Belli bir yaşın üzerinde olan vatandaşların bir çok ekonomik krizlere şahit oldukları olmuştur. Yüksek enflasyon, devalüasyon ve kuyrukları yaşamıştır. Helede şu kuyruklarda çokça çekmişliği görmüş ve omuzunda boş büyük tüp ile sabahın köründe kuyruğa girmişizdir. Yada 5 kg katı yağı aldığımızda emsalsiz bir sevinci yaşamıştırız. İşte o zaman bunların fiyatlarını sormaya bile cesareti kendimizde bulmamıştırız.
İçinde bulunduğumuz şu dönemlerde ne yazık ki ekonomik sıkıntılarımız mevcuttur. Şükürler olsun ki her ne kadar yokluk ve kıtlık yok ise de, fiyat artışları olmuş ve halende devam etmektedir. Tabi bu fiyat artışlarının bir çok nedenleri vardır ve bu nedenlere dayanarak malların mamullerin, yarı mamullerin ve gıda maddelerinin fiyatları artmakta ise de bir çoğuda durmak bilmez tüketim sonucu oluşan arz/talep dengesinin talep lehine bozulması sonucu; Arz edenlerinde bunu fırsata çevirme istek ve duygularının da hiç şüphesiz olumsuz etkisi olmaktadır.
Piyasanın her sahasında ki ürünlerde aşırı fiyat artışları sürerken bir konu dikkatimi çekiyor. Yazılı ve görsel basının özellikle kira artışından şikayeti, hep ön planda tutuyor. Evet doğrudur. Bu kira artışları da olumsuz bir etki yapıyor piyasa da. Sadece bu mu? Neden bu ön planda tutulmaya çalışıyor acaba? Gayrimenkul fiyatlarının girdiler nedeniyle bu denli artması sonucu vardığı rakamlara bakıldığında kira miktarının tutarını da varın siz söyleyin.
Kira geliri ile geçinen insanların bu gelirinden başka gelirlerinin olmadığını, bu kira gelirleri ile geçinmeye çalıştıklarını varsayarsak sadece bu noktada vurgu yapmak, bu konuyu bu fiyat artışlarını çıbanbaşı gibi lanse etmek bu insanlara haksızlık yapılmış sayılmaz mı? Fiyat artışında şikayet edilecek ise top yekun edilmelidir. 35 TL sıvı yağın 180 TL’ ye çıktığında söylemeliyiz. Yoksa 1500 TL kiranın 2500 TL’ye çıktığını söylemek eksik olmaz mı? Elbette olur. Ya da kiralık dükkanda günün şartlarına uygun alış veriş yaparken kira artışını bu düzeyde yapmamak da başka bir açıda haksızlık olmaz mi?.
Birde kira kontratı gereği düşük kira artışı uygulanan mülkler var ki buradaki kiracılarında bundan ziyade günün şartlarına göre kira artışı yapmaları kontratın bitimine müteakip sürtüşmelerin de önüne geçer. Eğere bu artışlarda şikayet ediyorsak ki, ediyoruz da ,ülkemizin her katmanı bu enflasyonla mücadele etmeli ve elinden geldiğince bu mücadeleye katkı sağlamalıdır. Nasıl mı? Şöyle olmalıdır. Önce tüketici olarak bizler zam gelecek diye ihtiyacımız dışında harcama yapmamalıyız. Harcama yaparken de aylık, yıllık ihtiyacımız yerine en fazla haftalık ihtiyacımızı geçmeyecek şekilde alışveriş yapmalıyız.
Üretici konumunda ise eğer eğer en ucuzu mal edip aşırı kar marjı düşünerek fiyatları şişirip arza sunmamalıyız. Hele hele de stokçuluğa asla tevessül etmemeliyiz. Unutmamalıyız ki bir yerde satıcı ise de diğer yerde alıcı konumundayız. İşçi ve memur isek işimizin hakkını vererek çalışmalıyız. Alın terimizle kazandığımız kazancımıza gölge düşürmemeliyiz. Doğru tartmalı ve doğru konuşan esnaf olmalıyız. Kiralayan isek mülkümüzün kira tutarını belirlerken günün şartları ve devletimizin belirlediği kira artışlarını mutlaka göz önünde bulundurarak vicdanlı davranmalıyız. Kısaca adam gibi adam olarak yaşamalı ve hayatımızı sürdürmeliyiz.
Eğer bunlarda bir hata ve kusurumuz var ise o zamanda yana, yana durumda şikayet ederken şapkamızı önüme alarak düşünmeliyiz. Düşünürken de bu hakkı ben kendimde nasıl buluyorum demeyi de sakın ola ki ihmal etmemeliyiz.