Tokat İstişare Heyeti tarafından düzenlenen “Gelecekte Tokat” paneli, Gazeteci-Yazar Kadir Özbilgin’in gözünden değerlendirilmeye devam ediyor. Panelde, Tokat’ın turizm potansiyeli, tarımsal zenginlikleri ve plansız şehir yönetimi gibi önemli konular ele alındı. Ancak panelde ortaya çıkan sonuçlar, Tokat’ın hala yeterli stratejik planlamadan yoksun olduğunu ve sürdürülebilir kalkınma konusunda ciddi adımlar atılması gerektiğini gösterdi.

Tokat’ın ilk sürdürülebilir turizm eylem planının 2006 yılında hazırlandığı, ancak bu süreçten bugüne kadar 7 farklı planın yapılmasına rağmen hiçbirinin uygulanmadığı da konuşmada dile getirildi. Özbilgin, yerel siyasi otoritelerin bu planlara neden sahip çıkmadığını sorgularken, gelen valilerin kendi bakış açılarını topluma dayattıklarını eleştirdi.

Özbilgin, Tokat’ın tarım topraklarının Toprak Koruma Kurulu eliyle yapılaşmaya açıldığını belirterek, TEMA’nın açtığı davaları kazanmasına rağmen imara açılan alanların geri kazanılmadığını belirtti.

İşte Kadir Özbilgin’in O Yazısı:

“Gelecekte Tokat Paneli” hakkında… (2)   

Panelde ilk söz alan Alpaslan Demir hocamız yaptığı “Tokat, Tarih, Kültür ve Turizm" başlıklı konuşmasıyla kanayan yaramızı daha da deşti.

Tokat’ın tarihi, kültürel zenginliğine değinerek Tokat’ın tanıtılması ve bir strateji belirlenmesi konusundaki sorunlarına değinerek, Amasya’dan çok daha büyük bir potansiyele sahip olmasına karşın, Amasya'nın yıllık bir milyon turiste ev sahipliği yaptığına, buna karşın Tokat’ın sadece 138 bin turisti ağırladığına vurgu yaptı.

Turizm istatistikleri otelde konaklayan her misafiri turist sınıfına sokan sağlıksız istatistiki verilerle ortaya konulduğundan bu verilere pek itibar edilmemesi gerekmekle birlikte, Tokat’ın Amasya’nın aldığı turistin ancak yüzde onunu alabildiği saptamasına katılmamak mümkün mü?

Sayın Hocamızın Tokat’ın tanıtımı ve turizm gelişiminde (diğer kalkınma alanlarında da öyledir) kritik öneme sahip stratejik planlamanın dikkate alınmamasına değinmesi, bugün içinde bulunduğumuz halin özeti gibiydi.

Düşünün Tokat’ın ilk eylem planı olan “Tokat İli Sürdürülebilir Turizm Stratejisi Eylem Planı” hazırlandığında, Tokat’ın hiçbir alanda; tarımda, sağlıkta, eğitimde, sanayide bir eylem planı yoktu. Sorarım, plansız bir şehir olur mu?

2006 yılından 2018 yılına kadar çeşitli kurum ve kuruluşlarca 7 adet eylem planı yapılmış ancak uygulamaya alınmamıştır. Hani devlette devamlılık esastı. Plansız, programsız nasıl marka şehir olacağız bileniniz var mı? Tokat’a gelen valilerin bu eylem planlarını uygulamaya almaları gerekirken kendi bakış açılarını topluma dayatmaları doğru mu? Yerel siyasi otorite buna neden ses çıkarmaz, izin verir bir açıklaması var mı?

Tokat’a kaymakamlıktan gelen valilerin Tokat’ın sorunlarına geçici çözümler bulmaya odaklanan kararlarını terk etmeye ikna edilmeleri gerekmektedir. Yanlış anlamasınlar, kesin bir dille söylüyorum, gelen valilerimizin eylem planlarını ve yönetişim kavramını dikkate almayarak kendi bakış açılarını Tokat toplumuna dayatmaya hakları yoktur.

Gelgeç hevesler içinde boğulan, derme çatma yapılan, tasarımsal süreçten yoksun, anlamsız ve boş çabalara dönüşen ve tüm Tokat’ı kucaklamayan işlerle gelişme sağlanabilir mi?

Hocamızın altını çizdiği planlama konusu Tokat’ın kanayan yarasıdır. Ve ne yazık ki herhangi bir milletvekili, bir vali, bir meslek odası başkanı, bir bürokrat vs. bu yaraya neşter atmak için çaba göstermiyor. Plansızlık konusu bu saydıklarımın ajandasına girmiyor.

Çeltek: “Türkiye’nin Gündemi Anayasa Değil Ekonomidir” Çeltek: “Türkiye’nin Gündemi Anayasa Değil Ekonomidir”

Oysa tarım, turizm, kentsel kalkınma gibi tüm kalkınma alanlarının gelişiminde uzun vadeli amaç ve sonuç yönelimli stratejik planlama yerine, gündelik, dar kapsamlı, kısa vadeli politikalar ve kararlarda ısrar edilmesi ve yönetilmesi bunda ısrar edenlere popülarite kazandırsa, günü kurtarmalarını sağlasa da, tanımlı ve somut hedeflere ulaşılmasını engellemektedir.

Hocamız “yaramızı daha da deşti” dedim ya… Gerçekten de öyle.

Düşünün yıl 2024 olmuş ama Tokat Yöresinin (tüm ilçeleriyle) tanıtımın yapıldığı bir web sayfamız halen yoktur. Bir ara dünyanın parasını ödeyerek, eyetokat diye saçma bir alan adıyla sayfa yaptılar sonra da bu sitenin tanıtımın yapılması için ayrıca para istediler. Bu yetmedi, bugünün parasıyla birkaç milyon para harcayıp fiyaskoyla sonuçlanan bir etkinlik yaptılar. Kendilerine bilgi edinmeden yöneltilen “Bu etkinliğin somut ve ölçülebilir çıktıları neler olmuştur?” sorusuna, “Somut ve ölçülebilir çıktılardan neyi kast ettiğiniz anlaşılamamıştır. Bu etkinlikle organizasyon yapma becerisi kazandık” diye yazılı yanıt vererek, bilgi birikim ve donanım düzeylerinin ne denli düşük olduğunu ifşa ettiler. Bunların doğru olmadığı, Tokat İl Kültür Müdürlüğü’ndeki yöneticilerin bu nosyona sahibi olmadıkları, ilgili paydaşlara gönderilen “Tokat Turizmi Neden Gelişmiyor” başlıklı raporda dile getirildi. Bu saptama önceleri önemsenmedi. Sonra ne oldu? Bunlara ve daha fazlasına sebep olanları han kapısından teğelti atar gibi İl Kültür Müdürlüğü kapısının önüne koydular. Bu müdürlük 1 yıl belki de daha fazla süre müdürsüz kaldı.

Yeni İl Kültür Turizm Müdürü’nü henüz tanımıyorum. Hakkında olumlu ya da olumsuz bir şeyler söyleyecek durumda değilim. Panele davet edildi mi bilmiyorum. Eğer davet edildiyse katılmasını dilerdim. Çünkü yeni müdür eskiden sorumlu değildir. Bundan sonraki eylem ve tavırlarıyla değerlendirilecektir. Temennim yeni İl Kültür ve Turizm Müdürümüzün “Tokat Turizminin Tarihsel Süreci, Sorunlar, Beklentiler ve Çözüm Önerileri” konusunda brifing almasıdır.

Düşünün! Yurt içinde ya da dışında bir yerlerde yaşıyorsunuz, Tokatla ilgili eşten dosta iyi şeyler duydunuz. “Dur bu Tokat nasıl bir yer, nasıl bir destinasyon araştırayım” deseniz, başvuracağınız bir kurumsal tanıtım sayfanız yok.

Sadece web sayfamız mı yok? TUDER’ in Tokat genelinde 1.200 kişiyle yaptığı bir ankette sadece 47 kişinin Tokat’ı tanıdığı ortaya çıktı. Bunun üzerine kamu bürokrasisine, yerel yönetimlere ilk, orta ve yükseköğretimde öğrencilere, mahallerde yetişkinlere “farkındalık eğitimleri verilmesine” yönelik yaklaşık 3 yıl sürecek bir proje önerisi götürüldü. Bu tip projelerin popülaritesi olmadığından gündeme alındı ama uygulamaya alınmadı ve halen bu zihniyet devam ediyor. Oysa Tokat’ın geleceğini düşünen ve Tokat’ı seven insanların gündeme alarak uygulamaları gereken en önemli konulardan birisidir.

***

Bir diğer konuşmacı hocamız Prof. Dr. Rüstem Cangi, "Tokat, Tarım ve Ekonomi" başlıklı konuşmasında, Tokat’ın tarımda hak ettiği yere ve desteği alması gerektiğine vurgu yaparak, "Elimizde Allah’ın verdiği bir nimet var, bunlara sahip çıkmamız ve markalaştırmamız lazım” diyerek tarımdaki sorunlara değindi.

Hocamız doğru konulara değindi. Doğal olarak görevi ve taşıdığı özel sorumluluğu nedeniyle Ziraat Fakültesi tarım uygulama alanına devlet hastanesi yapılacağı konusuna ve tarım arazilerinin imara yapılaşmaya açılmasına değinmedi.

O’nun yerine panel katılımcısı TEMA Başkanı Oğuzhan Aydın Bey Tokat’ı bekleyen tehlikeli “vahşi madencilik” uygulamasına dikkat çekerek, Tokat’ın ormanlarını, tarım arazilerini ve su kaynaklarını bekleyen tehlikeye dikkat çekerek, bu konularda toplumsal duyarlılık oluşturulmasına vurgu yaptı.

Tarım konusunda bir tehlikeye de ben dikkat çekeyim!

Tokat’ın tarım arazileri, tarım topraklarımızı korumakla görevli, Tokat Toprak Koruma Kurulu eliyle yapılaşmaya, imara açılmaktadır. Toprak Koruma Kurulu, TOGÜ’nün, TEMA’nın, Ziraat Mühendisleri Odasının ret oylarına karşı, kamu ağırlığını kullanarak Büyük Ova Koruma Alanı içerindeki tarım arazilerini imara, yapılaşmaya açmaktadır. Kurul kararlarına karşı mahkeme açan TEMA açtığı önemli bir davayı kazanmakla birlikte, dava açılmayan kurul kararları uygulamaya alınarak tarım arazileri imara açılmaktadır. Ve çok üzücüdür, Toprak Koruma Kurulu Kararlarına karşı bireysel dava açma hakkı da yoktur. Bu gelişme Tokat gibi 7 ovaya sahip bir yöre için önemle dikkate alınacak bir konudur.

Yarın: “Gelecekte Tokat Paneli” hakkında… (3)     

Editör: Serdar Pazarlıoğlu