Helikopter kazasında hayatını kaybeden İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabiri İsmail Güneş, vefatının 16. yılında mezarı başında dualarla anıldı. Meslektaşlarının, dostlarının ve sevenlerinin yüreğinde derin bir iz bırakan Güneş’in adı, bugün hâlâ adalet ve vicdan arayışının simgesi olarak anılıyor.
Bir Görev Şehidinin Ardında Kalan Sessizlik
25 Mart 2009 tarihinde, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun da içinde bulunduğu helikopterin Kahramanmaraş’ta düşmesiyle yaşanan elim kazada, helikopterde bulunan 5 kişi hayatını kaybetti. Onlardan biri, mesleğini tutkuyla yapan bir haberci, bir baba, bir dost; İsmail Güneş’ti.
Kabri Başında Dua, Gönüllerde Derin Yara
Vefatının 16. yıl dönümünde, Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) üyeleri, Güneş’in Sivas’taki kabri başında toplandı. Kur’an-ı Kerim okundu, dualar edildi. Fakat sözler yetmedi… Gözlerde yaş, dudaklarda dua, yüreklerde tarifsiz bir boşluk vardı. TSYD Genel Başkan Yardımcısı Kemal Çağlayan yaptığı konuşmada, adaletin hâlâ tecelli etmediğini hatırlatarak şunları söyledi: “16 yıl önce İsmail Güneş’in ismi sadece Sivas’ta yankılanıyordu. Oysa bugün, onun cesareti, meslek aşkı ve fedakârlığı tüm Türkiye’nin vicdanına kazındı. ‘Sesimi duyan var mı?’ feryadı hâlâ kulaklarımızda… İçimizdeki yara hiç kapanmadı.”
Hatıralarda Yaşayan Bir Haberci
Güneş’le yıllarca omuz omuza çalışan gazeteciler Mustafa Ateş ve Ali Yavuz da törene katıldı. Duygularını paylaşırken boğazları düğümlendi. Güneş’in mesleğine olan bağlılığı, haber uğruna göze aldığı riskler ve geride bıraktığı iz, her iki meslektaşının da yüreğinde derin bir yer edinmişti.
Ruhları Şad Olsun
İsmail Güneş ve beraberinde hayatını kaybedenlerin ardından 16 yıl geçti. Ama acı ilk günkü kadar taze, hasret ilk günkü kadar derin. Ne zaman “Gazeteci cesareti” denilse, ne zaman “görev aşkı” konuşulsa, İsmail Güneş’in adı saygıyla anılıyor.
Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
