Tokat’ta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı coşkuyla kutladık.

TUŞAŞ şehitleri ve tüm şehitlerimizin can verdiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti için durmadan daha fazla çalışacağız mesajı öne çıktı.

İyiki Türkiye var, İyiki Cumhuriyet var.

Birliğimizin, beraberliğimizin, gücümüzün, geleceğimizin sembolü olan devletimizin yönetim şekli Cumhuriyete millet olarak hep beraber sahip çıkıyoruz.

Türk milletinin egemenliğinin ve bağımsızlığının adıdır Cumhuriyet.

Neden Cumhuriyet!

101. yıldönümü kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolun başlangıcında milletimizin “kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk Devleti” kurmak üzere “ya istiklâl ya ölüm” ilkesi ile başlattığı Millî Mücadele ve Kurtuluş Savaşımız yer almakta. 

23 Nisan 1920’de, millî iradeye dayanan Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmış ve bütün dünyaya karşı, yayınladığı beyanname ile “egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğunu” ve “Büyük Millet Meclisi’nin üzerinde hiçbir makam bulunmadığını” ilân etmişti. Gerçi bu meclis ve bu meclisin içinden çıkan “Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti”, yapısı ve işleyişi yönünden, aslında ismi konmamış bir cumhuriyet yönetiminden farksızdı. Ama Millî Mücadele’nin ve Kurtuluş Savaşı’nin zaferle bitişini ve Lozan Antlaşması’yla bağımsızlığımızın bütün devletlerce onayını takiben, artık devlet yönetiminin daha açık biçimde isim alması gerekiyordu.

İşte 29 Ekim 1923 günü yapılan Anayasa değişikliği ile bu husus da yerine getirildi ve bu yıl 101. yıldönümünü kutladığımız Cumhuriyet ilân edildi.

Cumhuriyet, memleketimize, milletimize sayılamayacak kadar çok şeyler kazandıdı. Bİr kere cumhuriyet yönetimi, devlet hayatımıza, siyasi hayatımıza egemenliğin bir şahsa, bir zümreye, bir sınıfa değil, millete ait olduğu gerçeğini kazandırdı. 

İşte bize kazandırdığı bu değerler nedeniyle, demokratik cumhuriyet, memleketimizin geleceği bakımından o derece önemlidir ki, Anayasamızda “Türkiye Cumhuriyeti’niıı idare şeklinin Cumhuriyet olduğu” hükmünün değiştirilemeyeceği, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği ayrı bir anayasa maddesiyle teminat altına alınmıştır.

Gençlerimizi ve her gelecek kuşak bilmelidir ki, bu vatanda kurduğumuz Cumhuriyet yönetimi, Atatürk’ün önderliğinde çok büyük fedakârlıklarla kazanılan bir ölüm kalım savaşından sonra gerçekleştirilmişti. Bu büyük başarının arkasında binlerce şehidin, binlerce gazinin harcı vardır.

Bu bakımdan, kurulan bu büyük eserin her yönü ile gelişmesi, geliştirilmesi, doğabilecek her türlü tehlikeden titizlikle korunması, Cumhuriyet kuşaklarının Atatürk’e ve onun arkadaşlarına borçlu olduğu kaçınılmaz bir görevdir.

Cumhuriyet kuşakları, bu görevin bilinci içinde, kendilerine bırakılan emaneti daima koruyacaklar, Türkiye Cumhuriyeti  ebediyen yaşatacaktır.

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir... 

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Vesselam.