Anonim bir ifade olarak kullanılan ve zaman zamanda sloganlaştırılan bu sözcük dizisini anlatmaya belki sayfalar yetmeyebilir.

Bugünde istedim ki biz kendi çerçevemiz üzerinden irdeleyelim.

Son süreçte özellikle gazeteci arkadaşlarımızın gündemi malum üzre Tokatspor'du…

Tokatsporun başarısı kim hangi görüşte olursa olsun bu memleketin marka değeri olarak ilimize mal edilecek bir kazanımdır.

Hangi yersiz ifadeye gelirseniz gelin, bu işi bir kenara atmak, itmek veya ötelemek yine ilimiz adına bir kazanım sağlamayacaktır.

Bugünün önemli konusu Tokatspor değildir dediğiniz süreçte yarın bir başkası da bir başka konuda gerekçe ile karşısınıza çıkar ve o da sizin değerlerinizi değersizleştirir.

Tokatspor'da bugün eleştirilecek konu başarı veya başarısızlıkta değil. Rutin bir gidişatın içerisinde ara ara karşımıza çıkan alt gruba düşme endişesi yaşayıp buradan kurtulduktan sonra ki bir nefes almayla başlayan başarmışlık öyküsüne alışmak.

Bu bir başarı mıdır? Bulunduğun konumdan bir aşağıya düşmektense seviye ve yerini koruyabilmek bir başarıdır. Fakat bunu yıllardan beridir bir hastalık haline getirmek işte bu başarının içerisine gölge katmaktadır. Bu klasik gidişatın sarmalından biran önce çıkılmalı ve vizyoner hale getirilmelidir.

Seviyeyi koruma adına birçokları ciddi emekler ve maliyetler harcayarak bunu sağladılar. Hepsine buradan bir teşekkür etmek hiçte gocunulacak bir durum olmaması gerekir.

Bugün gelinen durum nedir?

Genel kanaat olarak bu işi sahiplenmesi gereken kişiler işin başına çağrılmıştır. Siyaset, bürokrasi, yerel yönetimler ve işadamları…

Peki Tokatspor deyince bizim bunları mı anlamamız gerekiyor?

Tokatspor sahipsiz di, şimdi sahipli mi oldu…
Bir spor kulübünün gerçek sahipleri yöneticileri midir?
Eğer böyle bir algı içerisindeysek o zaman hiç konuşmadan bağırıp çağırmadan bırakalım adamlar istedikleri şekilde yönetsinler. İster süper lige çıksınlar ister amatör kümeye insinler ve isterse kapatsınlar. Bize ne dememiz gerekir.

Bunu diyemiyorsak o zaman “Kusurları olsa da pratik, teoriden iyidir!” deyip yapılan pratik üzerine olabildiğince destek vermemiz gerekiyor.

Bir sanatçının boş bir salonda konser vermesi gibi bir futbol kulübünün de boş sahada maça çıkmasının arasında hiç fark yoktur. Kişilerin bireysel becerilerini alacakları taltif ve motivasyonla nasıl üst düzeye çıktığı hepimize göre malumdur.

İşin özü hiçbir başarı tesadüf değildir derken olabildiğince bütün etkenleri de işin içerisine katmak gerekiyor. Yani Tokatspor şöyle soylu böyle kaliteli yönetim yaptı deyip kenarda kalmak hiçbir başarı getirmeyecektir.

İster yönetimi ister teknik heyeti isterse sporcuları harekete geçirecek en büyük etken bu şehrin insanlarınında bu işi sahiplenmesidir. Tüm etkenleri bir araya getirmeden başarı sağlamak mümkün olmayacağı için tesadüflere bırakmadan ilk günden itibaren herkes üzerine düşeni yapmalı.

Başlamak için mükemmel olmak gerekmez, ama mükemmel olmak için başlamak gerekir.