Bahar ayları bittiRamazan bayramı derken yaza merhaba diyoruz artık. Evlerde kapalı yerlerde oturmaktan bayağı sıkıldık.
Artık fırsat buldukça kendimizi ailemizi dışarıya, imkanları olanlar bağ bahçelerine bizim gibi gariplerde park bahçelere atıyoruz. Devletimiz belediye bu konuda imkanlar ölçüsünde yeşil alan yaparak bizlerin hizmetine sunuyor sunmuş. Sadece bu alanları sunmakla da kalmıyor. Bu alanların bakım ve onarımı, denetimi temizliği tamiratını da her zaman yapıyor. Eğer bir kaç gün yapmasa var ya buralara girileceği kalmaz.
Peki neden girileceği kalmaz? Çünkü bizler buraları kullanırken hor kullanıyoruz. Çünkü tabiri caizse bir defalık olarak kullanıyoruz. Bilmiyoruz ki bir saat sonra tekrardan buraya ihtiyacımız olacak bu banklarda oturacağız. O güzelim çiçekleri seyredeceğiz. Yeşil ile gözlerimiz bayram edecek. Oysa buraların sorumluluğu sadece ilgili kurumlara ait değil tıpkı hepimizin kullanımına sunulduğu gibi sorumluluğu da hepimize ait olmalıdır.
Bu sorumluluk almak ve uygulamak hissetmek inanı çok basit. Otururken banklara zarar vermemeliyiz. Çiçekleri koparmadan sevmeliyiz. Çimenleri ez memeliyiz. Çitleri kırmamalıyız. Hele de yeyip içtiklerimizin kabuklarını, boş şişelerini yerlere kesinlikle atmamalıyız. Sigara izmaritlerini hele hiç atmamalıyız. Bu şekilde davranırsak bu mekanlar temiz kalır ve buraların temizliği de kamuya çok yük olmaz ve bizde bu sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmiş olarak gönül rahatlığı ile bu mekanları kullanırız. Kullanırkende bu hakkı kendimizde görürüz.
Ayrıca bozulan kırılan kuruyan ağaçlar, çitler ve banklar varsa da bunları ilgililere tek tek ivedi şekilde bildirerek zararlar çoğalmadan tamiratının yapılmasına vesile olmalıyız. Birde şehrimizi nakış nakış işleyen derelere ve kanallara elimize ne geçerse atıyoruz. Neden bunu yapıyoruz bilmiyorum. Hele de naylon torbalar, poşetler aklınıza ne gelirse atılıyor. Bunlar ilerde akıntıyı tıkıyor, hoş görüntü olmuyor. Masraflara neden oluyor yazık değil mi?
Çiçeklerin bakım ve sürdürülebilirliği de öyle ucuz bir iş değil. Oldukça maliyetli. Belediyemiz bunların üzerine titriyor ki bizler bunlara bakarken gözümüze hoş görünsün diye neden bunlara sahip çıkmayalım bunlar hepimizin ortak malı. Bu konuda belediyemizin başta başkanımız başkan yardımcılarımız hele helede Park ve Bahçe müdürümüz Salih bey çok titiz davranıyor elinde geleni yapıyor takip ediyor bunu yakınan görüyoruz. Bu alanda hizmeti bulunan tüm çalışanlara ve hizmet alan ve kendini sorumlu hisseden tüm hemşehrilerimize yürükten teşekkür ediyoruz. Bir yabancı şehrimize geldiğinde bu güzellikleri görmesi şehrimiz açısında elbette olumlu düşüncelere sahip olacak buda bizlerin lehine olacaktır. Tabi her şey imkanlar ölçüsünde yapılıyor. Unutmamalıyız ki imkanlar sınırsız değildir. Burada önemli olan mevcut imkanların en doğru ve isabetli yerli yerinde kullanılması kullandırılmasıdır.
Bunu böyle görelim ve böyle düşünelim. Her konu da olduğu gibi bu konuda da devletimizin belediyemizin yanında olalım. Onların işlerini zorlaştırıp çoğaltmayalım ve daima yardımcı olalım. Unutmayalım ki park ve bahçeler hepimizin ortak malı öyle ise malımıza gereği gibi sahip çıkalım gözümüz gibi koruyalım. Bizlere de bu yakışır.