Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Türkiye'deki emeklileri yakından ilgilendiren ve kredi taksitlerinin emekli maaşlarından kesilmesine yönelik emsal nitelikte bir karara imza attı. Karar, kredi borcunu maaşları ile ödemeyi taahhüt eden emeklilerin, kesintilere itiraz etmeleri durumunda bankadan önceki tahsilatları geri talep edemeyecekleri yönünde oldu.

İçtihat Bülteni'nde yer alan bilgilere göre, bir emekli vatandaşın, maaş hesabı bulunan bankadan kredi kullanıldığı ve banka tarafından maaş hesabına bloke konularak para tahsil edildiği, ayrıca promosyon gibi bazı haklardan mahrum bırakıldığı iddiasıyla mahkemeye başvurduğu belirtildi. Davacı, hesap üzerindeki blokenin kaldırılmasını, kesintilerin durdurulmasını ve daha önce hesaptan kesilen tutarların iadesini talep etti.

İlk Derece Mahkemesi, davacının kredi kullanımı karşılığında emekli maaşından kesinti yapılmasına rıza gösterdiği ve bu yönde talimat verdiği gerekçesiyle, sözleşmenin haksız şart teşkil etmediğini belirterek davayı reddetti. Davacı, bu karara karşı istinaf başvurusunda bulundu ve Bölge Adliye Mahkemesi, İlk Derece Mahkemesi'nin kararını bozarak maaş hesabı üzerindeki blokenin kaldırılmasına hükmetti.

Davalı banka, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararını temyize götürdü ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu süreçte kesintiye itirazın, ileriye dönük olarak kesintileri durdurabileceğini ancak daha önce yapılan tahsilatların geri alınamayacağına hükmetti. Bu karar, kredi ödemeleri için maaşlarından otomatik kesintiye tabi tutulan emekliler için önemli bir referans noktası oluşturmakta.

23 ilde 109 'Sibergöz'altı! 23 ilde 109 'Sibergöz'altı!

Yargıtay'ın bu kararı, emeklilerin maaşlarından yapılan kesintilere karşı hak arayışlarında yeni bir dönem başlatıyor. Ancak, Yargıtay emeklilerin geçmişe dönük ödemeleri talep etme haklarının olmadığını vurgulayarak, bu konudaki yasal sınırları netleştirdi. Bu karar, emeklilerin mali haklarını koruma konusunda bilinçlenmelerine yardımcı olacak ve benzer durumlarla karşılaşan diğer emeklilere de yol gösterecek nitelikte.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Bölge Adliye Mahkemesinin kararını bozdu

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, bozma ilâmında şu ifadelere yer verdi:
“İlk derece mahkemesince davanın reddine yönelik verilen karar usul ve yasaya, Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına uygun olup, bir isabetsizlik bulunmadığından, bölge adliye mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir”

Bölge Adliye Mahkemesi, önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verdi. Bunun üzerine direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulundu. Böylelikle dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gündemine taşındı.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu: "Kesintiye itiraz eden emekli bankadan önceki tahsilatları isteyemez"

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, temyiz incelemesi neticesinde bölge adliye mahkemesinin kararını bozdu. Bozma ilâmında ise şu ifadeler yer verdi:
“Emekli maaşından başka bir gelirinin olmadığı yönündeki genel kabulden dolayı zayıf tarafı daha da zayıf hâle getirmeme saiki ile korunan tüketicinin, kendi iradesi ile imzaladığı kredi sözleşmesi çerçevesinde kavuştuğu ve sosyo-ekonomik ihtiyaçları doğrultusunda harcadığı meblağı yine emekli maaşı ile ödemek zorunda olduğunu bilebilecek durumdayken, çekeceği kredinin ödeneceği ihtimalini banka gözünde kuvvetlendirir şekilde emekli maaşını mal varlığının bir parçası olarak gösterdiği, bu inançla hareket eden bankanın davacıya birden çok kez kredi tahsis ettiği, davacının başka bir yolla taksit ödemesinde bulunmadığı, en başından beri ödeme yöntemi olarak tercih ettiği virman usulüyle kredi taksitlerinin her ay düzenli tahsil edilmesine itiraz etmediği ve dava açmakla davacının bu yöndeki iradesinin ortadan kalktığını gören banka tarafından bu usulle yapılan tahsilâta son verildiği gözetildiğinde söz konusu kesintilerin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla iptalinin ve bu talebin kabulüyle bağlantılı olarak da kesilen bedellerin iadesinin istenmesi hakkın kötüye kullanılması teşkil eder ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2'nci maddesi gereğince iyi niyetle uyuşmadığından hukuk düzeni tarafından korunmamalıdır.”

Muhabir: Kenan Kayhan