Giden bir yılın örümüzden gitti. Ecel şerbetini içmeye bir adım daha yaklaştık. Bu da söz gelimi belki de an meselesi bunu da ancak Mevla bilir. Lakin görünen o ki sağda solda etrafında basında bir yılbaşı telaşıdır almış gidiyor.

Tabi ki toplum olarak, ferdi olarak eğlenme dinlenme ve gezme gibi aktivitelerimiz olacaktır. Bunlar olağan hatta olması zorunluk arz eden yaşam kesitlerimizdir. Bu noktada hiçbir sıkıntı yok olamazda. Lakin bunu yaparken bazı nasıl yasal sınır ve kurallarımız varsa yani yazılı hukuk normlarında var olanlar; Aynı şekilde yazılı olmayan toplum kurallarımız ve dini hassasiyetlerimizin de elbet sınırları vardır. Bu da yasal sınırlar gibi olağan ve toplumda da kabul görmüştür. Başka bir anlatımda ait olduğun toplumun ahlaki ve dini kuralları örf ve adetleri işte tam da bunlardır.

Siz bu kural ve kaideleri tanımıyorum ya da tanımam diyorsanız o zaman ya da yazılı hukukun müeyyideleri ile yada şu soru ile karşılaşabilirsiniz siz kimsiniz neden buradasınız niye kabul etmiyorsunuz gibi. Bu nu izah edebiliyorsanız o zaman sorun yoktur. Ben sizden değilim benim adetim bu ya da benim dinim bunu gerektiriyor bu geleneği yapıyorum yada yaşatıyorum dersiniz. İşte o zaman toplumda sizi böyle kabul eder gereğini gönül rahatlığı ile yaparsınız hiç sorun teşkil etmez.

Sorun ne peki sorun şu ki hayır ben bu topluma aitim amma onlar gibi davranıyorum da vardır. Bunda yasal bir sorumluluk yoksa da örf adet ve benimsenmiş toplum kurallarına aykırılık vardır. Rahatsız edici durumda bundan ibarettir. Buna da en güzel örnek içinde bulunduğumuz şu günler nedeni ile yaşanan yılbaşı telaşıdır.

Bu Yılbaşı kutlamalarının kaynağı nedir?

Yılbaşı kutlamaları yeni yılı karşılamak amacıyla yapılıyor. Bu gelenek milattan önce 46 yılında Roma İmparatorluğunun önemli liderlerinden Julius Sezar tarafından başlatıldı.

Yeni yılın ilk günü, dünyada en yaygın şekilde kullanılan Miladi takvimin ocak ayının ilk günü olarak belirlendi.

Noel Baba" efsanesinin Piskopos Nikola’yı konu alan Hollandalı Sinterklaas hikayesine dayanıyor.

"Noel Baba"nın, sene içerisinde "yaramazlık yapmayan" çocuklara hediye getirme geleneği ise İskandinav mitolojisindeki tanrı Odin'den geliyor. Aralık ayının 24 ü Noel bayramı olup 25 Aralıktan itibaren bir hafta süren Hristiyanların kutladığı en önemli bir bayramdır.Tüm Hristiynalar bunu doyasıyla kutlar ve yaşarlar. Birbirlerine hediye verir ve sofralar donatırlar. Onlara göre onlar için bir gelenek ve dini vecibe.

Peki, bize ne oluyor bizim Piskopos Nikola konusu Hollandalı Sinterklaas hikayesi bilmem tanrı Odin efsanesi ile Sezar’ın başlattığı gelenek ile ne işimiz olur varsa siz söyleyin dostlar. Yok, var diyorsanız zaten sözümüz size değil, bizim sözümüz onlarla işimiz yok diyenlerle bilmem acizane anlatabildim mi, inşallah anlatabilmiştir im anlatamadım ise benim eksiğim affınıza sığınırım. Saygılarımla.