Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu’ndan kritik uyarı: "İklim değişikliği hedefleri arasında görülen 1,5 dereceyi aştık. Mersin Körfezi ve Doğu Karadeniz’de sıcaklık artışı 2,5 dereceye ulaştı."
Aşırı Yağış ve Kuraklık Döngüsü Yangın Riskini Artırıyor
İklim değişikliği nedeniyle sıcaklık artışları dünya genelinde tehlikeli seviyelere ulaşırken, Türkiye’nin Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında küresel ortalamanın üzerinde bir ısınma gözlemleniyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, aşırı hava olayları ve bu olayların tetiklediği felaketler konusunda uyarılarda bulundu.
Salihoğlu, "Son yıllarda dünyada giderek artan aşırı sıcak günler ve büyük yangınlar, iklim değişikliğinin en büyük göstergeleri. Örneğin Los Angeles’ta günlerce süren yangınlar yaşandı, Türkiye’de de geçen yaz büyük yangınlarla karşı karşıya kaldık. Ana sebep ise toprak nemindeki azalma ve kuraklık," ifadelerini kullandı. ‘Kırbaç Etkisi’ Türkiye İçin Büyük Tehdit!
Bilim insanlarının son dönemde üzerinde çalıştığı ‘kırbaç etkisi’ kavramına dikkat çeken Prof. Dr. Salihoğlu, bu etkinin büyük yangınları tetikleyebileceğini vurguladı: "Aşırı yağışlar sonrası gelen kuraklık, doğrudan yangınları besliyor. Çünkü aşırı yağışlar, bitki örtüsünü hızlıca büyütüyor, ardından gelen kuraklık ise bu bitkilerin kuruyarak yangına yatkın hale gelmesine neden oluyor. Los Angeles'teki büyük yangınlarda bu etkiyi gördük. Aynı durum Türkiye için de geçerli. Akdeniz ve Karadeniz bölgeleri özellikle bu risk altında. Aşırı yağışları takiben kuraklık yaşanırsa, kontrol edilemez yangınlar meydana gelebilir."
Toprak Neminde Düşüş: Yangın Riski Artıyor
İklim değişikliğinin etkisiyle toprak neminin azaldığını ve bu durumun yangın ihtimalini artırdığını belirten Salihoğlu, "Bölgemizde sıcaklık artışı 1,5 dereceyi geçti. 2024 yılı, dünya üzerindeki en sıcak yıl olarak tarihe geçti. Bilim insanları, 1,5 derecelik sıcaklık artışında bile toprak neminin %20 oranında azalacağını öngörüyordu ve bu artık gerçekleşti," dedi.
Kuraklık ve düşük nemin, tarımsal üretimi ve ekosistemi doğrudan etkilediğini vurgulayan uzman isim, şehir planlaması, tarım uygulamaları ve afet yönetimi gibi alanlarda iklim değişikliği gerçeklerine göre önlemler alınması gerektiğini ifade etti.
Akdeniz ve Karadeniz Bölgesi En Riskli Alanlar Arasında
İklim değişikliğinin neden olduğu sıcaklık artışları ve aşırı hava olaylarının en fazla etkilediği bölgelerin başında Akdeniz ve Karadeniz geliyor. Prof. Dr. Salihoğlu, bu bölgelerdeki aşırı yağış ve kuraklık döngüsüne dikkat çekerek, "Aşırı yağışlar bitki örtüsünü hızla artırıyor, ardından gelen kuraklık bu bitkileri adeta yangın yakıtına dönüştürüyor. Tersine, uzun süren kurak dönemlerin ardından ani ve aşırı yağışlar ise büyük sellere yol açıyor. Çünkü kurak toprak suyu ememediği için yüzeyden akıp gidiyor ve sel felaketlerine sebep oluyor," dedi.
Denizlerde Sıcaklık Artışı 2,5 Dereceyi Buldu
İklim değişikliğinin yalnızca karasal alanlarda değil, denizlerde de büyük değişimlere yol açtığını belirten Salihoğlu, "Dünya genelinde sıcaklık artışı 1,5 derece iken, Türkiye’nin denizlerinde bu artış 2,5 dereceye ulaşmış durumda," dedi. Mersin Körfezi, Doğu Karadeniz ve Marmara Denizi’nde sıcaklıkların ciddi biçimde yükseldiğini ifade eden uzman, şu çarpıcı bilgileri paylaştı: Sıcaklık artışı deniz suyunun buharlaşmasını artırıyor, bu da tuzluluk oranını yükseltiyor. Derin denizlerde sıcaklık değişimleri gözlemleniyor, bu da ekosistemleri doğrudan etkiliyor. Denizlerdeki asidik oran artışı, deniz canlılarını ve balıkçılığı olumsuz etkiliyor.
İklim Değişikliğine Karşı Acil Önlemler
Türkiye’nin de aşırı hava olayları ve iklim krizine karşı daha kapsamlı önlemler alması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Barış Salihoğlu, şehir planlamasından tarım politikalarına kadar geniş çaplı bir dönüşüm ihtiyacına dikkat çekti.
"Aşırı yağışlar ve kuraklık döngüsünün tetiklediği felaketler, artık bilimsel olarak öngörülebilir hale geldi. Bu yüzden şehir planlamalarını, tarım uygulamalarını ve yangın önleme stratejilerini iklim değişikliği gerçeklerine göre yeniden şekillendirmeliyiz. Aksi takdirde, Türkiye’de daha sık ve yıkıcı doğal afetlerle karşı karşıya kalacağız," dedi.
İklim değişikliğinin etkilerini en aza indirmek için yerel yönetimler, bilim insanları ve halkın birlikte hareket etmesi gerektiğinin altını çizen Salihoğlu, doğaya duyarlı ve sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye İklim Kriziyle Karşı Karşıya
İklim değişikliği Türkiye için artık bir gelecek senaryosu değil, bugünün en büyük sorunlarından biri haline geldi. Sıcaklık artışları, aşırı yağışlar, kuraklık ve yangın riskleri artarken, ‘kırbaç etkisi’ gibi yeni tehlikeler gündemde yerini alıyor.
Bilim insanlarının uyarılarına kulak vermek ve önlemleri hızla hayata geçirmek, Türkiye’yi bekleyen daha büyük felaketlerin önüne geçmek için kritik önem taşıyor.