Cumhurbaşkanlığı sistemini düzenleyen Anayasa Değişikliği Kanununa göre, milletvekili seçilme yaşı 25'ten 18'e indirilecek.

Söz konusu düzenleme sadece büyüklerden değil, o yaşlardaki bazı gençlerden de tepki alıyor. Sebebi ise gençlerin, akranlarının siyaset için yetersiz olduğunu düşünmeleri. Geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletler’de insan haklarına dair bir konuşma yapan 11 yaşındaki Talya Özdemir kızımız Aleyna Tilki’ler, Hanife’ler kadar basında yer alamayınca gençlerin bu özgüvensizliği de sürpriz olmuyor.

Neyse ki birileri çıktı ve ‘Gerektiğinde 18’inde, 21’inde vatanı için nöbet tutan, tanklara toplara karşı duran bu gençlere vatanımızı emanet edebiliyorsak, onlara bu ülkenin geleceğinde söz sahibi olma hakkını da tanımalıyız.” dedi.

Bu ülkede “Engelliler siyaset yapamaz”, “Kadınlar siyaset yapamaz”, “Birileri istemezse muhtar bile olunamaz” gibi dogmalar bilhassa son 15 yılda gerçekleştirilen demokratik reformlarla tarihe karıştı. 35 yıl önce “yanlış yaparlarsa asker haddini bildirir” denilen halk, bugün kendi Cumhurbaşkanını kendi seçiyor. Bizler de bir gün geriye dönüp baktığımızda bu gün tartıştığımız bir çok şeye, “iyi ki olmuş” diyeceğiz.

Bu düzenlemeyi olumsuz yorumlayanlar, en büyük hatayı kanunu “bugünün şartlarıyla sınırlı” değerlendirmekle yapıyorlar. Bu anayasa sadece 2019 yılına mahsus bir düzenleme değil. Belki de önümüzdeki yüz yılı şekillendirecek.

Gelin biz de, önyargılı davranmaktan vaz geçip bir 20-30 yıl sonrasını düşünelim. İşte buraya yazıyorum:2023’te, 2071’de yeni Fatih’ler yetişmiş olacak. Biz farkına varamasak da, bu anayasa değişikliği ile hepimize bir misyon yükleniyor: Bırakın evlilik programlarını, dizi filmleri de 18 yaşında sizi temsil edecek gençleri şimdiden yetiştirmeye başlayın, deniyor.

Demokratik meclisler ülkenin farklı açılardan dağılımını temsil eder. 18-25 yaş arası 8 milyona yakın gencimiz var. Bu 8 milyonun mecliste bir kaç tane milletvekili ile temsil edilmesinin neresi yanlış? Mecliste sadece 25 ve yukarı yaştaki nüfusa yönelik düzenlemeler yapılmıyor. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı’nın ya da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın lise öğrencilerine yönelik politikaları görüşülürken bu yaştaki öğrencilerin bizzat kendilerini temsil edenlerin görüşünün de mecliste yer alması demokratik değil midir?

Seçme hakkı verilen vatandaşa seçilme hakkının da verilmesi tüm dünyada geçerlidir. Resmî rakamlara göre bugün dünyadaki 190 demokratik ülkeden 100 ünde seçilme yaşı 18-22 arasındadır. AB ülkelerinin %73 ünde ise seçilme yaşı 18’dir.Almanya, Hollanda, Danimarka, İspanya, Finlandiya, İsveç’te seçilme yaşı 18, Belçika, Lüksemburg ve İngiltere’de 21, Avusturya’da ise 20’dir. Bu ülkelerin her hangi birinde gençlerin siyasette dezavantaj oluşturduğunu duydunuz mu? Bizim gençler çoluk çocuk da, onların ki değil mi?

Seçilme yaşının 18’e indirilmesi aslında muhalefetin de isteği. 2012 yılında Erdoğan’ın ‘seçilme yaşının 18’e indirilmesi’ konusundaki açıklamaları üzerine, CHP Eski Genel Başkanı Altan Öymen, “Milletvekili seçme hakkı hangi yaşta başlıyorsa, seçilme hakkı da o yaşta başlasın. İçinde bulunduğumuz bilgi çağının gençleri, eski çağların gençlerinden çok daha bilgili ve birikimli. 18 yaş konusunda bir uzlaşmaya varılmasını diliyorum.” demektedir.

15 Temmuz’da şehadete koşan yiğitleri düşünün… Bir sağdan bir soldan, dahası 17’sinde yaşı büyütülerek asılan gençleri düşünün. Ellerine molotof tutuşturulup, devletin polis aracını, ambulansını yakan gençlere,“İdeolojiniz ne olursa olsun size meşru siyaset yapma fırsatı sunuyoruz. Siyasetin aracı değil, öznesi olun. Meclis çatısı altında, demokratik ortamda fikirlerimizi tartışalım.” demekten kim korkar? Elbette ki onları ateşe karşı bir maşa gibi kullanıp, kendilerini gizleyen odaklar…

Mevcut sistemde seçilme yaşı 25. Peki mecliste 25 yaşında kaç milletvekili var? Hiç yok. 30 yaşın altında ise sadece 10 milletvekili var. 600 milletvekili arasında 10 tane genç milletvekilinin bulunması mecliste demokratik temsili daha da güçlendirecektir.

Kaldı ki bu düzenlemeyle 18-24 yaşa gelen herkes değil, gerçekten donanımlı, siyasette kendisini ispatlamış gençler milletvekili adayı olabilecek. Ve en önemlisi, “halka rağmen” değil, “halk isterse” olacak. Demokrasi dediğimiz, işte tam da bu değil mi?