Adli olayları haberleştiren gazeteciler şikayetlerle karşı karşıya. Basın mensuplarına yönelik baskılar artarken, gazetecilerin kamuoyunu bilgilendirme görevleri zorlaşıyor.
Basın mensuplarının en önemli görevi, yaşanan olayları objektif bir şekilde kamuoyuna aktarmaktır. Bu görev, toplumun doğru bilgi almasını sağlamak adına büyük bir sorumluluk taşır. Ancak, Tokat gibi Anadolu şehirlerinde basın mensuplarının bu görevlerini yerine getirirken ciddi sorunlarla karşılaşıyor. Erbaa DHA muhabiri İbrahim Uğur’un başına gelen son olay, bu sorunların ne kadar derin olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
İbrahim Uğur’un Yaşadığı Olay
Erbaa'da bir uyuşturucu operasyonunu haberleştiren İbrahim Uğur, basına yönelik baskılarla karşı karşıya kaldı. Operasyon sırasında adliyeye çıkan bir şüphelinin yakını, kameraya çekildiklerini öne sürerek şikayette bulundu. Bu olay üzerine Uğur, "Uyuşturucu satıcılarını haber yapıp sizleri bilgilendirmeye gayret ediyoruz. Suçun bireysel olduğunu biliyoruz. Ama gel gör ki adliye girişinde şüphelilerinin yakınları gelip ‘Çeksinler, iyi olur’ derken, ardından da bizim görüntümüzü çektiler diye şikayetçi olabiliyorlar. Akıl alır işler değil bunlar. Ne yapalım, uyuşturucu satıcılarının haberini yapmayalım mı?" ifadelerini kullandı.
Basının Görevi ve Karşılaştığı Engeller
Basın mensuplarının adliyelerde ya da olay yerlerinde görüntü alması tamamen yasal bir durumdur. Zira basın, kamuoyunu bilgilendirme göreviyle olayların tam merkezindedir. Ancak ne yazık ki, Tokat gibi küçük şehirlerde basına yönelik baskılar artmakta. Bir operasyon ya da adli olay sırasında işini yapmaya çalışan gazeteciler, zaman zaman suçlu yakınlarının tehdit ve hakaretlerine maruz kalabiliyor. Bu durum sadece halktan değil, kimi zaman emniyet mensuplarından da gelebiliyor. "Çekme" talimatlarıyla karşılaşan basın mensupları, görevlerini yerine getirmekten alıkonuluyor.
Adliyede Basına Yönelik Şikayetler: Suçlu Yakınlarından Gelen Baskılar
Özellikle suçlu yakınları, adliye önünde basının görüntü almasına karşı çıkıp şikayetçi olabiliyor. Adaletin temsilcileri olan polis, jandarma, hakim ve savcılara bir şey diyemeyen kişiler, gazetecileri hedef alarak suçlamalarda bulunuyorlar. Bu durum, basın mensuplarının işlerini zorlaştırıyor ve mesleklerini yapmaktan soğutuyor. Oysa basın mensupları da tıpkı kolluk kuvvetleri gibi olay yerinde görevlerini yapmaktadırlar. Adalet herkese lazımken, basının işine bu şekilde engel olunması hem kamuoyunun doğru bilgilenmesini engeller hem de toplumun zarar görmesine yol açar.
Tokat’ta Basının Durumu
Tokat gibi küçük şehirlerde basın mensuplarına yönelik bu tür baskılar, maalesef uzun yıllardır çözüm bulamamış bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde bu tür durumlar yaşanmazken, Anadolu şehirlerinde basının işini yapmasına müdahale eden birçok engel bulunuyor. Bu sorunların çözümü için ise öncelikle basın mensuplarının da olay yerinde görev başında olduklarının anlaşılması gerekiyor. Adaletin doğru işlemesi için basının görevini kolaylaştırmak şarttır.
Bu tür olayların önüne geçmek adına yetkililer tarafından basın mensuplarının işlerini kolaylaştıracak adımların atılması şart. Doğru bilgiye ulaşmak, doğru bilgi vermek basının en önemli görevlerinden biridir. Eğer basın doğru bilgiye ulaşamazsa, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle yetkililerin, basının görevini kolaylaştırarak adaletin işlemesine katkı sunmaları gerekmektedir.