Turhal'ın yetiştirdiği eski hakem ve spor adamı Ercan Durna'nın futboldan hakemliğe uzanan başarılı kariyeri ile dikkat çekiyor.
Tokat'ın Turhal ilçesinin yetiştirdiği değerli isimlerden biri olan Ercan Durna, futbolculuk kariyerinden hakemliğe uzanan başarılı bir yolculuğa sahip.
Soru: Futbolculuk kariyerinize nasıl başladınız ve bu serüvende hangi pozisyonda yer aldınız?
Ercan Durna: Futbola olan tutkum küçük yaşlarda başladı ve bu tutku beni İstanbul'da amatör liglerde oynamaya kadar götürdü. İki amatör takımda yer aldım ve her iki takımda da sağ açık pozisyonunda görev yaptım. Futbolculuğum dönemindeki hızım ve çevikliğimle tanınıyordum. Bu deneyimler, sahadaki oyun anlayışımı ve takım ruhunu anlamamda bana çok şey kattı.
Soru: Hakemliğe geçiş süreciniz nasıl oldu ve bu alana yönelmenizdeki temel motivasyon nedir?
Ercan Durna: Futbolculuktan sonra bir süre boks hakemliği yaptım ve burada da milli hakemlik derecesine ulaştım. Ancak futbol hakemlerinin yaşadığı imkanlar ve şartlar dikkatimi çekti. Özellikle, futbol hakemlerinin 5 yıldızlı otellerde konaklaması, uçakla seyahat etmesi ve en önemlisi futbol müsabakalarını ücret ödemeden izleyebilmesi, bu alana geçişimde büyük bir rol oynadı. 1985 yılında futbol hakemliğine adım attım ve bu alanda da kısa sürede önemli başarılara imza attım. Süper Lig'de maç yönetmeye başlamam sadece 3 yıl sürdü, ki bu oldukça hızlı bir yükselişti.
Soru: Süper Lig'deki ilk maçınız ve o anlardaki duygularınızı bizimle paylaşır mısınız?
Ercan Durna: Süper Lig'deki ilk maçım, gerçekten unutulmaz bir andı. Adanaspor ile Sakaryaspor arasında oynanan ve ligde kalma mücadelesi veren iki takımın karşılaştığı o maç, benim için bir dönüm noktasıydı. Sahada olmanın verdiği heyecan ve sorumluluk hissi, kariyerimde yeni bir sayfa açmamı sağladı. Bu maç, aynı zamanda, hakemlik kariyerimde ulaşabileceğim potansiyelin farkına varmamı sağladı.
Soru: Türkiye'deki hakemlik deneyiminizde sizin için öne çıkan hakemler kimler oldu ve onlarla çalışmak nasıl bir deneyimdi?
Ercan Durna: Hakemlik kariyerim boyunca Türkiye'nin en saygın hakemleriyle çalışma fırsatı buldum. Yusuf Namoğlu, Ahmet Çakar, Sabri Çelik gibi isimlerle sahada olmak ve onlardan öğrenmek büyük bir ayrıcalıktı. Bu deneyimler, hakemlik becerilerimi geliştirmemde önemli bir rol oynadı ve bana saha içindeki karar verme süreçlerinde daha net olma konusunda yardımcı oldu. Her biriyle çalışmak, kendi hakemlik stilimi geliştirmem açısından benzersiz deneyimler sundu.
Soru: Hakemlik kariyeriniz boyunca unutamadığınız anlar var mı? Belirli maçlar veya olaylar hakkında bize daha fazla bilgi verebilir misiniz?
Ercan Durna: Hakem olarak sahada bulunduğum her maç benim için özeldir, ancak bazı anlar var ki onlar benim hafızamda daha belirgin bir yer tutuyor. Özellikle, Ali Sami Yen Stadyumu'nda oynanan ve Fenerbahçe'nin Galatasaray'ı 4-0 yendiği maç, yaşadığım talihsiz bir olayla hafızamda yer etti. Maç sırasında atılan bir taşla başımdan yaralanmıştım. Bu tür olaylar, hakemlik mesleğinin zorluklarını ve sahadaki riskleri gözler önüne seriyor. Aynı zamanda, Bulgaristan-Hırvatistan milli maçında Bülent Yavuz ile birlikte görev yapmak ve dünyaca ünlü oyunculara bayrak kaldırmak, kariyerimin en parlak anlarından biriydi. Bu maç, futbolun evrensel dilini ve sporun birleştirici gücünü bir kez daha hatırlatmıştı bana.
Soru: "Hakemin Sesi" sitesini kurma fikri nasıl doğdu ve bu platform aracılığıyla neleri hedefliyorsunuz?
Ercan Durna: Hakem camiasının içinden biri olarak, bu alanda yaşanan gelişmeleri ve haberleri daha geniş bir kitleye ulaştırma ihtiyacı hissettim. Bu motivasyonla "Hakemin Sesi"ni kurdum. Amacım, hakemlerle ilgili güncel ve doğru bilgileri, birinci elden ve tarafsız bir şekilde sunmak. 22 yıldır bu alanda haber yapmanın verdiği tecrübeyle, hakem camiasının güvenini kazandım. Sitemiz, hakemlerin sesi olmayı amaçlıyor ve bu alandaki en güncel gelişmeleri takipçilerimize sunuyor.
Soru: Türkiye Futbol Federasyonu ve Kulüpler Birliği'nin düzenlediği hakem çalıştayı ve David Elleray'ın danışmanlık rolü hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Ercan Durna: TFF ve Kulüpler Birliği'nin hakem hatalarını azaltma çabası içinde olması ve bu amaçla İngiliz hakem David Elleray'ı danışman olarak getirmesi, Türk futbolu için önemli bir adım. Elleray'ın tecrübesi ve bilgisi, hakemlik sistemimizde önemli iyileştirmeler yapılmasına yardımcı olabilir. Bu çalıştayın ve danışmanlık sürecinin sonuçları, gelecekteki hakemlik anlayışımızı şekillendirecek ve umarım hakem hatalarının azalmasına önemli katkılar sağlayacak.
Soru: Tokat ve Turhal ile olan bağınızı ve bu şehirlerdeki gazetecilik faaliyetlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ercan Durna: Tokat, benim için sadece doğup büyüdüğüm yer değil, aynı zamanda kişiliğimi ve kariyerimi şekillendiren bir şehir. Turhal ve Tokat'taki gazetecilik çalışmalarım, bu topraklara olan borcumu ödeme ve şehrimin sesini daha geniş kitlelere duyurma çabasının bir parçası. Tokat Gazeteciler Cemiyeti ve İstişare Kurulu üyeliğim aracılığıyla, hem yerel haberlerin yayılmasına katkı sağlıyorum hem de şehrimizin sosyal ve kültürel gelişimine katkıda bulunmayı amaçlıyorum.
Soru: Genç hakem adaylarına ve mevcut hakemlere vereceğiniz tavsiyeler nelerdir?
Ercan Durna: Hakemlik, sadece sahada verilen kararlarla değil, aynı zamanda bu kararların nasıl verildiğiyle de ilgilidir. Genç hakem adaylarına önerim; fiziksel kondisyonlarını sürekli olarak geliştirmeleri, yabancı dil öğrenmeleri ve her zaman adil olmaları yönünde olacaktır. Mevcut hakemlere ise, saha içinde ve dışında profesyonelliklerini korumaları, para ve diğer dış etkenlerden uzak durmaları tavsiyesinde bulunurum. Hakemlik, saygınlık gerektiren bir meslektir ve bu saygınlık, sahada ve saha dışında sergilenen tutumla kazanılır.
Ercan Durna'nın futbol ve hakemlik üzerine derinlemesine gerçekleştirdiğimiz bu röportaj, onun saha içindeki ve dışındaki başarılarının yanı sıra, spora ve topluma olan katkılarını da gözler önüne seriyor. Turhal ve Tokat'tan tüm Türkiye'ye uzanan bu başarı hikayesi, genç spor adamları ve hakemler için ilham kaynağı olmaya devam ediyor.