Tokat’ta 34 yıldır başarılı bir diş hekimliği hizmeti veren, Tokat İstişare Heyeti Üyesi Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı isteğimiz üzerine, Tokat’a yapılması düşünülen “şehir hastanesi” ile ilgili düşüncelerini paylaştı. Hüseyin Yarıcı ile yaptığımız söyleşinin ayrıntılarını okurlara sunuyoruz.
●Hüseyin Bey Tokat gündemini izleyen bir hekimsiniz. Bildiğiniz gibi Tokat’a birinci sınıf tarım arazisinin olduğu bir alana bir şehir hastanesi yapılmak istenmektedir. Bir hekim olarak bu konudaki değerlendirmelerinizi alabilir miyim? Tokat’a bir şehir hastanesi yapılmalı mıdır?
Yapılmamalıdır, çünkü kamu özel iş birliği modeli ile yapılacak bir şehir hastanesi kamu sağlığına zararlıdır. Bu yöntemle yapılacak bir şehir hastanesinin hem kendisi, hem de yapılması planlanan yeri sorunludur. Bu hastanenin “şehir hastanesi” adıyla birinci sınıf tarım arazisine yapılmak istenmesinin yanlışlığını bir kenara bırakıp, kamu özel işbirliği modeli ile yapılacak bir şehir hastanesinin yapılma yöntemine baktığımızda özellikle şehir hastanesi seçiminin yanlış olduğu anlaşılabilir. Yanlış anlaşılmalara yer vermemek için altını bir kez daha çiziyorum sözünü ettiğim 6428 sayılı Kanun çerçevesinde yapılacak bir “şehir hastanesi” dir.
●Neden böyle bir şehir hastanesinin yanlış olduğunu düşünüyorsunuz?
Bu sorunuzun cevabını vermeden önce bir konunun altını önemle çizeyim. Kişisel olarak benimsemediğim ve yanlış olduğunu düşündüğüm konu Tokat’a bir hastane yapılıp yapılmaması değildir. Konumuz Tokat’a bir “devlet hastanesi” yapılması da değildir. Konumuz “şehir hastanesi” yapılmasıdır. İkisi birbirinden farklı iki yapıdır.
●Nasıl farklıdır, açar mısınız?
Hiç düşündünüz mü? Şehir hastanesinin adı neden şehir hastanesidir? Çünkü devlet hastanesi değildir. Şehir hastaneleri, bedelsiz olarak şirketlere tahsis edilen hazine arazileri üzerine şirketler tarafından yapılır. Bu hastanelerde Sağlık Bakanlığı kiracıdır. Mülkün sahibi olan şirketlere Sağlık Bakanlığı en az 25 yıl boyunca kira ve bina bakım parası öder.
Şehir hastaneleri, devlet hastaneleri ile Araştırma ve Uygulama hastanelerinden farklı olarak bölgesel büyük sağlık kompleksleri olarak yapılandırılmaktadır. Yani şehir hastanelerinin kurulduğu yerlerde ilçelerdeki devlet hastanelerinin sağlık hizmeti sunumlarında, sağlık personeli istihdamında düşüşler, gerilemeler yaşanabilir.
Şehir hastanelerinin kendi özel Kanunu vardır. 6428 sayılı Kanuna göre şehir hastanelerinin kiraları döner sermayeden ödenir. Kanuna göre döner sermayeden yapılacak ödemelerde öncelik bu kiranın karşılanmasıdır. Diğer yandan, “beş yıldızlı otel konforunda” olacağı söylenen bu hastanelerde, SGK sadece “tek yıldız” oda bedelini ödediği için yüksek katkı/katılım payları ve ek ücretler çıkar.
●Tokat’a yapılacak şehir hastanesiyle Tokat’taki yatak sayısı artmayacak mı?
Artmaz! Şehir hastanelerinin yapılmasına “yapılacak hastanedeki yatak sayısı kadar mevcut hastanelerden azaltılması ya da mevcut hastanelerin kapatılması kaydıyla” izin verilmektedir. Yani şehir hastanesi kurulan illerde bir adet yeni bina yapılırken mevcut hastaneler; örneğin Tokat Devlet Hastanesi kapatılır, böylece yeni hasta yatağı oluşturulmasına izin verilmez. Tıpkı devlet hastanesi yapılırken iki hastanemizin kapatılması gibi… Örneğin yapılacak şehir hastanesi 750yataklı yapılacak, devlet hastanesi de diyelim 500 yataklı. Toplam Yatak sayımız 1250 olmaz. Yatak sayısı yapılacak hastanenin yatak sayısı kadar olur.
●Peki, şehir hastaneleri kaça mal oluyor biliyor musunuz?
Kesin bir rakam veremem. Her hastanenin maliyeti farklı olabilir. Ancak bildiğim şu ki, şehir hastaneleri kamu özel ortaklığı olarak bilinen bir finansman modeliyle yapılır. Bu yöntemle yapılan yatırımlarda verilen kamu hizmeti mecburen kısmen ya da tamamen özelleştirilir. Çünkü ihaleyi alan şirketler aslında inşaat karşılığı aldıkları kiradan değil verdikleri hizmetten para kazanırlar. Üstelik bu hastanelerin mimari projeleri de ihaleyle çizdirilmiştir. Yapılan hesaplamalara göre, şirketler inşaat maliyeti artsın diye olması gerekenden çok daha büyük binalar yapmışlardır. Ama asıl mesele şirketlerin bu hastaneleri yapabilmek için aldıkları kredilerden kaynaklanmaktadır. Devlet, şirketlere nazaran daha ucuza borç para bulur. Ama bankalar ve diğer kredi kuruluşları bu şirketlere daha yüksek faizle borç verirler. Şirketin bu faizi de kazanması gerekir ve ödenen kira parasının içine bu bedel de eklenir. Kalkınma Bakanlığı'nın raporuna göre Haziran 2017 fiyatlarıyla 18 adet şehir hastanesine şirketler 10 Milyar ABD Doları yatırım yapıp 25 yılda 30 Milyar ABD Doları gelir elde edecekler. Bu rakamlar güncelleştirilmiş olabilir. Aklımda kaldığı kadarıyla Türkiye’de şu ana kadar 11 adet şehir hastanesi yapılmıştır.
●Şehir hastanesindeki sağlık hizmetlerini devlet yürütmeyecek mi?
Hayır! Şehir hastanesi ihale ilanlarına göre, şirketler görüntüleme ve laboratuvar hizmetlerini de yürütecek. Kanunda yapılan değişiklikle şirketlerin “ileri teknoloji ve yüksek maliyet” gerektiren hizmetleri verebileceği kabul edilmiştir. Fizik tedavi rehabilitasyon, radyoloji, radyasyon onkolojisi, patoloji gibi hizmetleri şirketlerin vereceğini biliyoruz. Şirketler bu hizmetleri Sağlık Bakanlığı'na satacak ve bedelini alacak. Ayrıca, hastane içinde ve çevresinde yapacakları ticari alanlar da -kafeterya, yemekhane, kreş, servis, otel, otopark, temizlik, diyetisyenlik, hastane bilgi yönetim sistemi dahil- şirketlerce işletilecek. Sözleşmeye göre, hastaneyi şirket temsilcisi yönetecek. Yanlış okumadınız “otelcilik” bile yaparlar. Bu nedenle de çok geniş bir alana yayılırlar. Hastanede bir yerden bir yere gitmek bile bir işkenceye döner.
●Şehir hastanelerinde yetki kimde?
Hukukçu vekillerimiz çok daha iyi bilir, şehir hastaneleri için Sağlık Bakanlığı ile şirketler arasında imzalanan sözleşme özel hukuka tabidir. Yetkinin devlette olduğu sözleşmeler idare hukukuna tabi olur. Sağlık Bakanlığı kira bedellerini “ticari sır” diyerek açıklamıyor. Sizce devletin “ticari sırrı” olur mu? Sağlık Bakanlığı, kanun gereği ortağı olan şirkete ödenecek kamu kaynağını kamuya açıklayamıyorsa, yetki kendisinde olabilir mi? Sonuçta mülk kiminse yetkili odur.
●Açıklamalarınızdan Sağlık Bakanlığı’nın bu hastanelerde kiracı olduğu anlaşılıyor, doğru mu?
Evet doğrudur. Bakınız şehir hastaneleri Projesi İngiltere’nin 1990 lı yıllarda uygulamaya aldığı ancak kamuya çok büyük yük getirdiği, sağlık hizmetlerinin iyileştirilemediği ve pahalı verildiği gerekçesiyle uygulamadan vaz geçtiği bir projedir.
Bu hastanelerin hasta garantisi olmasa da yap işlet devret modeliyle, genel olarak şehir dışlarında ve bedelsiz olarak şirketlere tahsis edilen hazine arazileri üzerine yaptırılmasıdır. Şehir Hastanesinin ısrarla TOGÜ Ziraat Fakültesi Tarım Uygulama Alanına yapılması ısrarı da bu nedenledir. Bedava ve sorunsuz bir arsadır, temel kazı, hafriyat vs. gibi sorunlu işlemler yoktur. Kaymaklı ekmek kadayıfıdır. Tarım arazisi olması yatırımcının umurunda olmaz.
Söz konusu hastanelerde Sağlık Bakanlığı kiracıdır ve bina sahibi olan işletmelere ortalama 25 yıl boyunca kira ve bina bakım parası ödemesi başlı başına bir sorundur.
Vatandaşlarımıza iyileştirilmiş sağlık hizmeti verilmesi elbette çok değerlidir. Ancak bu hizmetin dünyanın terk ettiği ve sağlık hizmetlerin pahalı verildiği denenmiş sistemler üzerinden verilmeye çalışılması büyük bir yanılgıdır. Türkiye’deki örnekleri de bunu göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir devlettir. Sağlık hizmetleri vatandaşlarımıza eşit ve ücretsiz verilmesi gerekir. Devletin önceliği para kazanmak ya da sermaye gruplarına para kazandırmak değil, vatandaşın sağlığı olmalıdır. Şehir Hastaneleri halkın sağlığı için değil de, sermayenin sağlığı için mi tasarlandığına yönelik iddialar da bu nedenle ileri sürülmektedir.
●Şehir hastanesi sermayenin hastanesiyle tedavi ücretleri nasıl belirlenecektir?
Bu gün şehir hastanelerinde muayene ücretleri hatta sosyal alanlardaki hizmetler; kafeterya, lokanta gibi, diğer hastanelere göre en az iki katına çıkmıştır. Sağlık zaten giderek pahalılaşıyor. Çalışanların, emeklilerin cebinden sağlık hizmeti için çıkan para da her geçen gün artıyor. Şehir hastaneleri kamu özel işbirliği yoluyla yapılıyor. Devlete ait hastane yapıları boşaltılırken, şehir hastaneleri bir konsorsiyum tarafından devlete 25 yıllığına kiralanıyor. Yetkili firma binanın tüm işletme haklarına sahip. Radyolojik görüntüleme, laboratuvar, temizlik, otopark gibi hizmetler de bu şirketten kiralanıyor. Devlet şirketlere kira ve hizmet bedeli ödüyor.
●Bu uygulama sağlıkta özelleştirmenin yeni bir boyutu gibi değil mi?
Ne yazık ki öyle sağlığı ticarete dökersen insanların hayatını da parayla ölçersin. Bu anlamda kamu özel işbirliği yöntemiyle yapılan koca koca şehir hastaneleri bizler için değil de sanki sermayenin çıkarı için inşa ediliyor. Bu görüntü ve uygulama elbette uygun değil. Tokat’a bir “şehir hastanesi” kurulmasını destekleyenler kendilerine şu soruyu sormalıdırlar. Var olan iki devlet hastanesi kapatılıp Tokat’a yeni bir devlet hastanesi yapıldı. Peki, sorun çözüldü mü? Tokat merkez dâhil, ilçe hastanelerinde gerekli branşlar oluşturulabildi mi? Yeterli doktor ve sağlık çalışanı istihdam edilebildi mi? Doktora erişim kolaylaştırıldı mı? Her branşta doktor bulabiliyor muyuz? Sağlıkta dönüşüm söylemleriyle koruyucu sağlık hizmetleri terk edilmedi mi? Sağlık özelleştirilmedi mi? Hastalar hasta değil müşteri, sağlık hizmeti ve tedavi de satılacak bir şey haline getirilmedi mi? Bu düzende ne yazık ki, sağlığımız açgözlü sermayenin insafına terk edilecektir.
●Peki, sizce çözüm nedir?
Eğer milletvekillerimiz, yerel siyasi otorite Tokat’ta bir sağlık devrimi yapmak istiyorlarsa, bunu sağlık hizmetlerine uygun ücretlerle, kaliteli ve ulaşılabilir olmasını mümkün kılacak, bizzat Sağlık Bakanlığınca yapılacak, bizleri sermayenin insafına bırakmayacak bir “Eğitim ve Araştırma Hastanesi” ni Tokat Merkez de yaptırmakla başlayabilirler. Bu durumda Tokatlılar kendilerine müteşekkir olacaklardır.
●Bunu biraz açar mısınız? Şehir hastanesi değil ama bir eğitim ve araştırma hastanesinden söz ediyorsunuz.
Tokat’ın kamu özel iş birliği modeli ile yapılacak bir şehir hastanesine değil, öncelikle vatandaşlarımızın rahat ulaşabileceği, muayene, tahlil, tetkik, görüntüleme ve operasyon hizmetlerine sorunsuz ve uygun ücretlerle erişebileceği, doktorların unvanlarının gerektirdiği deneyim ve akademik aşamalarını, asistan, doktor, doçent, profesör gibi bileceği, sermayenin insafına bırakılmayacağı, devletimizin bizzat yaptığı ve devletimizin yönetiminde olan bir hastaneye ihtiyacı vardır. Bu bağlamda Tokat’a bir hastane yapılmasını arzulayan siyasilerimizin, sağlık hizmetleri sunumunun vatandaşlarımıza nasıl daha verimli olacağını bir kez daha araştırarak, sağlık sistemimizin yöremizin ekonomik, sosyal ve coğrafi şartlarının göz önüne alınarak en uygun ve gelişmiş bir hastane modelini şehrimize kazandırmaları, yerel halktan destek bulacaktır. Bu hastane modelinin adı da Sağlık Bakanlığı tarafından ve mümkünse Tokat Merkez’de yaptırılacak bir “Tokat Araştırma ve Uygulama Hastanesi” dir.
●Şehir merkezinde nasıl olacak?
Mümkünse şehir merkezinde diyorum. Çünkü en iyi hastane vatandaşa en yakın olan hastanedir. Bunun en güzel örneği ise TOGÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesidir. Park sorunu da dâhil, kimi sorunlar yaşansa da, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma Ve Uygulama Hastanesi Tokat’taki en mükemmel ve doktorların uzmanlığını, unvanın gerektirdiği deneyim ve akademik aşamalarını değerlendirebileceğiniz tek hastanedir. Bu yüzden de tüm Tokat yöresinden vatandaşa hizmet veren ve yoğun şekilde çalışan bir hastanedir. İşte bu hastane modelinin bir ikincisinin hemen bu hastanenin yanı başına, Devlet tarafından Tokat Araştırma ve Uygulama Hastanesi olarak yapılması en uygun çözüm gibi görünmektedir.
●Yanı başına derken nasıl olacak?
Araştırma ve Uygulama Hastanesi kısaca, devlet hastanesinin büyüğü üniversite hastanesinin küçüğüdür. Araştırma ve uygulama hastanesi devlet hastanesine göre daha kritik vakalara müdahale eder. Bu hastanede uzman doktor, Yrd. Doçent, Doçent ve Prof.Dr. bulabilirsiniz. Aldığım duyumlara göre Rektörümüz Sayın Fatih Yılmaz Üniversite Hastanesine otopark yapmak için çabalamaktadır. Diğer bir girişiminin de Diş Hekimliği Hastanesi’ni Kampüs’ e taşımak olduğu, Diş Hekimliği Hastanesini ise poliklinik olarak hizmete almaya çabaladığı söyleniyor. Çok yerinde bir düşüncedir. Gerçekleştiğinde yararlı çıktılarını hep birlikte göreceğiz.
●Sözünü ettiğiniz hastanenin nereye yapılmasını öneriyorsunuz?
Tokat’a kamu özel işbirliğiyle değil de bizzat Sağlık Bakanlığı’nca bir sağlık yatırımı yapılacaksa bu yatırımın elden gitmemesi için birinci sınıf tarım arazisine değil de, kamu yararı doğacak şekilde başka bir alana yapılmasının daha uygun ve yararlı olacağını düşünüyorum. Sayın vekillerimizin de bu seçeneği düşündüklerini zannediyorum. TOGÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin yanında Tokat Gaziosmanpaşa Kışlası 48.Piyade Eğitim Alay Komutanlığı vardır. Kapladıkları alan öğrendiğim kadarıyla yaklaşık 50 hektar yani 500 dönüm veya daha fazladır. Bilindiği üzere tüm askeri birlikler şehir dışına çıkarılırken, bu Alay Komutanlığı deyim yerindeyse şehrin tam merkezinde kalmıştır. Bu askeri birliğin şehir dışında uygun bir yere alınması ve yerine sözünü ettiğim “Tokat Araştırma ve Uygulama Hastanesi” nin devlet tarafından yapılması neden düşünülmez? Neden TOGÜ gibi seçkin bir kurumun çalışmasıyla ortaya çıkarılmış olan bir tarım uygulama alanı bedelsiz olarak bir şirketlere tahsis edilir ya da yapılaşmaya açılır? Anlamak mümkün değil! Bu alanın Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Merkezi’ne tahsis edilmesi ve bu hastanemizin daha büyütülmesi de düşünülebilir. Bu da Tokatlıları çok memnun edecektir.
Planlandığı söylenen şehir hastanesinin TOGÜ Ziraat Fakültesi alanına yapılmasına ne diyorsunuz?
Bakınız bu şehir hastanelerinin yapıldığı yerler hep sorunlu alanlardır. Elazığ Şehir Hastanesi için belirlenen arazinin bir kısmı şehitlik diğer kısmı sit alanıydı. Isparta Şehir Hastanesi, hava kirliliğinin en çok hissedildiği alana yapıldı. Konya'da ülkenin ilk tohum geliştirme arazisi üzerine inşa edilmek istenen şehir hastanesinin itirazlar sonucu mezbaha ve otoyol arasına sıkıştırıldı. Bilkent Şehir Hastanesi dere yatağı üzerine inşa edildi. Bursa Şehir Hastanesi ulaşımın olmadığı otoyollar arasına ve verimli tarım arazileri üzerine yapıldı
Şimdi de sanki var olan il ve ilçedeki devlet hastanelerimizin sorunları çözülmüş, gerekli doktorlar istihdam edilmiş, randevu sistemi sorunsuz çalışıyor, her türlü ameliyat güvenli bir şekilde yapılıyormuş gibi, açıldığı her yerde sorun yumağı haline gelmiş, sağlığın ticarileştirildiği bir şehir hastanesi kamu özel ortaklığı olarak bilinen finansman modeliyle Tokat’taki birinci sınıf tarım arazisinin üzerine yapılmaya çalışılıyorsa üzücü bir durumdur.
Buna hazıra konmak denmez mi? TOGÜ’ ye ait birinci sınıf tarım arazisinin bedelsiz olarak bir şirkete tahsis edilmesi ve üzerini de kamu özel ortaklığı olarak bilinen finansman modeliyle sorunlu bir “Şehir Hastanesi” yaptırılması Tokat’taki sağlık hizmetleri sunumunun daha sorunlu ve pahalı olarak verilmesi sonucunu doğurmaz mı? Ben bir yer önerdim. Duyduğum kadarıyla üniversite tarafından, üniversite kampüsü içinde, tarım alanının dışında bir yer de önerilmiştir. Hatta TOKİ Bölgesi’ne yapılabileceği bile söylenmektedir. Araştırılırsa eminim ki başka öneriler de çıkacaktır.
Hüseyin Bey Çok teşekkür ederim. Son sözlerinizi alabilir miyiz?
Milletvekillerimizin iyi niyetlerinden kuşkumuz yok. Ancak yanlış anlaşılmamak üzere altını bir kez daha özenle çiziyorum. Tokat’ın ihtiyacı para kazanmak için sermayenin yapacağı bir “şehir hastanesi “değil, Devletimizin bizzat kendisinin tarım alanlarımız dışındaki bir yere yapacağı, Tokatlıların sağlığının ve ekonomilerinin öncelendiği bir “Araştırma ve Uygulama Hastanesi” olmalıdır.