Bir zamanlar her genç kızın evlilik hayallerinin bir parçası olan çeyiz sandıkları, tarih kokan zarif detaylarıyla geçmişin izlerini günümüze taşıyor. 2000’li yıllara kadar Anadolu’nun dört bir yanında düğünlerin başrolünde yer alan bu sandıklar, el emeği göz nuruyla hazırlanan danteller, işlemeli örtüler ve aile yadigârlarıyla dolarken, genç kızların yeni bir yuvaya adım atarken yanlarında götürdüğü en kıymetli hazinelerdi. Ancak modern yaşamın hızına yenik düşen bu gelenek, yerini yeni alışkanlıklara bıraksa da çeyiz sandıklarının hikayesi bitmedi: Şimdi koleksiyoncular ve eski eşya tutkunlarının gözdesi haline geldi! 

ÇEYİZ SANDIĞININ TARİHİ: BİR GELENEĞİN DOĞUŞU

Çeyiz sandığı geleneği, Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. Evlenecek genç kızlar, çocukluklarından itibaren anneleri ve büyükanneleriyle birlikte çeyiz hazırlığına başlardı. Sandıklar, sadece eşya değil, bir ailenin kültürünü, emeğini ve değerlerini yansıtan birer semboldü. Ahşap işlemeleri, oymaları ve bazen pirinç kilitleriyle süslenen bu sandıklar, hem estetik hem de işlevsel birer sanat eseriydi. İçine konulan her bir parça; yatak örtülerinden mutfak eşyalarına, el yapımı kilimlerden iğne oyalarına kadar, genç kızın yeni hayatına attığı ilk adımdı. 

1960’lı ve 70’li yıllarda bu gelenek zirveye ulaştı. Şehirleşme ve kırsal yaşamın iç içe geçtiği o yıllarda, çeyiz sandığı bir statü göstergesi haline geldi. 2000’li yıllara gelindiğinde ise hazır eşya kültürü ve modern yaşamın getirdiği pratiklik, bu sandıkların kullanımını azalttı. Artık gençler, çeyiz hazırlamak yerine mağazalardan alışverişi tercih eder oldu. Çeyiz sandıkları, bir dönemin nostaljik hatırası olarak evlerin köşelerinde ya da tavan aralarında unutulmaya yüz tuttu. 

Tokat'ta Süper Doğa Olayı Yaşanacak 1 Günde 30 Derece Çakılacak Tokat'ta Süper Doğa Olayı Yaşanacak 1 Günde 30 Derece Çakılacak

YENİDEN KEŞFEDİLEN BİR DEĞER: 130 BİN TL’LİK HAZİNE

Her ne kadar günlük hayatta yerini kaybetmiş gibi görünse de çeyiz sandıkları, koleksiyoncular ve antika severler için adeta bir hazineye dönüştü. Özellikle iyi korunmuş, el yapımı oymalarıyla dikkat çeken sandıklar, açık artırmalarda ve antika pazarlarında büyük ilgi görüyor. Geçtiğimiz günlerde bir koleksiyoncunun, 19. yüzyıldan kalma işlemeli bir çeyiz sandığına tam 130 bin TL ödediği haberi, bu eşyalara olan talebin ne kadar yüksek olduğunu ortaya koydu. 

Antika uzmanları, “Bu sandıklar sadece bir eşya değil, bir dönemin ruhunu taşıyor. El işçiliği, kullanılan malzeme ve sandığın hikâyesi, değerini kat kat artırıyor” diyor. Koleksiyoncular ise sadece estetik değil, aynı zamanda duygusal bir bağ kurdukları için bu parçalara yöneliyor. Kimi, anneannesinden kalan bir sandığı restore ettirip evinde sergiliyor; kimi ise bu sandıkları bir yatırım aracı olarak görüyor. 

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BİR MİRAS

Çeyiz sandıklarının yeniden keşfi, modern dünyada kaybolmaya yüz tutan geleneklere olan özlemi de gözler önüne seriyor. Kimileri için bir genç kızın umutlarını taşıyan bu sandıklar, kimileri için bir sanat eseri, kimileri içinse tarihsel bir belge niteliğinde. Her ne kadar artık düğünlerde çeyiz sergileme âdeti yaygın olmasa da, bu sandıklar evlerde bir köşede durarak ailelerin geçmişine ışık tutmaya devam ediyor. 

Eski eşya tutkunları, “Bir çeyiz sandığı aldığınızda, sadece bir obje değil, bir hikâye satın alıyorsunuz” diyor. 130 bin TL’lik fiyatlar ise bu hikâyelerin ne kadar kıymetli olduğunu kanıtlıyor. 

Kaynak: Haber Merkezi