Şehrimiz ile ilgili bir kaç konuda özel yazı yazacam.

Kamu Bürokrasisi, sivil toplum, gazeteciler ve siyasette neler yanlış gidiyor.

Tokat'ta yatırımlar neden gecikiyor, yada i şehrimizde moral değerleri neden düşük.

Şehrimizde marka değeri olan bir tane Sivil Toplum Örgütü var mı mesela.

Kime güveneceğiz, sorunları kim çözecek...

Neden yanlış üstüne yanlış yapıyoruz.

İstişare, bir araya gelme kültürümüzü neden sürdüremiyoruz.

Tokat Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen
”Tokat Siyaset İş Dünyası Medya Buluşması” programında, Vali, Belediye Başkanı, milletvekilleri, sivil toplum örgütü başkanları ve gazetecilerin katılımı ile son dönemlerin önemli toplantılarından birisine katıldım..

Son on yılın ilk defa yapılan birlikteliği olması nedeniyle çok önemsedim.

Devamı gelsin.

Emeği geçen tüm arkadaşlarımı Başkan Musa Özdemir nezdinde kutlarım.

Vali, vekil, belediye başkanı şehirle ilgili her şeyi konuştu.

Bizim içinde çok konu var konuşulacak.

Tarımdan başlayalım.

Badal; 40 badallar. 
Basamak, seviye, level yani.

Öyle ya, tarımda güçlüyüz!

Peki Tokat bu haritanın neresinde?

Ayçiçek mi acaba dedim. 

Ama o da Tokat'a isabet etmiyor. 

Şekerpancarı, üzüm yerinde tokat varmı...

Ülkenin ana taşıyıcı lokomotifleri, sanayi, turizm, gıda, tarım.

Bastonunu arayan, ama gibi sağa sola savrulmak yerine, bir alanda tüketebilseydik enerjimizi, yıllarımızı!

7 büyük ovadan birisi. 

Hem de sulak ovalardan, Kazova.

Kazova'ya 5 yıldır, her sene mısır eke eke toprağıda zehirledik, öldürdük.

Rahmetli babannem okuma yazma bilmezdi. Ama bahçeye bir sene soğan ekerse ikinci sene patates ekerdi.

Neden acaba?

Ümmi yani okuma yazma bilmezdi. 

Bilgi, iletişim de yoktu, dünya ile. 

Ziraat mühendisi de yoktu Hoda Köyünde. Whatsapp Image 2024 05 05 At 21.36.48

İmkansızlıklar içinde anadan, atadan aldığı tecrübeyi toprağa aktarırdı. 

Oğlum toprak zehirlenmesin derdi.

Küçüktüm, zehirlenme ne demek, pekte düşünmezdim üzerinde.

21. Asır.

2024 yılı.

Her yanımız bilgi, teknoloji, üniversiteli ile kuşatılmış. 

Binlerce ziraat mühendisi!

Geldiğimiz yer başıboşluk, cehalet, disiplinsizlik. 

Bu toprağın sahibi yok mu?

Kimlere emanet. 

Bu toprak sahipsiz mi?

Nereye kadar bu başıboşluk?

Tarım ve Gıda üzerine yüzbinler istihdam ediliyor kamuda!

Üniversitelerde; hoca, öğrenci!

Milyar dolar kaynaklar.

Kapatın ziraat fakültelerini, kamuya ait kurumları!

Devletin maaş, eğitim masrafı her yıl milyar dolar!

Verin kaynağı köylüye, çiftçiye!

Siz sadece denetleyin; toprağı, parayı!

Bu sonuçtan çok daha iyi olacağımızı, dünyada tarımda, gıdada üç beş badal (basamak) atlayacağımızı göreceksiniz.

Topuğuna çıkamayan Hollanda dahi bir avuç nüfusu ile çiftçisi, köylüsü ile almış başını gitmiş!

Denetleme ve kontrol görevini adam gibi yapın açın serbest piyasanın önünü!

Kaldırın şu kağıdı, bürokrasiyi!

Mevcut sistemle yıllar, asırlar geçiyor, ülke olarak  geldiğimiz yer sıfır!

Günde 2 saat çalışıp, 6 saat telefonunda bitcoin, borsa takip eden, siyaset konuşan, hükümet kurup indiren "memur zihniyeti" ile hiçbir  cacık olmaz. 

Olsa, sırtını yüzde yüz devlete dayayan kominist sistemde olurdu!

Kamunun ineği hep kısır olur,  zerre süt, buzağı alamazsınız!

Kurban geliyor, kesin gitsin bürokrasinin kısır ineklerini!

7 hisseyide taşımaz bunlar.

İşsizliği kamunun kaynakları, kurumları ile çözme politikası devleti iflasa götürür beyler. 

Nasıl olsa işe alınanın parası cebinizden çıkmıyor.

Hacı Baba Tekkesi kamu.

Ne kamu bereketini görüyor bu sistemin ne çalışan.

Ne kamu mutlu ne memur, işçi!

Peki bu ısrar neden?

Tarımdan başlayalım düzeltmeye.

Vesselam