Hep deriz ya dünya boş evet gerçekten de öyle ancak bizler insanoğlu bunun farkında değiliz ne yazık ki şu üç günlük alemi birbirimize yeri geliyor sıkboğaz yeri geliyor dar yeri geliyor cehennem ediyoruz.

Oysa hepimizde biliyoruz ki bu dünya boş hiçbirimizin bir dakika, bir saat, bir gün sonrası için garantisi yoktur. Böyle bir garanti yeryüzünde hiç bir canlıyla verilmemiştir. Bir saniye sonra beynimize atılacak bir kan pıhtısı her şeyimizi anında değiştirmeye yeter ve artar bile veya karşıdan karşıya geçiş sırasında uğraşacağımız bir trafik kazası neticesi yolun karşı tarafına geçmeden o bir aleme geçmiş olabiliriz.

Peki bu kadar pamuk ipliğine bağlı olan hayatımızın içindeki bunca telaş ve uğraş niçin ? değer mi?. Değse de bile bu kadar ah ve vah etmeye gerek var mı?. Bu soruların çoğaltılması olabildiğince mümkün olsa da cevabını bulmak da insan zorlanıyoruz. Geçenlerde bir arkadaşım hastalığı ile vefatı arasında 2 aylık bir süre ancak geçmişti, duydum ki dükkanını kapatmışlar ve satacaklar içindekilerini.

Oysa rahmetli o dükkanı eliyle tırnağı ile gece gündüz demeden çalışarak bu vaziyete getirmişti. Tam da rahat edeceği döneme yeni girmişti ki vefat etti. Çocukları da işe devam etme şansları olmadığından son veriyorlar. Demek ki bizim için ne kadar kıymetli olursa olsun bu bizim için öyle, bunu unutmamalıyız. Bizim için çok değerli ve kıymetli olanlar geride kalan çocuklarımız olsa bile çoğu zaman bir anlam ifade etmeyebiliyor, bunu asla unutmamalıyız. Bizim gözümüz gibi bakıp değer verdiklerimizin bizden sonra bir çırpıda nasıl yok edildiklerini kendimizinkilerini göremezsek de bizden önce bu tufana uğrayan arkadaş eş dost dan görüyoruz. İşte bunlardan gerekli dersleri almalı ve asla unutmamalıyız.

Bu nedenle hayatımızı yaşarken kendimizi, şu fani dünya için yeyip bitirmemeliyiz, dünyanın boş olduğuna kazandıklarımızın burada, yapacağımız hayır hasanetlerimiz ile insanlığımızın bizimle beraber geleceğini unutmamalıyız. Ayrıca bu dünyaya bir kez geldiğimizi ve bunun tekrarında olmadığını hiç bir zaman gözardı etmeden helaliyle yaşamalıyız. Tabi ki bizden sonrakileri de düşünerek davranacağız ancak burada ölçülü olmalı ve cimrilik yaparak kendimizi cezalandırmamalıyız. Bu kapsamda dünya nimetlerinde yararlanmalı,Allah’ın bahşettiği güzellikleri görmeli adam gibi yaşayıp adam gibi davranmalıyız.