Ülkemizde ve dünyada bir virüs belası sonucu yaşanan ekonomik bir sıkıntı mevcut. Bu sıkıntı ister istemez arz talep dengesinin bozulmasında sağladı. Belkide bu hayatın olağan akışı gibi ekonomininde genel seyrinde istenilmeyen sonuç olarak ne yazık ki karşımıza çıktı.
Dünyanın en gelişmiş ülkelerindeki alış veriş merkezlerinde reyonların boşaldığını, gıda sıkıntısına doğru bir eğilim olduğun basında, görsel televizyonlarda, İnternet de görüyoruz ve şahit oluyoruz. Çok şükür ülkemizde bu noktada herhangi bir gıda sıkıntısı yoktur. İnşallah da hiç bir zaman olmayacak. Devletimiz bu konuda her türlü tedbiri almış ve almaktadır. Bundan zerre kadar şüphede duymuyoruz duymamalıyız. Zira bu gibi durumlarda psikolojik çöküntü olur ki gereksiz ve lüzumsuz bir telaş yaşarız.
Ülkemizde gıda sıkıntısı yada mal bulamama gibi bir sorun yaşamıyorsak da yoğun bir fiyat artışına ne yazık ki maruz kalıyoruz. Bu fiyat artışlarından da çok olumsuz etkileniyoruz ve hala da bu fiyat artışları durmuş da değildir. Devletimiz bununla ilgili bir dizi tedbir alıyor ancak bunu sadece devleten beklemekte olmaz, bizlerinde bu fiyat artışlarının önüne geçmek için elimizi taşın altına koymamız lazım.
Özelikle Katma Değer Vergisi indirilen gıdaların fiyatlarının bu oranda düşmesi ve derhal etiketlere yansıyarak reyonlarda bunun görülmesi ve hissedilmesi gerekir. Başta üretici firmalar, toptancılar ve perakende zinciri halkalarının topyekun iyi niyetli olarak hüsnüniyet ile davranmaları hepimizin lehine olacaktır.
Yaşanan bu sıkıntıları fırsata çevirip bundan nemalanmak gibi bir sakat düşünce içerisindeki üretim ve pazarlama zincirinin, önce tüketicinin seçici ve almama gibi cezalandırıcı müeyyide-siyle daha sonrada Devletimizin idari yaptırım kararları ile karşılaşacağını bilmelidirler. Öte yandan aşırı fiyat artışı sonucu oluşacak olan enflasyondan da hepimizin ve her kuruluş ile üreticilerin etkileneceğini de bilmek çok da zor bir şey değildir.
Bizler yakın tarihe kadar yüksek enflasyonun yarattığı tahribatı hep beraber yaşamadık mı ? Bunlara şahit olmadık mı? Kim kar etti kim zarar etti hep beraber gördük.
Kaldı ki dinimizde helal ve haram diye bir kavram olduğunu unutmamalıyız. Bir büyüğümüzün bir lafı var çok yerinde bir kavram. Der ki ‘’Bir şey yasal olur ama helal olmaz , bir şey helal olur ama yasal olmaz bunlardan uzak durun’’. Peygamberimizin de buyurduğu gibi rızkın onda dokuzu ticarettedir. Gelin bu rızkımıza leke sürmeyelim. Helal kazanıp helalından yiyelim. Bu konuda hepimiz üstümüze düşen ne ise onu yapmaya gayret edelim. Ülkemize sevgimizi çalışarak, üreterek, sahip çıkarak, koruyarak kollayarak, hesap sorarak, helal ve yasal çizgilerde kalarak gösterelim.
Bizlere de bu yakışır.