Basında yada sosyal medyada yazılan ve paylaşılanlara bakıyorum.

Baktıklarım arasında arkadaşlarım, köylülerim, okul arkadaşlarım, şehrin alt ve üst tabakası, farklı meslek gruplarından insanlar var.

Ülke düzeyinde yada yerel düzeyde analiz ediyorum olanı, biteni.

Kim neyi savunuyor, neyi yeriyor.

Zihniyet okuması yapıyorum.

Niyet ne ise akıbette odur derler ya.

İnsanların niyetleri, sözlerine, davranışlarına, tepkilerine, cümlelerine, sloganlarına yansıyor zaten.

Yaşım 50  oldu. Yarım asırdır, mesleğim gereği de insanlara bakıyor ve izliyorum.

Toplumun belli kesimi, ötelerden beri milli ve manevi değerleri olan, bu değerleri korumak ve yaşatmak isteyenlerden oluşuyor.

Bir kesimi de bu değerlere uzak ve bu değerleri yok sayan, öldürmek isteyen, milletin hayatından çıkarmak isteyen  sol, seküler kitleden oluşuyor.

Ve bu durum  yazı ve sosyal medya paylaşımlarında ete kemiğe bürünüyor.

Ülkemizin rejimi belli, cumhuriyet, hürriyet, demokrasi, insan hakları, rey sandığı sağcınında solcununda ortak değeri.

Bu saatten sonra bu ülkenin rejimi ne Kuzey Kore, ne İran gibi olmaz.

Müslüman coğrafyasında, müslüman ana, babadan dünyaya gelmiş sol kitlelerin sözlerine, sosyal medyaya yansımalarına bakıyorum, hayret ediyorum.

Nasıl yani diyeceksiniz?

Osmanlı'nın son döneminden itibaren başlayan, İttihat terakkicilerle, jön türklerle yol alan, tek parti ile sol partilerde ete kemiğe bürünen bir kitle.

Son yıllarda bunlara, dini, manayı lügatından çıkartan, bir kısım kafatasçıları da ekleyebiliriz.

Şehit Polis Memuru Fethi Sekin, Savcı Mehmet Selim Kiraz diyince hüzünlenir, dua eder, ölüm yıldönümlerinde anar ona göre paylaşımlar yapıyoruz, karşı taraf hiçbirşey hissetmez, paylaşım yapmaz.

Milli olmayan Karl Marx diyince sol yumrukları havaya kaldırıp, heyecandan  tüyleri diken diken olur.

Biz Eren Bülbül'ü dualarımızda yaşatırken onlar ağzına almaz, paylaşım yapmazlar (olsada istisna), yerli ve milli olmayan Stalin denince ağızlarından sular akarak, gözleri fal taşı gibi açılarak marş söylerler.

Biz, 15 Temmuz kahramanı Ömer Halisdemir'i her yıldönümünde anar, paylaşırız onlar cumhuriyet, demokrasi düşmanı, yerli milli olmayan Lenin'in ismini duyunca Atatürk'ü de unutur.

Biz Mustafa Yıldızdoğan'la Ölürüm Türkiyem türküsünü söylerken onlar yerli ve milli olmayan Çav bella söyler, paylaşır.

Biz, Esat Kabaklı'dan Türk töresi türküleri dinlerken onlar Ferhat Tunç'tan, Grup Yorum'dan ayrılıkçı marşlar dinler.

Yazar, çizer, sanatçı örnekleri çoğaltanilirsiniz.

Biz din, diyanet, vatan, millet, bayrak, şehit derken bu özlerinde ABD, batı, İsrail, İş dünyası destekli kapitalist, sözlerinde kominist, seküler kesim milli ve yerli olanın tam kaşısında nakaratlar söylüyor, nutuklar atıyor.

Bu ucube kitle, 1000 yıllık Selçuklu ve Osmanlı dönemini unutturmaya çalışan, rüzgara karşı işeyen kitle.

Atalarını, dedelerini yok sayan kitle.

Hitit güneşini kutsayan, minarenin en tepesindeki hilali reddeden kitle.

Bir insan, bir toplum eksisi artısıyla tüm tarihi değerlerini kabul eder, doğru olanı yaşatmada da ittifak eder ya hu!

Bahsettiğim milli ve manevi değerler bu ülkenin sütunu, taşıyıcı direği.

Bunların zihniyeti bozuk.

Bu görülmeli.

İşbaşına geldiklerinde bırakın ekonomiyi, özgürlükler konusunda çok büyük mağduriyetler yaşanacağını bilin!

Bunlar Anadolu'nun fabrika ayarları ile oynayacak olanlar.

Keşke milli ve manevi değerlere sahip çıkacak iradede olsalar.

Keşke ki keşke milli ve manevi değerlere sahip insanımızın da bunların farkında olsa!

Ben dünlerine bakınca yarınlarını görüyorum.


Vesselam