Nerede bir can ölse,
Oralı olur yüreğim.
Olmalı zaten.
Olmazsa, insan olmaz yüreğim!

Bu yazımı Pazar günü kaleme almıştım. Bolu’da yaşanan otel yangınından dolayı bugün yayınlandı.

Kartalkaya Otel yangınında vefat eden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet dilerim...

……………

İki ay sonra yerel seçimin üzerindenbir yıl geçmiş olacak.

Geriye dönüp geçmiş 10 aya bakıyorum.  

Halk otobüslerinin yenilenmesi, asfalt, parke, Yeşilırmak boyundaki büfelerin yıkılması, belediye işgalcilerinin çıkarılması, belediye makam binasının bakıma alınması, işçi alımı, kent çorbacısı, sosyal etkinlikler vs. geliyor aklıma.

Temizlik, yol boyamaları rutin işler yapıldı.

Belediye Başkanı Yazıcıoğlu'nun 17 adet seçim vaadi var.

Bunlardan 5 yada 6'sı esaslı vaad, esaslı proje.

Trafik sorununun çözümü, stad yapılması, teleferik yapılması, belediye binası, gurbetten Tokat'a dönen ve 2 yıl ikamet eden Tokatlılara 100 bin lira hibe desteği, otopark, vs.

10 aya baktığımızda elle tutulur, esaslı bir projenin ihalesi yapılmadığından, imalatına başlanılmadığından vatandaşta sessizde olsa uğultulu tepkiler başlamıştı.

Ancak, yapılacak belediye binasının yerinin belirlenmesi ve ihale hazırlıklarına başlanılması ayrıca Behzat Yüksek Kahve civarında eski dükkanların yıkılarak yeni bir meydan oluşturma çalışmasına başlanılacak olması bu sessizliği olumlu anlamda bozdu.

Bahar ile birlikte başlanılacak Yüksek Kahve Meydanı ve yeni Belediye Hizmet Binası inşaatının başlayacak olması konuşulmaya başlandı.

Gelelim şehri boğan trafik sorununa.

Bu trafik sorunu son 30 yıldır şehrimizin sorunu.

Trafik sorununu belediyenin yükümlülüğü ve üniversite hastanesinden dolayı herkesin elini yükün altına atması gerektiği olarak anlatmaya çalışacam.

Her ne kadar Yeşilırmak'ın Topçam yakası ikamet bölgesi olsa da, şehrimiz 180 bin nüfusu ile Hac Dağı-Gıjgıj tepesi arasına sıkışmış durumda.

Eski Tokat bu bölgede.

Esnaf, hastaneler, bankalar, resmi daireler Eski Tokat bölgesinde.

Haliyle gündüz vakti Karşıyaka bölgesi de Eski Tokat'a taşınmış oluyor.

Ne ile?

Araçları ile toplu taşıma araçları ile.

Dolayısı ile şehir merkezi özellikle sabah saatlerinde ve akşam saatlerinde boğuluyor.

Nefes alamaz hale geliyor.

Trafikte şoför mutsuz ve öfkeli, yaya mutsuz, toplu taşıma araçlarındaki yolcu mutsuz, yol mutsuz, kaldırım mutsuz!

Engelliler, okula giden çocuklar, yaşlılar, bayanlar...

Hepsi güne, okula, işe öfkeli, gergin başlıyor.

Asık suratlar, gergin yüzler!

Her sabah motivasyonu sıfırlanmış olarak güne başlıyoruz.

Özellikle,Köprübaşında, Delikkapı Köprüsünde,  Üniversite Kavşağı, Dimes Kavşağında,  GOP bulvarı, Behzat Bulvarında,  Şoförlerimiz cinnet geçirecek hale geliyor.

Bu bölgede, pik saatlerde 25 km. altı durağan trafik var.

2 km. altı, yerinde sayan trafik.  

Birçok bölgede de yavaş hareket eden trafik var.

Mahalle arası yolları keşfeden araç kullanıcıları, Perakende, Mahmutpaşa, Devegörmez, Mehmetpaşa mahallelerinden ulaşımlarını sağlamaya çalışıyorlar.

Karşıyaka'da ikamet edip Taşhan'dan yukarıda işi olan esnaf, işçi, memurlar çevre yolu ve Erenler'den ulaşımlarını sağlıyorlar. Aksi durumda böyle. Neredeyse Sulusokak bölgesinde de trafik tıkanma noktasına geliyor.

Peki ne yapılacak?

Belediye yeşil dalga projesini uygulamaya koydu. Sonucu trafik sıkışıklığını hiç etkilemedi. Nefes aldırmadı.

Çözüm için ya yeni alternatif  yollar açacaksınız, ya şerit sayısını artıracaksınız,  ya araç sayısını, şehrin nüfusunu azaltacaksınız, ya bisiklet, scoter, mobilet kullanımını artıracak,  ya otopark sayısını artırarak şeritlerin ikisini de hizmete verecek, parklamayı yasaklayacaksınız.

Başka?

Toplu taşımayı özendirirsiniz.

Ya da ne?

Raylı sistem yaparsınız.

Yazdığım tedbirler alınabilir ancak merhum sıradışı Valimiz Recep Yazıcıoğlu'nun ruhuna yakışan raylı sistemdir.

Merhum Valimiz, havaalanı, büyük otel gibi çılgın projeleri 80'li yılların yetersiz şartlarında, eşgüdümlü yaptırmıştır.

Babasının oğlu, Başkan Yazıcıoğlu'na yakışanda budur.

Projeye başlansın, 500 m. yapılsın, emin olunuz bu projeyi ya Ulaştırma Bakanlığı tamamlar yada gelecek yerel idareciler tamamlar. Bu ateşi Yazıcıoğlu yakmalı, iz bırakmak istiyorsa.
 

Trafiğin oluşturduğu yakıt maliyeti var.

Hava kirliliği var.

Yoğun trafikten, araçlar arası kısa mesafelerden kaynaklı trafik kazaları var.

Motosiklet, mobiletlerin kaldırım, yaya yolları, yaya köprülerini kullanmaları sözkonusu.

Sonuç, kaza, kargaşa, gerginlik, stres, kavga, huzursuzluk, asık yüz..

Başkan Yazıcıoğlu’nun, trafik sorununu evvelce çözmeye başlayıp yol almasında büyük fayda var.

İkinci çözülmesi gereken en önemli sorun Üniversite Hastanesinde yaşanan otopark sorunu.

Bu sorun belediye başkanlığının bire bir çözeceği bir sorun değil. Her kurum bu konuda sorumluluk almalı.

Üniversite Hastanesinde otopark sorunu diyecem de hastaneye gidenlerin araçlarını park edeceği bir otopark yok.

Günlük 5 bin hastanın girip çıktığı çevre şehirlerden dahi özellikle gelinen çok güzel bir hastanemiz var ama otoparkımız yok.

Tüm boş alanlara önce personel park ediyor, hasta ve yakınları ise kaldırıma, yola nereyi bulursa park ediyor.

Trafik polisi de günlük 500-600 araca ceza kesiyor. Tasarruf tedbirleri kapsamında şatafattan vazgeçmeyen kamu görevlilerin masraflarının bir kısmını bu cezalardan Tokatlılar olarak karşılıyoruz!


Hastasınız ve arabanızı parke demiyorsunuz.

 Bu sorunun çözümünü hastalardan mı bekliyorsunuz?

Piyade alayından bir yol, bir alan almak çok mu zor.

Toprağı düzleyip çakıl serip otopark yeri açamıyor muyuz?

Bu sorumsuzluk, beceriksizlik kimin?

Hepimizin, bu şehri yöneten herkes, başta üniversite yönetimi, biran önce bu itirazı demiyorum vatandaşın isyanına çözüm üretmeli.

Tedavide başarıyı, hastanedeki kaliteyi otopark sorunundan dolayı gölgede bırakmayalım.

Şehrimizin insanını mutsuz etmeye devam etmeyin.

Üniversite hastanesinde yaşanan otopark sorununa çözüm üretin.


Vesselam.