5000 yıllık bir medeniyete beşiklik eden Ulu Camii bir özelliğiyle Anadolu'daki camiler arasında tek olma özelliği taşıyor. Çelebi Mehmet'in oğlu II. Murat döneminde inşa edildiği rivayet edilen cami, Sultan Avcı Mehmet zamanında restore edildi. 1. Dünya Savaşı'nda asker iskan edilen cami, daha sonra kendi haline terk edilerek harap durumda iken 1950 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünce yapılan restorasyon sonrasında yeniden ibadete açıldı.
Tokat’ta orijinalliğini en fazla koruyan tarihi eserlerden biri olan cami, ahşap üst örtüde yalancı kündekari tekniğinde yapılmış ahşap panolar ve yaldız boyalı bezemelerle dikkat çekiyor. Camiyi diğerlerinden ayıran en ilginç özelliklerinden birisi de doğu-batı yönünde iki son cemaat yerleri bulunması. Bu özeliğiyle Anadolu'da tek olan caminin güney batı köşesinde yer alan kuş evi de ecdadın hayvanlara verdiği önemin bir nişanesi olarak yer alıyor.
"Bu cami bu özelliği ile Anadolu'da tek olma özelliğini taşıyor"
11 yıldır caminin imam hatipliğini yapan Ali Yılmaz, caminin doğu ve batı yönünde iki giriş kapısı ve son cemaat yeri bulunduğunu kaydettiğini belirterek, "Bu camimiz yaklaşık olarak 800-900 senelik bir camidir. Tarihçilerin söylemesine göre Selçuklu ve Danişmentliler zamanına dayanan tarihi bir camidir. Bu camimiz çok feyizli ve bereketlidir. Bu caminin bir ismi Ulu Camii, bir diğer ismi Kuşçu Camii ve Cuma Camisi olarak da geçmektedir. Dışarıda güneybatı tarafında köşede bir kuş yuvası var. Caminin yapımında kuşlar 2 kat yuva yapmış, bu sebepten dolayı da Kuşçu Camii de denir. Bu camimizin aynı zamanda 2 taraftan da girişi bulunmaktadır. Sağ ve sol tarafta olmak üzere. Bu caminin aynı zamanda son cemaat yeri dediğimiz yerin sağ ve sol tarafta olmak üzere 2 tarafta da bulunuyor. Bu caminin bu özellikleri Anadolu'da başka bir camide bulunmuyor. Bu cami bu özelliği ile Anadolu'da tek olma özelliğini taşıyor. Camimiz 2001 yılında restorasyon çalışmasına girmiş numunelik olarak kalem boya işlemelerini duvarda bırakmışlar. Söylentilere göre bu camiyi 8 fil ayağı üzerine kurulduğunu söylüyorlar. Camimizin önden sol tarafta küçük bir yer bulunuyor. Bu yere de 'itikaf' yeri denmekte. Orada da geçmiş zamanda insanlar nefsini dizginlemek için orada kalırlarmış. Ramazan aylarında, itikaf zamanlarında bazı arkadaşlar burayı kullanmakta. Camimizde arka tarafta açılan bir kapı bulunuyor. Rivayetlere göre o kapının arka taraftaki bölgeye çıktığı söyleniyor. Biz geldikten sonra öyle bir şey görmedik çünkü kapının arkasında duvar çekilmiş ve kapatılmıştı" diye konuştu.