TÜSİAD bu güne kadar sanki İsveç demokrasisi ile yöneltiliyormuşuz gibi bir açıklama yaptı.
Arkadaş yıllardır sorun var, ekonomi anlamında toplum can çekişiyor. Hangi kazanımınızdan vazgeçtiniz.
Hazine ve Maliye Bakanlığının kontrolüne girdiniz. Servete göre vergi konuşulduğundan bağırıyorsunuz. Kazancınızdan vergi vermek istemiyorsunuz.
Diyor ki TÜSİAD: “Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz”. 15 Temmuz öncesi ve sonrası rantlarına rant katmak için çalışan zengin kodamanlar, sorun olsun da ortaya çıkalım diye pusuya yatmıştı. 31 Mart’ta siyasi çoğunluğu eline geçiren CHP ile birlikte Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu etrafında buluşmanın resmi ortaya çıktı bu açıklama ile. Ülkemin her konusunda yok olan TÜSİAD, biranda siyasi güç değişiminde ortaya çıkıyor.
“Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor yerlerine kayyum atanıyor” diyor TÜSİAD.
Haklı alışmışlardı hükümetleri devirmeye, terörle iktisaplı belediye başkanları onların umurunda mı?
TÜSİAD, “disiplinsizlik suçuyla teğmenler hakkında ihraç kararı alınıyor” ifadelerini kullanıyor. Tabi 28 Şubat döneminde binlerce muhafazakâr subayın atılmasına alkış tutmuşlardı. Şimdi o günleri özlemişler.
TÜSİAD samimi değil. Algı yapıyorlar. Kendi çıkarlarına dokunma var. Ondan sesiniz çıkıyor. Toplumun derdi için değil, bir eliniz balda bir eliniz yağda sizin.
Diğer bir konum özel hastaneler. İyileştirmeden milyonlarınıza talip özel hastaneler.
Özel hastanede kalp krizi geçiren hastanın sedyede ameliyat parası için pazarlık yapıldığını izledik.
Özel hastane, özel okulların tamamının kapatılması tarafı olduğumu yazmıştım. Sadece ticarete, paraya yönelmiş bir sağlık ve eğitim ülkemizin kanayan yarası haline geldi.
Milletvekili maaşları ve emekli vekil maaşları, asgari ücret, emekli maaşları göz önünde bulundurunca çok konuşulacak gibi. Emekli vekil ne iş yapıyor ki, 123 bin lira maaş alıyor.
Aklımızı kafatasımızda tutamayacağız konular televizyon ekranlarında konuşuluyor.
Kadın ya da sabah programlarını izleyenler için artık kötülük normalleşmiş olmalı!
İyi bir şey yok garip garip şeyleri haberlere çıkınca izliyoruz.
Bu benim ülkem, şehrim, ilçem, köyüm olamaz diyorsunuz izledikçe!
Bunlar kim diye baksanız, köylü, kenar mahallede yaşayan alt gelir grubundan insanlar.
Köyden şehre gelip kendilerini kaybettikleri metropollerde ki Anadolu insanları çoğu.
Ve ekrana başka bir hayatlarla çıkıyorlar.
Çürümüşlük anlatılıyor, kokuşmuşluk.
İnsanlıktan çıkmış bir toplum algısı çok başarılı bir şekilde çalışılıyor.
RTÜK izledi, izledi, izledi en sonunda RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin bir açıklama yapma gereği duydu.
Ne dedi Ebubekir Şahin: Haber bültenlerinde ülkemizde “olumlu olaylar” olmadığı algısı yaratılıp vatandaşlarımızın karamsarlığa ve yalnızlığa düşürülmek istendiği görülmektedir. Ülkemizde enerji, savunma sanayi, yerli ve millî teknoloji, sanat, kültür ve spor olmak üzere birçok alanda başarılı çalışmalar ortadayken, karamsarlık aşılayan “yandık”, “bittik”, “mahvolduk” haberciliğinin kimseye bir faydası da yoktur. Kanunun bize verdiği yetki doğrultusunda gerekli yaptırımlar en üst sınırdan uygulanacaktır.”
İyi de sabah programları ülkemizin toplum ahlakına, huzuruna çok mu hizmete diyor. Sabah ne kadar kötülük, pislik varsa ekranlarda, akşam ana haber bülteninde ise bunları konuşmayın diye açıklama yapılıyor.
Bireysel suçlarda patlama yaşanıyor ayrıca. Kadına yönelik şiddeti önleyemiyoruz. Bir şeyleri yanlış yapıyoruz. Kadını eğitirsen toplumu eğitirsin. Demek ki şiddet eğilimli toplum yetiştirmişiz. Yakışmayan, toplumu huzursuz eden şiddet için sıfırdan bir şeyler yapmalıyız.
Adalet’e güven maalesef Türkiye’de %11’e kadar düşmüş. Savcılar, hakimler adaleti uygulayanlar bu düşüş sizin eseriniz. Adalet dağıtmıyorsunuz.
Adalet ölürse toplumda ölür.
Ahlak ve adalet yoksa, başka bir şeyden bahsetmenin bir anlamı yok.
Vesselam