Yukarıdaki lafı rahmetli dedem çok söylerdi. "Bir insanın ifade tarzı kendisini anlatır" ya da tam tersi "insan ne ise öyle konuşur"...

Deyim, bir bilimsel gerçeği yansıtır. Çünkü insan kelimelerle, cümlelerle düşünür. Konuşma, yazma düşünmenin bir ürünüdür, sonucudur. Nasıl düşünüyorsanız, sonuç olarak öyle konuşursunuz, yazarsınız.

Küp içinde ne var ise onu dışarı sızdırır. İçinde yaşadığı ve heveslisi olduğu ne var ise onu başkalarına yapıştırarak rahatlamak ve kendi ört bas ettiği rezillikleri kapatma derdindedir.

Her davranış, düşünüş ve söylemleri kanalizasyondan farksız değildir.

Fesatlık veya kıskançlık ilk cinayetin sebebi olmuştur. Sadece kendi eziklik ve ayıplarını beyaza boyamak derdin de olsalar da bunu millet yemez. İnsanın suratından, ifadelerinden ne halt olduğu bellidir. Çok tehlikeli denizlere sal ile açılıp; zafer kazanma niyetleri hep çok acı son ile bitmiştir. Bâzıları da vardır ki, ya kendisini, ya bir yakınını ya da yarınlarını bu habis ruhlarına kurban eder.

İnsanlara yekten yere çitil atmak gibi bir davranış ile etrafta saygınlık ararlar. Yaptıkları pislikleri görmez; karşılık aldıklarında bir de ak ve pak insan havasına girer ve bunun da doğru olduğuna kanaat getirirler. Ağızlarından lağım akanlar, başkaları da aynı dil ile yanıt verince; yanıt verenleri ayıplar ve ahmakça bir masumu oynarlar.

Su testisi er ya da geç suyolunda kırılır. Tarihe şerh düşmeye gerek yoktur. Kaçınılmaz sonuç hep budur.