Hayat ne zor dostlar, ne yazık ki daha da zorlaşıyor. Şöyle bir deyim vardı şimdilerde artık sıradan olduğu için neredeyse unutuldu "Ekmek Aslanın ağzında" artık aslanın ağzında değil ta midesinin en arka gizli saklı köşesinde.

Ne zor iş ve aş sahibi olmak. Gençimizden bizzat bunu yaşadık gördük nefsimize de tatbik edildi. Lisans sahibi olan oğlumuzun okul sonrası Kpss için çalışma gayretini bizzati şahit olduk. Sabahlara kadar cilt cilt kitapların arasında adeta kendini odasına hapsetti. Dünya ile irtbatını kesti.

Uzakta yakında bakınca acıdık, ana baba yüreği yapma bu kadar yazık canına desekde kendisi olayın farkındaydı. Katılacağı yarış ciddi, rakipler güçlü ve iradeli di. Biliyordu ki orta sıralardaki bir puan iş görmüyor. Zirvede götürmesi lazım yarışı. Bu bilinç ile bir yıl dile kolay bir yıl bıkmadan usanmadan çalıştı, test çözdü kafa yordu.Girdi sınava 90 civarı puan alarak ancak yerleştirildi. Şimdi çocuk sanırsınız dünyayı ferh etti, mutlu bahtiyar çalışmanın karşılığını almanın rahatlığını yaşıyor, bizlere de yaşatıyor. Allah esirgesin. Öncelikle KPSS ile yerleştirme çok yerinde ve haksızlığa mahal vermeyen bir uygulama. Bundan asla şaşmamalıdır idare. Torpil mefhumunun söylentisi dahi edilemez bu uygulamada bunu getirenlerden Allah razı olsun. Bu uygulama olmasaydı oğlumuz ağzı ile kuş tutsaydı kamuda bir yere atamazdı. Zira aklıma Aşık  Mahsuni Şerifin "Mamudo kurban"  türküsü geliyor.

Atanma ile yere göğe sığmayan oğlum göreve başlarken gerçekleri de görmeye başladı. Alacağı maaşın yarısı kira diğer zorunlu giderlere ya yeter ya yetmez. Diğer yarısı ilede, iaşe, giyim, ve geleceği için birikim yapacak. Daha evliliğini de söylemedik. Helal zorlaştıkça zorlaştı hayatın olağan akışında.

Neden bu kadar çileyi gençlerimize reva görüyoruz. Nüfus artış hızımız düştü buna rağmen işsizlik hala%10 gibi yüksek seviyelerde seyrediyor. Kamu ölü yatırımlardan vaz geçmeli örneğin her ile hava limanı yapmak yerine yakın illerin ortasına yaparak tasarruf sağlayabilir. Ayrıca her ile üniversitesi anlayışı da kanımca çok doğru değil. Görünen o ki mezunlar üniversitesi kadar tekrar çalışmaya talim ediyorlar o zaman bu işte bir terslik var demektir. Eskide herkes kabiliyetine yeteneğine göre iş tutardı şimdi zorla ille de okuyacaksın 4+4+4 de sonra iş işten geçiyor.

Geçen internete sanayide bir usta işyerine yazdığı ilan ile çırak arıyordu yazmış cama yapıştırmış "Karnesinde en az 5 zayıfı olan çırak aranıyor' gülsek de aslında çok şey anlatıyor bizlere. Okulda ümidini yitiren gelip öğrensin kafasını buna yorsun demektir.

Gençlerimizi ta ilkokuldan itibaren yarış atına dönerdik en verimli ve hayat dolu yılların ders odalarına mahkum ettik. Hayatlarının baharında omuzlarına ağır yükler yükledik zayıf düşürüp gelecek kaygısı yaşattık. Afet bizi oğlum isterdim bu sıkıntıları yaşamayasın. Ancak elden birşey gelmiyor babanda bir devlet memuru emeklisi. Hazır bir işyeri yok, fabrikası, atölyesi, semayesi ne yazı ki yok varsın olmazsın gururu var yüzünün akı ile memuriyetini yapmanın tamamlamanın bahtiyarlığı var. Görev yaptığı illerde ilçelerde vali, kaymakam ve amirlerinin  verdiği sandık dolusu Takdir, Başarı ve Teşekkür belgeleri var yetmez mi?.

  Şimdi sıra  sende liyakat ve ehliyetini ispat ettin. Çalışacağın kurumun sevilen sayılan bir elamanı  olarak en üst seviyede performans göstermeni bekliyoruz.  Bütününü ile böyle yapılır çalışılır ise   gelecek de  bu çarpıklıklar giderilir insanlar gençlerimiz ağır yıpratıcı geçim kaygısından kurtulur. Haydi oğlum kurumun seni bekliyor, yolun açık bahtın güzel olsun. Kurumunda işini düzgün tam ve zamanında kusursuz yapman da gayretin tam olsun. İşini tüm benliğinle yap. İstenmeyen değil aranan bir elaman ol. Uyumlu üretken sürekli kendini yenileyen yararlı biri olarak her zaman bir adım önde ol. Çalışkan adil ve helal kazançlı gözetmeden sakın ola geri durma. Unutma ki en büyük kazanç alın teri ile helalin de kazanılan kazanç ve sahip olunan şeref ve haysiyet tir.

Bunu asla  ve asla unutma.