Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti yaklaşık çeyrek asırdır iktidarda.

Ülkeyi, milleti, devleti yönetiyor. 

Özgürlükler, hizmetler ve terörle mücadelede çok önemli başarılara imza attı.

Eksikliklerine rağmen uluslararası camiada ülkeyi dirayetli temsil etti. 

Günün sonunda ise ekonomiyi yönetemediği, sınıfta kaldığı, 31 mart seçimleri ile milletimizce teyit edildi. 

Pandemi ve bölgesel depremin yatsınamaz etkisini saklı tutuyorum. 

Dijital medyanında  etkisi ile toplumun manevi ve ahlaki değerleri dejenere oldu, yıprandı.

Algı oluşturma, algı ile yönetme, yönlendirme hem iktidar hem muhalefet için çöp oldu. 

Boş tencerinin iktidarı devireceği bir kez daha teyit edildi. 

Toplumun, gençliğin önüne ulvi hedefler konulamadı. 

Hem merkez hem taşra yönetimlerinde 'rantın ön plana çıktığı algısı' millette derin bir şekilde oluştu ve kemikleşti. 

Ak Parti'nin zenginlerin partisi olduğu kanaati oluştu. Dünkü ANAP, DYP gibi.

Ak Parti, nüvesini oluşturan milli görüş camiasını siyasetin merkezine taşımaya  çalıştı. Bu camianın cebi para göreni merkeze taşındı ve bu durumdan çok memnun kaldı.

Cebi para görmeyen kitle son yerel seçimde ya sandığa gitmedi yada muhalefete oy verdi,
çaresizlikten. 

Dün CHP'li başkanın döktüğü suyla abdest almayan dindar kitle, bugün CHP'ye oy verebilecek hale getirildi. Bunun günahı  vebali sermayeye boğulan yöneticilerdir.

Taban, 'ben sana oy vereceğim, iktidar olacaksın, fakat 5 yıl boyunca işçi alımları dahil kaynakları, Ak Partili dahi oldukları belli olmayan eş, dost, akrabalarınıza peşkeş çekeceksiniz mi?' dedi. 

Dediği gibide son seçimde elinden geleni yaptı. 

Adıyaman, Kütahya gibi iller, Üsküdar gibi ilçeler iyi okunmalı.

Yaklaşık çeyrek asırdır, milletin güçlü desteği ile iktidarda kalan partinin ekonomide geldiği yer burası  olmamalıydı. 

Yolun başında milletimiz Cumhurbaşkanımıza çok güvenmişti. Ülke ve ekonomi ile ilgili çok büyük hayalleri vardı. 

Çeyrek asrın sonunda milli gelirimiz dünyada ilk onun içinde olmalıydı. Hiç olmazsa 25 bin dolar olmalıydı. Olmadı. Olamadı. Yönetilemedi.

Bu ülke bürokraside, askeriyede tek partinin etkisini,  3 çeyrek asır derinden hissetti. Hep karşı çıktık. 

Geldiğimiz noktada son çeyrek asırdır da, 80'ler, 90'ların eski Anaplı, Dyp'li siyasilerin çocuğunu, torunlarını yönetimde gördük. Ak Parti yenilikçi, vizyoner, zamana ayak uyduran parti değilmiydi?

2024 yılına geldik partide hala eski, yıpranmış, halkın gönlünde karşılığı olmayanlar yeni diye önümüze konuluyor.

Ak parti kurulduğunda doğanlar 23 yaşına geldi, 20 yaşında olanlar 43 yaşına, 30 yaşında olanlar neredeyse yaşlı sınıfına karıştı. 

Yine yazıyorum. Bu partinin nüvesini oluşturan milliyetçi muhafazakarlardı. Ne hazin ki, bugün bu kitle umudunu yitirdi. Muhalefete oy verdi, yada sandığa gitmedi. 

Bu kitle hülümete yakın kanalları izlemiyor, yazarlarını okumuyor, gazetecilerini görmek istemiyor.

22 yıldır genel, yerel, referandum dahil her seçimde oy verdik. Van minut dediğinde Cumhurbaşkanımızla ayağa kalktık, gururlandık! 27 Nisan, Gezi, 15 Temmuzda kendimizi sokağa, tankların önüne attık! Atanların eline, yüzüne, kıyafetine bakın! Hangi ruhu taşıyan, hangi gelir gurubuna aitler?

Geldiğimiz yerde çok  mahcubuz, çok hüzünlüyüz. Milli gelirde adalet sağlanamadı. Vahşi ekonomi düzeni kenar mahalleleri yılan gibi yuttu. Ya zengin ya fakir var. 8,5 milyon zengin, 76,5 milyon aç yada yoksul.

Açlık sınırı 17 bin, yoksulluk sınırı 50 bin değilmi?

Bu ülkenin yüzde 90'ı yüzde 10'un hizmetkarı değilmi?

Cumhurbaşkanımızın siyasi gölgesinde yaşayan siyaset yapan  rantiyeciler, size 90'lı yılların mazlumlarının bedduası yeter!

Fakirin giydiği ayakkabıya bakın yolda giderken, camiden çıkarken, birde kendi giydiğinize! Elbisenize, çocuklarınıza, eşlerinize, arabanıza, evinize....

Birde emeklinin, asgari ücretlininkine bakın!

Sizde,  baksanızda sızlayacak vicdanda kalmadığını biliyorum!

Kalpleriniz taşlaşmış, binlerce putlarınız var yüreğinizde, zihninizde!

Sizinle mazlum insanların, gurebanın kıblesi aynı olamaz.

En çok hangi söz zoruma gidiyor  biliyormusunuz kardeşlerim. CHP'li birisinin "22 yıldır alnı secdeye gelenler, sizler yönettiniz bu ülkeyi, sizinde dininiz imanınız paraymış, açı yoksulu unuttunuz, adaletiniz bu kadar' demeleri.

22 yılın sonunda ekonomide adalet sağlanmış olmalıydı.

Fazla uzatmayalım. 

Cumhurbaşkanım, başka partilileri geçtim mütedeyyin insanların, gençlerin  parti yöneticilerine karşı güven, adalet duygusu çok zedelendi. 

Ya yüzde yüz, merkez, taşra yöneticilerini değiştirerek yola devam ediniz yada belirlediğiniz yeni bir lider ve yeni ekibi ile yola devam ediniz!

Sandığa gitmeyen,  yada çoğunluk yöneticisi, başkanı Ak Partililerden  oluşan, YRP'ye oy veren mütedeyyin insanlarda  boşlukta kaldı. 

Bu insanlar partinin gönüllü fedaileriydi. Partinizde yönetici, başkan, vekil olanların önemli bir  kısmı 22 yıl boyunca menfaatlenenlerdir. Menfaatleri bitince gemiyi terkedeceklerdir. 

Lütfen 'DAVA ADAMLIĞI' ruhunu  doğru bir ekiple tekrar oluşturunuz!

Vatandaşın gönlünde adalet ve güveni tesis edecek adımlar atınız!

Tasarrufu önce Ankara'da başlatınız, ekonominin faturası hala küçük esnafa, vatandaşa yükleniyor, yüzde onluk sermaye babalarına yükleyiniz!

Fakirin yarası hala kanatılıyor!

3 yıl sonra genel seçim sürecine girilecek, tedbir alıp, yüreklerdeki yangını bugünden söndürünüz!

Aksi halde perşembenin gelişi çarşambadan belli!

Siyasetinde vebali vardır.

Parti genel merkezinde, Anadolu'nun sağlam şahsiyetli, nitelikli, vatanını seven, genç, azimli insanlarının yer alması engelleniyor.

Anadolu'nun yağız evlatlarının önünü açınız, yönetimde yer veriniz.

Partiyi sadece Ankara yada İstanbul’dan değil Aras, Çoruh, Fırat, Dicle, Menderes, Yeşilırmak, Kızılırmak, Seyhan, Ceyhan, Meriç, Kelkit çayı ile besleyiniz. Tıkanan ana ve kılcal damarları açınız!

Milletvekilliğinde, yönetimde, belediyelerde, başkanlıklarda, vakıf, oda, dernek, muhtarlıklarda 2 dönem şartı getiriniz!

İş yapacak yiğitlere 10 yıl yeter. İlla kaybedince mi değişim olması gerekiyor?

Masa başı maaşlı çalışan İstanbul, Ankara merkezli medyadan ziyade,  halkla içiçe yaşayan Anadolu basınına kulak veriniz!

Fabrika ayarlarınıza geri dönün.

Vesselam