Kaleden çekilen bir fotoğraf karesi.

Hangi yıla ait bilmiyorum.

80'li yıllar olabilir.

Çay, Devegörmez, Mahmutpaşa, Perakende Mahalleleri'nin bulunduğu alan bağlık, bahçelik.

Parkende de, 1981 yılında  5 yaşında çekildiğim fotoğrafım kocaman bahçenin içerisinde.

Yemyeşil ve bağ evleri.

Üretim, emek varmış.

Sebze, meyve varmış. 

Tokat'ın geriye kalanını besleyecek kadar zirai alan.

Peki şimdi?

Çarpık imar planları neticesinde çarpık beton yapılaşma ile doldu yeşil alanlar.

Çarpık imarlar çarpık siyasetin, çarpık zihinlerin eseri. 

Savaş, deprem, salgın olduğunda kaçacak bahçe, bağ evi arıyoruz. 

Rant, vatandaşı topraksız bıraktı. 500 metre kare toprağı olan işler, üretir, karnını doyurur.

Ruhu dinlenir, stres atar, gamını kasavetini dağıtır. 

Ya yoksa?

İntihara kadar uzanan hikaye!

Bu fotoğraf karesi gibi ne yürek sızlatan kareler var şehirlerimizde.

Bağ, bahçe evi kılıfı altında içinden Yeşilırmak'ın geçtiği Kazova'yı kaybetmek üzereyiz.

Topçam'dan, Akdağ'dan bakarsanız ovaya, içiniz sızlar. 

Neden Çedaş elektrik verir, neden İl Özel İdare sahada yeterli denetleme yapmaz?

Neden İl Çevre Şehircilik, Milli Emlak uydudan, sahada yeterli  kontrol yapmaz?

Yasalar, cezalar uygulanmaz?

Yoksa görevinizi yapmanıza mani olanlar mı var?

30 sene sonra, Kazova beton yığını haline gelince, Topçam'da ki çam kozalaklarını yer Tokatlı!

Deprem olduğunda evler yerle bir olunca "Allahım yardım et, niye verdin bu belayı başımıza' diye haykırır Tokatlı! 

Allah'ı da ortak etmeye çalışırsınız kafasızlığınıza!

Şehir planlaması, ova planlaması, denetimler kimin görevi, kim dizayn edecek şehri?

Malesef geleceğimizi ranta kurban ediyoruz. 

Ranta boğulanların torunları da kurban oluyor?

Son cümlem, milli emlak arazi satışı yapıyor, parası olan alıyor.
Ülkemizde boş araziden bol bişey yok. 

Vatan toprağı. 

Hükümet alt gelir sınıfında ve toprağı olmayanlara çok düşük bedelle 500 metre kare arazi vermeli. 

Mücavir alan dışında.

Yoksul insanlar zaten hayatın çilesini çekiyor. En azından az da olsa toprağı olur, meyve diker, sebze yetiştirir. 

Bu şekilde ülkede hem yeşili artırmış hem üretimi artırmış hemde yoksulun motivasyonunu artırmış oluruz.

Olmaz mı?

Ben Geyras’ta nefes alıp tazeleniyorum.

Vesselam.