Türkiye'de henüz uzak sayılmayan yıllara kadar kış mevsimine yaklaşılınca her yerde aranan oduncular şimdilerde ise doğal gazın yaygınlaşması ile unutulmaya yüz tuttu. Artan doğalgaz kullanımı odun pazarında işlerin azalmasına sebep olurken bu işi yapanlar artık sadece fırınlar ve kenar mahallelerden talep olduğunu belirtiyor.
Milenyum çağını girdiğimiz ve yaşadığımız zamanlarda Türkiye konutlarda doğal gaz ile tanıştı. 2000'ler öncesinde sert geçen insanın içini titreten o kış mevsimlerinde en çok arananlar ise oduncular olurdu. Ancak doğal gazın yaygınlaşması ise bu mesleği bitirme noktasına getirdi. Tokatlı Kerim Yatgın'da bu mesleğin son temsilcilerinden.Kerim Yatgın doğal gazın yaygınlaşmasının kendi işleri açısından kötü etkilediğini,ancak diğer konularda ise gayet iyi olduğunu,genelde fırıncılar ve kebap ocaklarının talep ettiğini,gürgen-pelit-enkaz odunu sattıklarını söyledi. Sert geçen kış mevsimlerinde ise sıcak sobanın başında kaynayan demliğinden içtiği çayı ve o günleri hiç unutamadığını belirtti.
BİZİM İÇİN KÖTÜ OLDU AMA DİĞER KONULARDA İYİ OLDU
Kerim Yatgın " Aslen Yakacık köyündenim. Köylerde odun keserek geçimini sağlıyorum. Doğalgaz geldiği için işler düşük, eskisi gibi işler yok ama fırınlar ve kenar mahallelerde talep var, merkezde ve apartmanlarda yok. Allah'ıma şükürler olsun, geçimimizi sağlıyoruz bir şekilde. Doğal gazın gelişi benim cebimi düşünürsek kötü oldu ama temizlik konusuna geldiği zaman iyi oldu. Odundan çekeceği çilesi oluyor, evinin boyası mesela ister istemez bu odun atıyorsun, kömür atıyorsun her sene boya yapman lazım ama şimdi 2 senede 3 senede boya yapıyor, bu iyi bir şey. Şimdilerde fırınlara, kebap ocaklarına kenar mahallelerde satıyor. Öyle ahım şahım değil ama yine de Allah bereket versin. Genellikle gürgen pelit enkazdan çıkan odunları satıyoruz"ifadelerini kullandı.
SICAK SOBANIN BAŞINDA OTURDUĞUMUZ GÜNLERİ TEKRAR YAŞAMAYI ÇOK İSTERDİM
Kerim Yatgın "Sert geçen kış mevsimlerinde sıcak sobanın başında oturduğumuz günleri hiç unutamıyorum. Sıcak sobada demliğin kaynayacak çay demeyeceksin. Fırının gözüne bir de patatesi koyduysan bambaşka olurdu. O günlerde unutulmadı, unutulmaz. Biz yaşadık, onları biliyoruz unutamıyoruz ama yeni nesil bilmiyorlar. O günlere geri dönmesini isterdim. Çok isterdim tekrar yaşamayı"ifadelerine yer verdi.