Bu gece (13 Temmuz Pazartesi gününü Salı gününe bağlayan Ramazân-ı Şerifin yirmi yedinci gecesi) Kadir Gecesidir.
Ramazan ayında bulunan bütün esrârı ve İlâhî mevhibeleri kendisinde toplayan ve Kadir Sûresinde, Rabbimizin kendi ifadesi ile içerisinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan hayırlı olan Kadir gecesi!
Kadri yüce olan Hz. Allah tarafından, kadri yüce olan Peygamber efendimize, kadri yüce olan Kur'ân-ı Kerim'in, kadri yüce olan Cebraîl vasıtasıyla, kadri yüce olan ümmet-i Muhammed için indirildiği kadri yüce bir gece!
Kadir gecesini diğer gecelerden ayıran ve ona bir fazilet ve üstünlük bahşeden hususiyet, dünya üzerinde yaşayan insanların insanlıktan uzaklaştığı, insanın insan kanı içtiği, insanı, insan yapan erdem ve değerlerin ortadan kalktığı, kız çocuklarının öz babaları tarafından diri diri çukurlara gömülüp üzerlerine toprak atıldığı, vahşetin cihanı kuşattığı, güçlülerin hükümrân olduğu, insanoğlunun kendi eliyle yaptığı putlara tapacak kadar beyinsizleştiği ve bütün bir dünyanın, bir kurtarıcıya muhtaç olduğu günlerde, beşeriyetin aradığı çareyi, kaybettiği yolunu gösterecek, tekrar kendine dönmesini sağlayacak, ona hidâyet rehberi olacak Yüce Kitabımız Kur'ân-ı Kerim'in bu gece, Hz. Allah tarafından, Cibrîl-i Emîn vasıtasıyla Peygamber efendimize indirilmesidir.
Hz. Allah, Rasûl-i Kibriyâ'sına indirdiği Hz. Kur'ân hürmetine bu geceye çok büyük kıymet ve değer bahşetmiş, onu gecelerin sultanı yapmış, bu gecenin kıymetini bilerek ihyâ etmeye çalışan sâdık kullarının bir gecesini bir ömre bedel kılmıştır.
Aslında, Kadir gecesinin mahiyetini anlamak, onun faziletini, değerini anlamaya, hele anlatmaya çalışmak, bin aylık bir ömrü üç beş dakika içinde anlamak ve anlatmak kadar zor, bunun için çabalamak insanın zekâsını idrakini, aklını zorlamaktan başka hiçbir şey değildir!
Çünkü, bu gece hakkında indirilen Kadir Sûresini okuduğumuz, O'nun ifade ettiği manayı anlamaya çalıştığımız zaman şunu görüyoruz: Hz. Allah c.c. bu Sûre-i Celile'de:
"Muhakkak O'nu, (şânı yüce Kur'ân-ı Kerim'i) biz Kadir gecesinde indirdik."Buyurduktan sonra, Peygamber efendimize: "(Habîbim!) Sana Kadir gecesinin mahiyetini bildiren nedir?" diye soruyor. Yani, Kadir gecesinin mahiyeti, onun ne olduğu sana bildirilmedi. Sen, onu anlamak için kendini fazla zorlayıp yorulma! "Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Rûh o gecede Rablerinin izniyle her bir iş için iner. O (gece) fecre (tan yeri ağarıp sabah oluncaya) kadar bir selâmdır." Sen kendini bu geceye buna göre hazırla, ümmetinin de hazırlanmasını iste! Buyurmaktadır.
O halde biz bu gece, Kadir gecesinin ne olduğunu düşünmeye kafa yorup vakit harcamadan, bu bir tek gecenin bin aydan hayırlı olduğuna inanarak, Hz. Allah'a yaklaşmak, O'na kul olmak, O'nun katında bir yer edinmek, günahlarımızdan temizlenmek için çalışmalı, fırsatı ganimet bilmeli, bin aya değecek bir gayret içinde olmalıyız.
Hz. Allah'ın Ramazan ayında oruç tutup ibadet edenlere ihsan edeceği in'âm ve ikramın hat ve hududu yokken, Rabbimiz ile aramızda bulunan bütün perdeler aralanmışken, Kadir gecesiyle karşılaşmamız, bu geceye kavuşmamız âdetâ Hz. Allah'ın:
"Ey mümin kullarım! Ayların sultanı Ramazan'a hürmet ve taziminiz, onda tuttuğunuz oruçlarınız, yaptığınız taat ve ibadetleriniz, Müslümanlar olarak aralarınızda tesis ettiğiniz birlik ve beraberliğiniz, zenginlerinizin fakirlerinizi gözetmesi, fakirlerinizin kırık gönülleri sebebiyle size vereceğim ecir ve mükafâtı artırmak istiyorum."
"Sizi mutlaka her türlü günah ve kirden temizlemek, bayram sabahına hepinizi dünyaya yeni gelmiş gibi ulaştırmak, sizi, geçen ömrünüzde bu güne kadar kavuşamadığınız ömrünüzün sonuna kadar da kendi çabanızla kavuşamayacağınız manevî derecelere ulaştırmak istiyorum."
"Bunun için de size mahiyetini ancak benim bildiğim bin aydan hayırlı bir gece veriyorum. Onun kıymetini iyi bilin, bu gece kendiniz için neler yapacaksanız yapın, yeter ki bir ömürlük bir kazanç elde edin! Bu imkânı size bahşediyorum!" Müjdesiyle sevinmemiz demektir.
O halde bu gece, mahviyyet içinde, samimî hisler, yaşlı gözlerle, Rabbimizin huzurunda, O'nun Cemâl-i Pâk'ine bakarmışçasına, arz-ı ubûdiyet etmeli, O'nun haşyetinden eriyip tükenmeli, makam ve mevkileri değil, yalnız O'na kul köle olmayı dilemeli, Kemâl sıfatlarının önünde iki büklüm olmalı, içimiz yanmalı ve sabaha, akşamdan kalan bütün mülevves (kirli) hallerimizden temizlenmiş olarak çıkmak için gayret göstermeliyiz.
Bir de, bu gecenin, Kadir gecesi olduğuna inanarak, tamamen bir tezellül ve inkisar içinde, acaba bu gecenin rahmet ve bereketinden istifade edecek miyim, bu geceden nasibimi alabilecek miyim? Şüphe ve endişelerini, bir takım hesapları bir tarafa koyarak, tam ve kâmil bir teslimiyet ve ihlâsla Rabbimize teslim ve yalnız O'nun rızasına tâlip olmalıyız!
Okuyucularımın ve bütün Müslümanların Hz. Allah'ın rızasına uygun bir Kadir gecesi geçirmelerini, bu gecenin hürmetine dünyanın dört bir yanında yaşayan Müslümanların sıkıntılarının sona ermesini Rabbimden niyaz ediyorum.

KADİR GECESİ'NDE NE YAPILIR?

Bu gece dört rek'at Kadir namazı kılınır:

1'inci rek'atte: 1 Fâtiha, 3 İnnâenzelnâhü…,
2'nci rek'atte: 1 Fâtiha, 3 İhlâs-ı şerif,
3'üncü rek'atte: 1 Fâtina, 3 İnnâenzelnâhü…,
4'üncü rek'atte: 1 Fâtiha, 3 İhlâs-ı şerif okunur.

Namazdan sonra;
1 defa tekbir: "Allâhü ekber Allâhü ekber. Lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Allâhü ekber ve lillâhi'l-hamd."
100 Elem neşrah leke…,sûresi,
100 İnnâ enzelnâhü…,sûresi,
100 defa da Resûlüllah Efendimiz'in Hz. Âişe vâlidemize öğrettiği "Allâhümme inneke afüvvün kerîmün tühıbbü'l-afve fâ'füannî" (Allah'ım! Sen, affedicisin, kerem sahibisin, affı seversin, beni affet) duâsı okunup, ondan sonra duâ edilir.
Mümkünse, bu gece bir de tesbih namazı kılınmalıdır. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)