Yapılabilir mi? Zor tabiiki.

Ama bu kadar seçilmiş, atanmış burokrat, Sivil Toplum örgütleri süs olsun diye görev yapmıyorlar değil mi?

Laf olsun diye makamlarda oturmuyorlar.

Kocaman kocaman lafları boşa etmiyorlar.

Ve devasa bütçeleri elbette ki keyiflerine göre kullanmıyorlar.

Şehre geri dönmeli mi gidenler?

Ne dersiniz?

Vesselam