Hafta başından beri Ankara’da ziyaretlerde bulundum.

Dedelerimden dinlediğim, 1950’lı yıllardan itibaren başlanılan muhafazakâr ve milliyetçi iktidar hayalinin, bugün 22 yıllık Ak Parti iktidarında, hayal kırıklığı yaşadık.

Ne fedakârlıklarla, dualarla, ödenen bedellerle gelinen iktidar sürecinde yola neden çıkıldığı da geçmiş de bedel ödeyenlerde unutuldu.


Muhteşem bir söz var ya"Ehline denk gelmeyen her şey ziyan olur can da, inci mercan da."

Ehlinden alınıp ehli olmayanlara verilen makamlar ne hor kullanıldı. 

2024 yerel seçimlerinde ehli olmayan kim varsa millet o makamları geri aldı. Ak Partiye daha önce uyarmak için salladığı parmak yerine bu sefer bizi unuttunuz aynı gemide değiliz mesajını net verdi.

Ak Parti, 2011 yılından beri kendi yörüngesinden saptı. Kuruluş ayarlarımıza döneceğiz dedi durdu. 

Rüzgâr esti, fırtına oldu, 2024 yılına kadar milletimiz sabretti. 

Ne güzel söylemiş Hz. Ömer! "Yükselirken kırarak çıkarsan dalları, inerken tutunacak dal bulamazsin. Ey can! Kimseyi kırma sözden ağırı yoktur; beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz. "Onun için çok düşünüp az konuşun ,ağızdan çıkan söz geri alınmaz. İyiliğe niyet edin’.

Ak Parti iktidarının vekilleri, belediye başkanları ya da atadığı bürokratlar ne kadar çok dal kırdı. Ne canlar yaktı. Ne kötü sözler söyledi.

Ak Parti tabanın duygusunu harcadı da harcadı. Tepindi de tepindi.

Tek tek hatırlatmayacam, ne oldu, kim ne yaptı. 

Yine de vazgeçmedik, umut etmekten. 

Kendilerine gelsinler diye dua etmeye devam ettik. 

Rüzgar Özür Dilese de,  Dal Kırıldı Bir Kere demiyorum.

Yerel seçimden sonra değişimler oldu memleketimde. Yine olacak. 

Ders çıkaranlar eskisi gibi davranmayacak.

Ben bu zamanın insanıyım. Zamanı okuyorum.  Herkesin her şeyin bir zamanı var. Onu en iyi şekilde yaşamak, değer üretmek önemli. Yaşadığı sürece yeşermeli ve yeşertmeli insan diyorum. 

 
Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait…
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…

“Her dem yeniden doğarız bizden kim usanası” düşüncesi ile.

Tokat Milletvekili Mustafa Arslan’ın bu olumlu umut veren konuşmaları ve son iki haftadır Milletvekili Yusuf Beyazıt ile yaptığım istişareler, biraz bekleyelim yatalım uyuyalım hiçbir şey olmazsa sabah olur düşüncesine sahip kıldı beni.

Milletvekili Yücel Bulut’un hiçbir şey, hiç kimse zayi olmayacak, Tokat’ta çalışan karşılığını alacak, siyasi körlüğü ortadan kaldırıp insanlarımızı rahatlatacağız konuşması da bana güven verdi.

Yücel Bulut’un samimiyetinin peşi sıra Tokat’lı akın akın koştu.

Samimiyet öyle bir dildir ki; kör de görür, sağır da duyar!" Samimiyetin açmayacağı kapı yok…

Bir gecede aday dahi olmadan vekil olan, kendisi için gece gündüz teşkilatın destek verdiği Cüneyt Aldemir için söyleceğim tek söz ise benzetmek gibi olmasın ama ‘…………….  hakettiğinden fazla değer verirsen kendini yarış atı zanneder’ der ya atalarımız, Cüneyt Aldemir ‘de hak etmediği bir makamın şımarıklığını yaşıyor.
 
Şimdi eğer ders çıkaracaksak, çağrım öncelikle samimi olun.

Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, İl Genel Meclisi Başkanı Ali İhsan Gürel, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ahmet Kayhan adına şehrim adına yeni, güzel şeyleri yapmak, insanlara güzel hizmetler bulunmalarını dilemek istiyorum.

Ben Mehmet Kemal Yazıcıoğlu diye telefonla aradığında ki heyecanımın devam etmesini, Ali İhsan Gürel ve Ahmet Kayhan’ın yapacakları işlerle pekiştirmeleri için dua edecem. 

Yorulduk, yoruldum. 

Olumsuz insanlardan, dünyayı kendisi için yakanlardan, başkalarını kötülemekle iş tutanlardan, vasıfsız makamda oturanlardan, makamını kendi ve etraflarındakilerin çıkarları için kullananlardan yorulduk ve bıktık.

Kurtulur muyuz bu ekipten, tek kelime zor.

Ama iyi ve hizmet üreten insanların sayılarını artırabiliriz.

Vesselam