Geçtiğimiz hafta gerçekleşen 5. Anadolu Medya Ödülleri törenin de , ödüle layık görülenlere ödülleri törenle verildi. Gündeme dair konular da önemli açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, medyanın öneminin altını çizdi.

Arkasında millet olanın sırtının yere gelmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, "Sizler, halka bu güveni, bu itimadı, bu hissiyatı verirseniz emin olun milletimiz hepinizi de el üstünde tutar, baş tacı eder. Aksi takdirde siyasetçi de olsanız, medya mensubu da olsanız, ticaret erbabı da olsanız bir süre sonra foyanızın ortaya çıkması ve yerle yeksan olmanız mukadderdir. Rabbim hepimizi işini hakkıyla ve hayırlısıyla yapanlardan eylesin diyorum." ifadelerini kullandı.

SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN ALÇAKÇA MESAJLAR YAYINLADILAR
Buna karşılık doğruluğu teyit edilemeyen bilgilerin her yere sızdığı bir iletişim atmosferinin "kanalizasyon" haline gelebildiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

" Dünyanın her yerinde yaşanan bu gerçeğin ülkemizde çok daha belirgin ve çarpıcı örneklerine rastlayabiliyoruz. Ülke ve millet olarak Elazığ ve Malatya depremlerinin acısını yaşarken kimi kendini bilmezlerin, sosyal medya üzerinden yayınladıkları alçakça mesajlar, bunun emsallerinden biridir. 15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere pek çok hayati meselede bu ahlaksızlıkla karşılaştık. Yalanın, iftiranın, çarpıtmanın, hakaretin kol gezdiği böyle bir mecrada hakikati aramak için sokaklarda elinde fenerle dolaşan Sinoplu Diyojen'in yönteminden çok daha fazlasına ihtiyacımız vardır. "Dedi.

Başkan Erdoğan’ın konuşmasından herkes için çıkarılacak büyük dersler olduğunu düşünüyorum. Her sektörde maalesef sorunlu ve fesat bir güruh var. Bunlar hataları ile yüzleşmek yerine ; karşısındakini karalamak ve dedi-kodu yaparak ucuz bir delikanlılığın büyük hazzı ile davranmaya devam ettikçe yer ile yeksan olacaktır. Her yerde meydanın kendilerine ait olması için , her türlü şer yolu mubah bulanlar ,emin olun ki toplumun nezdinde kendilerini tüketmenin ötesinde bir iş yapmamış olacaktır. Kısacası karşısındakine yapmayı istediği durum; kendi başına mutlaka bir gün gelecektir.