Çok kişi konuşuyor.

Ama karşısında ki kişi ile nasıl ve neyi konuşacağını bilmiyor.

Üslup yitmiş bir davranış.

Neden konuşuyor ama anlaşamıyoruz derseniz.

Samimiyet olmadığından.

Kimse empati yapmıyor.

Karşımda ki kişinin o an içinde bulunduğu durum nasıl.

Derdi tasası var mı?

Onun için insanlar bağırıyor" Samimiyet istiyorum artık, boğuldum dili süslü ama yürekleri boş insanlardan.” diye

Konuşmaya, bilgiye değil samimiyete ihtiyacımız var

Şimdi siyaseten vaatler ile kapımıza gelenleri karşılıyoruz.

Dostum yârin gelip bir çayımı içecek misin?

Her yerden siyasi bilgi akınına uğruyoruz.

İşin garibi biz de bu kadar siyasi bilgiye maruz kalmaktan dolayı, en az o siyasetçi kadar olaylara hakimiz.

Peki dertlerimiz hakkındaki siyasi isimler, vvaatleri ile dertlerimize derman oluyorlar mı?

Bizi iyi hissettiriyorlar mı?

Kendini görebiliyor musun anlatılanlarda

Sana uygun bir şeyler var mı diye bakıyorsun siyaseti o anlık satanlara!

Samimiyet varsa dinliyor ve anlıyorsun.

Seçmen samimi bulduğu, inandığı adaya sarılıyor.

Çocuk ismi ile hitap ediyor ailesinin sempati duyduğu adaya.

Aday caddelerdeki hemşerilerine ismi ile seslenerek kucaklaşıyor.

"Samimiyet öyle bir dildir ki; kör de görür, sağır da duyar!" (Cemil Meriç) *
Samimiyetin açmayacağı kapı yok; yeter ki gerçekten samimiyet olsun...

Bizim birincil derdimiz siyaset değil, sizin ter derdiniz seçilmek.

Ben Tokat merkez dahil tüm ilçe ve beldelere gittim.

Bu seçimde samimiyet kazanacak.

Lütfen samimi olun.

Biz sizi anlarız.

Ajans çalışmaları ile bizim duygularımız ile oynamayın.

Saygılarımla