Siyasette bizim kadar mitlere başvuran başka bir millet var mı bilemiyorum. Onlarca sene boyunca aynı iddialarüzerinden muhalefet yapanlar ve diğer taraftan da onlarca sene boyunca buna inananlar için,Toffler’in tanımı cuk oturuyor: “21. yüzyılın cahilleri okuma-yazma bilmeyenler değil; öğrenip, sonra aksini öğrenip, hâlâ öğrenemeyenler olacak.”
Geçmişten ders almak, sağlam bir gelecek için olmazsa olmazdır. Ancak geçmişi sürekli gündemde tutarak yukarda bahsettiğimiz mit üretimi yapmak bizim sadece yerimizde saymamıza vesile olabilir.
Bugün yeni bir Türkiye hedefi konuşulurken bazı hafızaların hâlâ “BOP Projesi’nde takılı kaldığını” görüyoruz. CondoleezaRice’in 2003 yılında yazdığı bir yazıya dayanılarak ortaya atılan bir takım iddialar beyinleri bulandırıyor:Güya Ortadoğu’da Türkiye dahil 22 ülkede sınırların değişeceği söyleniyor.
Washington Post gazetesinde “TransformingtheMiddle Esat” başlığıyla yayımlanan bu yazının orijinalini internettenbulmanız mümkün. Söz konusu yazının başlığı “Sınırları değiştirmek/bölmek” değil, “Transforming” yani “Dönüştürmek.”Bu konuya tekrar değinmeden önce şunu da ekleyelim ki; bu yazıdaTürkiye’nin adı 1 kez olsun geçmiyor.
Ayrıca bölgeyi (Ortadoğu’yu) tanımlarken kullanılan “…theMiddle East. A region of 22 countrieswith a combinedpopulation of 300 million, theMiddle East has a combined GDP lessthanthat of Spain, population 40 million.” ifadesini okuyup da, bu yazının 300 milyonluk nüfusuyla 22 üye ülkenin oluşturduğu Arap Birliği’ne atfedildiğini görmezden gelmek hangi aklın ürünü olabilir?
BOP Projesi neden yok ve neden olamaz, buna başka bir yazıyla değineceğiz. Şundan eminiz ki Condoleeza Rice bile yazmış olduğu bu yazının 12 sene boyunca her gün anılacağını tahmin etmemiştir. Hele de yazının bizimkilerin iddia ettikleri gibi, BOP projesiyle yakından uzaktan ilgisi olmadığı Türkiye’de bu kadar ses getirdiğini görünce “Ben neymişim” demekten kendini alamıyordur herhalde.
Rice’in aynı yazısı ‘İsrail ve Filistin devletlerinin yan yana ve barış içerisinde yaşadığı’ bir vizyonu da içeriyor. Oysa ki bu cümle, tercüme edilirken bile bile görmezden geliniyor.
Yazıya tekrar dönecek olursak, Rice’nin “dönüşüm”den kastettiği şey, 2. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’da yaşanan değişimin, yani onlara göre demokrasi ve barışın Ortadoğu’da da uygulanması. Fakat şunu hepimiz biliyoruz ki asıl amaç değişim kılıfı altındaOrtadoğu’daki kaynaklara sahip olmak ve denetlemek. Amerika Ortadoğu’yu ele geçirmek için elinden geleni yaptı, yapacak da. Bunu inkar edemeyiz.Ancak bu planlarının hayata geçip geçmeyeceğini bölgedeki ülkelerin ve liderlerin performansıbelirleyecek. Bu konuda Türkiye ve İran başta olmak üzere rahatsız oldukları engeller sebebiyle Amerika’nın BOP hayalleri konusunda geri adım attığı malum.
Demokrasi ihraç etme kuramına dayanarak Türkiye’yi de kendisine ortak kılmaya çalışanlara,Haziran ayında Erdoğan’ın bölge politikasına dair bir konuşmasında verdiği “Bedeli ne olursa olsun bölgedeki demografik yapının değiştirilmesine göz yummayacağız" cevabını görmezden gelerek sadece yabancı basınıkaale alanlar, Wall Street Journal’de 2013 yılında “Amerika’nın Ortadoğu’da Başarısızlığa Uğrayan Büyük Stratejisi” başlığıyla yayınlanan makalede RusselMead’in de yazdığı “Obama yönetiminin Ortadoğu stratejisi bütünüyle başarısızlığa uğramıştır.” ifadesini nasıl görmezden gelebiliyorlar?
BOP çoktan öldü, fakat bir politika malzemesi olarak birileri onu yaşatmaktan güç alıyor. Üstelik asılsız bir tercümeden çıkardıkları hayal ürünü iddialara dayanarak… Ölülerden medet umanlar duysun diye, bir dahaki yazımızdaBOP’unresmî defin işlemini yapmak üzere, şimdilik hoşçakalın.