Bilinen tarihinden çok daha eski bir geçmişe ev sahipliği yaptığı düşünülen Ulu Camii, arkeologlar ve tarihçiler için bir bulmaca sunuyor. Ulu Camii'nin asıllarını yapanı ve yaptıranı ne kadar derinlemesine araştırırsak, camiyi ziyarete gelecek ve yerel ekonomiye katkıda bulunacak kişilere ön bilgiler sunmuş oluruz.
Doğu ve Batı yönünde inşa edilen Ulu Camii, kaleye çıkıştaki yokuşun sağ tarafında konumlanmıştır. Ana kapısı (portal) doğu tarafında bulunurken, genellikle camilerin karakteristik özellikleri olan kare mekan, tek kubbe ve son cemaat mahfili burada da gözlemlenebilir. Yaptıranın varlıklı olduğu camiler, daha büyük boyutlarda inşa edilirken, Ulu Camii'nin kapıları, Ali Paşa, Meydan, Behzat Camii gibi, genellikle kuzeye açılmaktadır.
Çocukluğumun bir dönemini burada geçirdim ve teravih namazını bu mekânda kıldım. Ancak Ulu Camii, geleneksel bir cami formatında yapılmamıştır. Kuzeye bakan tarafında aşağıya inen odaları bulunmaktadır. Bu odalar, Tokat'ta bulunan müze yetkilileri tarafından araştırılırsa, büyük ihtimalle önemli tarihi bilgilerle karşılaşılacaktır. Bana kalırsa, bu eser, büyük ihtimalle Roma döneminde inşa edilmiş bir kilise olabilir. Hatta bu kadar büyük yapılmasının sebebi, döneminde hac ibadeti yapan Hıristiyan kişilerin uğrak yeri olması olabilir.
Osmanlı döneminde, caminin üzerinde tadilatlar yapılmıştır. Bu tadilatlardan bir örnek, ahşap merdivenlerle çıkılan üst kattır.
Ulu Camii'nin bu gizemli ve eşsiz tarihini, daha fazla kişiyle paylaşmak için siz okurlarımızı da araştırmaya ve keşfe davet ediyoruz. Tarihimize ışık tutacak bu bilgiler, Ulu Cami’ye olan ilgiyi artıracak ve yerel esnafımızın da yüzünü güldürecektir.