Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, ülkemizde geçtiğimiz yıl 168 bin trafik kazası meydana gelmiş. Bu kazalar sonucunda 3 bin 500 kişi hayatını kaybederken 285 bin kişi ise yaralanmış.
Son 10 yılda meydana gelen trafik kazalarında ölenlerin sayısı 43 bin, yaralıların sayısı ise 2 milyonun üzerinde.
Ülkemizdeki trafik kazalarında geçtiğimiz yıl yaşları 10-29 arasında değişen 400’den fazla gencimiz hayatını kaybetmiş.
Son 30 yılda terör sebebiyle verdiğimiz şehitlerimizin sayısı ise 14 bin civarında.
Başka bir deyişle, Türkiye'de trafik kazalarında sadece --son 10 yılda- 43 bin vatandaşımız hayatını kaybederken, -son 30 yılda- terör sebebiyle verdiğimiz şehit sayısı 14 bin.
Ama kimse çıkıp da trafik kazalarında neden bu kadar can kaybettiğimizi sorgulamıyor. Hiçbir yabancı devlet bu kazaları azaltmak için bizim iç işlerimize müdahale etmiyor. Sözlerimizden şehitlerimizi önemsemediğimiz anlaşılmasın, fakat sadece geçen yıl trafik kazalarında kaybettiğimiz 400 gencimizin hiç mi değeri yok?
Peki sizce de bu işte bir anormallik yok mu?
Alın size bir rakam daha: Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, ülkemizde sadece geçtiğimiz yıl uyuşturucudan ölenlerin sayısı 648. Uyuşturucu deyip geçmeyin. Terör örgütlerinin en büyük finansman kaynağını uyuşturucu ve sigara kaçakçılığı/ticareti oluşturuyor. Bu ülkede şimdiye kadar uyuşturucudan ölen kaç gencimiz için slogan atılmış, müsebbibler suçlanmıştır sizce? Ya da hangi gazetede uyuşturucu baronlarının resmi “Katil” başlığıyla karikatürize edilmiştir?
AB Uyuşturucu Pazarı Raporu’na göre PKK, sadece AB’de uyuşturucu ticaretinden yılda 25 milyon Euro dolayında gelir sağlıyor. PKK’nın muhtelif kalemlerden elde ettiği yıllık toplam geliri ise 400 milyon Euro’nun üzerinde.
Ya giderleri? Resmî kurumlarca tahmin edilen en üst rakam, PKK’nin yıllık giderinin 40 milyon Euro olduğunu gösteriyor.
Siz de soruyorsunuzdur şimdi: Peki bu paranın geri kalanı kimlerin cebine gidiyor? Biz dağlarda fidanlarımızı şehit verirken, işte bu 360 milyon Euro’yu kimler nerelerde harcıyor?
Şimdi anladınız mı PKK’nın neden bitirilemediğini? Ülkemizde uygulanmaya çalışılan sigara yasağına dahi özgürlük martavallarıyla ayağa kalkan ulusal ve dünya basınının, sayıca çok daha fazla olan diğer ölümlere neden sahip çıkmadığını?
Terör tabii ki sadece uyuşturucudan beslenmiyor. Askerî, siyasî, ekonomik, coğrafî onlarca etkeni var. Ama siz sadece Kandil’i bombalamayı, Abdullah Öcalan’ı yakalayıp 4 duvar arasında tutmayı başarı saymakla yetinirseniz, uyuşturucu ve sigaradan gelen 200 milyon Euro’nun PKK bütçesinin %44’ünü oluşturduğunu ve bu suretle PKK’nın kendisini büyütmeye devam ettiğini fark edemezsiniz.
Terörle mücadele yalnızca “teröristle mücadele eksenine” indirgenirse, tam bitti denilen her bir noktada terör yeniden nükseder. Öcalan’ın yakalanması üzerine terörün uyku moduna geçmesi ve başka liderlerce sahiplen(dir)ilerek tekrar faaliyete geçmesi buna en güzel örnektir.
Terörizmi tümden yok etmek istiyorsanız, öncelikle varsayım, duygu ve çıkarlarınıza dayanan tespitlerden kaçınarak soruna doğru tanı koymak, sonra da tüm mücadele araçlarıyla ona karşı savaşmak zorundasınız. Bu noktada kendini Türk hisseden herkese düşen görev, geçmişiyle övünmek /başkalarının kararlarını eleştirmekle yetinmek yerine, terörün lojistik olarak beslendiği bataklığı kurutmak için ‘akılcı’ ve de ‘kalıcı’ çözümler üretmektir.