İnşaat projesinin bölgenin doğal dokusuna ve ormanlık alanına zarar vereceği endişesi taşıyan bir isimde İş İnsanı Orhan Gürgünoğlu oldu. Yaklaşık 45 yıl önce, sel ve erozyonla mücadele amacıyla vatandaşlar ve devlet iş birliğiyle ağaçlandırılan, mesire ve piknik yeri olarak kullanılan bölge Gürgünoğlu için ayrı bir önem taşıyor. Bölgenin ağaçlandırılması ve erozyonla mücadelede büyük çaba gösteren babasının adeta bir mirası olan bölgenin 27 bin metrekare imara açılmasına karşı çıkan Gürgünoğlu, Gıj Gıj’ın nasıl ağaçlandırıldığı, Tokat TSO Meclis Başkanlığı döneminde yapılan sosyal tesis ve gelinen son durumu gazetemize değerlendirdi.

“Dünya gözü ile son görmek istediği yer Gıj Gıj oldu”

Gürgünoğlu, 4 tarafı dağlarla çevrili olan Tokat’ta Gıj Gıj Tepesi ve mesire alanının önemli bir konumda olduğunda dikkat çekti. Pandemide bölgenin öneminin ortaya çıktığına vurgu yapan Gürgünoğlu, 1950 yıllarda ağaçsız kalan ve sel baskınları yaşanan Tokat’a yapılan ağaçlandırma seferberliğini dile getirdi. Orman Mühendisi Kemal Aşk’ın Tokat Sel Havzası Islah Çalışmaları ve Ağaçlandırma çalışmaları ile Başmühendisi olan babası Sebati Gürüngoğlu’nun tepenin ağaçlandırılmasında önemli katlıları olduğunu belirten Gürgünoğlu, “Emek veren şoföründen bekçiliğini yapan, orman muhafaza memurlarına kadar yüzlerce insanın bir emeği söz konusu. Verilen o emek sayesinde 79, 80, 81 yıllarında büyük bir ağaçlandırma seferberliği yapıldı. Suyla ve toprakla buluşan, koruma altına alan ağaçlar yetişmeye başladı. Oradaki ağaçların büyük bir kısmı 40 - 45. yaş civarındadır. Bu da bunun en büyük kanıtıdır ve dolayısıyla o kıraç kaya görüntüsü bir anda yeşile döndü. Büyük bir ağaçlık alan haline geldi. Babamın ölmeden önce son ziyaret ettiği yerde Gıj Gıj ve Hac Dağıdır. Eşime rica ederek ‘Arabanı çek de şöyle bir hac dağı, Gıj Gıj dağına verdiğimiz emekler ne durumda? Onu bir görmek istiyorum’ demiş. Hanımda, zor yürüyen babamı arabaya güçlükle bindirmiş ve ormanlık alanı otomobille gezmişler. O günün ertesi gün sabah sekizde de babam ruhunu teslim etti. Yani son görmek istediği vedalaşmak istediği dünya gözüyle görmek istediği şeyi o olmuş. Onun da bize yüklediği bir manevi hatırası var” dedi.

27 bin metre kare alana inşaat yapılacağı endişesi

Gürgünoğlu, 2009 yılında ticaret sanayi odasında meclis başkanlığı yaptığı dönemde Gıj Gıj’a yapılan Seyir Tepe Tesisine değinerek, “Vali Recep Yazıcıoğlu döneminde yapılmış Restaurant diye bilinen yer vardı. Oraya bir proje yaparak daha donanımlı bir şey yapabilir miyiz? Arayışı içerisine girdik ilk önce onarımla yapalım dedik ama onarımla onarılacak gibi değildi. İstediğimiz, hedeflediğimiz şeylere ulaşması zordu. Dolayısıyla özel idareyle yapmış olduğumuz görüşme neticesi yapış net devlet projesiyle orayı. Odaya tahsis ettirdik ve oraya bir proje geliştirdik. Orta Karadeniz kalkınma şansına da sunduk. Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı da projemizi kabul etti ve finansmanına %42 oranında hibe vermek suretiyle destek olacak bir proje o şekilde başlamış oldu. Ticari Sanayi Odası üyelerinin gidip toplanarak toplanabilecekleri tesis yapıldı. Ama o tesis bir takım işletme hataları falan neticesinde kendi ayakları üzerinde duramadığı için ticaret sanayi odasına fazla yük olduğu düşünmek suretiyle 10 yılı dolmadan özel idareye devredildi. Özel idareye devredildikten sonra da özel idare değişik pozisyonlarda nasıl değerlendiririz diye düşündü. Fakat bir adım ileri gidilmedi, o şekilde duruyor şimdi. Gerek internet sitesinde gerek yerel olarak çıkan haberleri okuyoruz ki? Kış güç seyir tepe tesislerinin olduğu yer. Merkez olmak üzere 27.000 metrekarelik bir alanın. Otel amaçlı bir imarla bir emsal vermek üzere yani 27.000 metrekareye bir emsal vermek demek. 27.000 metrekare inşaata müsaade etmek anlamına geliyor otel yapımı için. Özel idarenin orayı ihaleyle satışa çıkaracağını duyduk. Bir otelin yapılması. Bir yerin değerlendirilmesi, bundan dolayı özel idaremizin bir gelir elde etmesi karşı çıktığımız olaylar değil ama tereddüt ve sakıncası duyduğumuz yer. Oraya öyle yüksek oranda bir inşaat hakkı verilmesi, 27.000 metrekare inşaat yapılması. Oradaki doğaya ve yetişmiş olan o yeşil dokuya zarar verir endişesini taşıyoruz. Dolayısıyla bu projenin belediye meclisinin yapmış olduğu bir imar değişikliğinin tekrar gözden geçirilerek daha kısıtlı, daha minyatür bir inşaata müsaade edecek şekilde önceliği mevcut olan doğa yapısını. Koruyacak şekilde şekillendirilmesi. Oranın doğasına uygun bir projeyle değerlendirilmesinin daha uygun olacağı düşüncesini taşıyoruz” diye konuştu

“Mevcut tesisin yok sayılmasına gönlümüz razı değil”

İnşaat hakkının tekrar gözden geçirilmesinin doğru olacağı kanaatini olacağı yönünde fikrini beyan eden Gürgünoğlu açıklamalarına şöyle devam etti: “27.000 metrekare inşaat ve duyduğumuza göre 5 veya 6 kat müsaade verilmiş. 27.000 metrekareyi altıya böldüğünüz zaman oturulma hesap etmek son derece kolay. Yaklaşık 5.000 metrekarelik bir alana oturacak 5.000 metrekare alana oturmuş bir inşaat son derece büyük. Yani dedeman otellerin oturduğu alanının neredeyse 5 misli falan büyük alanda kaç metre kare tesis olacak. Büyük bir tesisin otoparka ihtiyaç var diyecekler. Ağaçlar engel oluyor diyecekler. Bir bahçesi de olsun, işte havası güzel diyecekler. Yani tesis olsun ama verilmiş olan bir emsali biz çok büyük olduğunu, inşaatı o alanın kaldıramayacağı kanaatini taşıyoruz. O inşaatta bizzat ilgilenmiş biri olarak o mevcut olan tesisin yapıldığı yer ve bir basamak altında da otopark olarak düzletilmiş bir alanın haricinde diğer alanlar tamamen yamaç ve ağaçlarla dolu bir alan. Devletin ve ticari Sanayi Odası üyelerinin adına yapılmış orada bir tesis var. O tesisin revize edilerek kullanılacağı değil, komple oranında yıkılması gerektiğine dair bir şey var. O bina çok az kullanıldı, her şeyi de planlanmış kaliteli malzemelerle tesis edilmiş bir şey. O tesisin de açıldığı dönemde oraya gelenlerin ne kadar güzel olmuş dediği bir tesisin yok sayılarak ortadan kaldırılmasına da gönlümüz rıza getirmiyor”

Başka Tokat Yok!

Gürgünoğlu, mevcut olan ticaret sanayisinin yapmış olduğu tesisin revize edilip veya büyük bir inşaat alanı değil de oraya uygun bir tesisin yapılmasını arzu ettiklerini ifade ederek, “Yani başka bir Tokat yok, onun için doğayı, doğal güzellikleri, yetişmiş olan ve yetişmesi neredeyse asırlara tabi olan, büyük emekler verilen tesisin gelir elde ederiz düşüncesiyle geçmişte verilen emekleri yok saymanın. Bu şekilde hovardaca davranmanın ne devletimizin ne de bizim bütçemizin müsait olduğu kanaatinde değilim. Onun için her yapılmış şeyi en. Azami seviyede. Rantabl bu şekilde kullanmaya yönelik bir projenin gözden geçirilmesinin daha uygun olacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi