Bir çoğumuzun Malcolm X adıyla tanıdığı Malcolm Little, (Müslüman olduktan sonraki ismiyle) El-Hacı Malik el-Şahbaz, modern zaman argümanlarını ve yeni dünya düzenini çok iyi ifade edebilen bir isimdi. Henüz 4 yaşındayken Hristiyan bir vaiz olan babası suikaste uğramış,vücudu paramparça ezilmişti.Eşini bu halde gören anne, akıl hastanesine yatırıldı.Geride kalan 8 kardeş ise evlatlık olarak dağıtıldı.Malcolm Little, iyi bir ailenin yanına verildiyse de, okuldaki ayrımcılık ve aşağılamalar sonucunda kendisini ıslah evinde buldu.
Sınıftaki tek siyah öğrenci olan Malcolm'a bir gün çok sevdiği İngilizce öğretmeni, "Artık büyüyorsun, ne olmak istersin?" diye sorduğunda Malcolm, "Avukat olmak istiyorum" cevabını verdi. Öğretmeninin "Biraz gerçekçi olmalısın, sen bir zencisin. Bunun için doğru düşünmen lazım. Niçin bir marangoz olmayı düşünmüyorsun?" demesi üzerine yaşadığı travma, onu uyuşturucu kullanma, yankesicilik, çete kurma gibi o dönemde hayatın zencilere reva gördüğü yaşam biçimine sevk etti.
Henüz 21 yaşında girdiği cezaevinde tanıştığı Bimbi adlı mahkumla tanışması onun için bir dönüm noktası oldu. "Din" kavramıyla tanışmış, kitap okumaya,doğu ve batı felsefesini araştırmaya başlamıştı.Bu sırada da kardeşi ve bir tarikat lideriyle yazışmaya başlamıştı.Hapisten çıktıktan sonra kendisini Detroit'teki müslümanların arasında buldu ve daha sonra New York'u teşkilatlandırmakla görevlendirildi.Günümüzde hâlâ ulaşabildiğimiz röportaj, konferans ve gazete yazılarında özgürlük,eşitlik,adalet kavramlarını insanlara coşkulu ve çarpıcı tespitlerle sunuyordu.Henüz Kur'an'dan uzaktı,daha çok Tevrat'a dayanıyordu.
Kennedy'nin öldürüldüğü dönemlerde yaptığı konuşmalar yüzünden mensubu olduğu ve hatalarını farketmeye başladığı cemaatten ayrılarak Hac'a gitti.Buradan karısına yazdığı mektupta aynen şöyle diyordu:
"İnanamayacaksın ama; tenleri beyazdan daha beyaz olan insanlarla aynı bardaktan su içtim ve aynı tabaktan yemek yedim. Hepimiz bir kardeştik. Ben artık ırkçı bir Müslüman değilim. Gerçek peygamberimiz olan Hz. Muhammed ırkçılığı yasaklamıştır."
Hac dönüşü Amerika'ya geri dönerek edindiği izlenimlerini hem siyah yığınlara hem de medyaya anlattı. Malcolm'un gezi dönüşü militan tavrı değişmemiş fakat sömürü konusundaki fikirleri derinleşmişti.Irkçılığı bırakması ne yazık ki tehditleri de beraberinde getirdi.Yolundan vazgeçmeyen Malcolm, yine bir konuşma esnasında 16 kurşunla vurularak bir suikaste kurban gitti.O gün yaptığı şu konuşma "Hiçbirinin geleceğini sanmıyorum. İçimden bir şey diyor ki bu gün kesinlikle kürsüye adım atmamalısın." şehadetini sezdiğini gözler önüne seriyordu.
Naaşını 22 bin kişi ziyaret etti. Malcolm'un adalet, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik için verdiği mücadele, onun şehadetiyle yeni bir boyut kazandı. Malcolm çok iyi bir hatipti. Ama şehadeti ile gerçekleştirdiği hitap, hayattayken gerçekleştirdiği hitaptan çok daha yaygın ve etkili olacaktı....
Bugün şehadetinin 51. yılında Malcolm X'i paylaşmak istedim. Günümüz dünyasında kendisini aciz gören, dibe vurduğunu düşünen her insanın örnek alması gereken bir eylemci o... Bir siyah olarak doğmuş, anne babasını kaybetmiş, cezaevine girmiş birinden bu denli ulvî bir mücadeleyi hiç birimiz beklemezdik, değil mi?
Malcolm'un alt başlıkta da paylaştığım veczi doğrultusunda, medyadan son derece dikkatli ve verimli bir şekilde faydalanmak, diğer yandan da medyayı insanlarla iletişimde doğru bir şekilde kullanmalıyız. Eğitimsiz biri olan, ancak SAMİMİ olan Malcolm'un bu samimiyeti, onu mücadelesinde yeterli kıldığı gibi, bizlere de ziyadesiyle yetecektir.
Samimiyet ve kararlılıkla, hedeflediğimiz yolu bitiremeden ölmeyi dahi kutsal sayan Malcolm'un bir kaç vecziyle bu yazıyı sonlandırmak istiyorum:
"Bir insanın düşünmeye ihtiyacı varsa,gidebileceği en iyi yer üniversiteden sonra hapishanedir."
"Hiçbir şeye taraf olmayan bir adam, herhangi birşey için yıkılacaktır."
İster mermi kullansın, ister oy pusulası, insan iyi nişan almalı kuklayı değil, kuklacıyı vurmalı."
Zamana verdiğimiz değer, başari veya başarısızlığımızı belirler."