Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Türkiye'deki sosyal medya platformlarına yönelik önemli değişiklikler içeren yeni bir yönetmelik taslağı hazırladı. Bu taslağa göre, 2026 yılından itibaren Türkiye'de 1 milyondan fazla kullanıcısı bulunan sosyal medya şirketleri, burada şirket kurmak ve BTK’dan yetki almak zorunda olacak. Facebook, X (eski Twitter), YouTube, WhatsApp gibi platformlar, yurt dışı merkezli olmalarına rağmen, Türk mevzuatına tabi olacak ve yerel bir temsilciyle yetinmek yerine şirketleşmek zorunda kalacak.
Yönetmelik Taslağında Çarpıcı Yenilikler
Yeni düzenlemeyle birlikte, Türkiye'deki sosyal medya platformlarına yönelik sorumluluklar önemli ölçüde artacak. Bu platformlar, sadece şirket kurmakla kalmayacak, aynı zamanda BTK’nın belirlediği güvenlik ve veri düzenlemelerine de uymak zorunda olacaklar. Platformlar, BTK’ya düzenli raporlar sunacak ve kişisel verilerin korunması ile ilgili yükümlülükleri yerine getirecek.
Kamusal Yarar Gerekçesiyle Erişim Engeli Yetkisi
BTK’nın, millî güvenlik, kamu düzeni ve kamu sağlığı gibi gerekçelerle sosyal medya platformlarına doğrudan erişim engeli getirme yetkisi bulunuyor. Bu, platformlar için büyük bir risk oluşturuyor çünkü bu tür engellemeler, yalnızca yerel temsilciye sahip olmayan şirketlere değil, yetkilendirilmiş olanlara da uygulanabilecek. Bu durum, sosyal medya şirketlerinin faaliyetlerini ve iş yapma şeklini derinden etkileyecek.
Sosyal Medya Şirketlerine Ağırsan Yaptırımlar Uygulanacak
Yeni düzenlemenin en dikkat çekici unsurlarından biri de, yükümlülüklere uymayan sosyal medya platformlarına uygulanacak ağır yaptırımlar. BTK, platformlara, 30 milyon TL’ye kadar para cezası kesilebilecek. Ayrıca, yükümlülükleri yerine getirmeyen şirketlerin bant genişlikleri yüzde 95 oranında daraltılacak ve belirli ihlaller durumunda platformların faaliyetlerine 3 yıl kadar yasak getirilebilecek.
BTK'nın Yetki Alanı Genişliyor
Yeni yönetmelik, BTK’nın yetki alanını büyük ölçüde genişletiyor. Sosyal medya platformları artık sadece kullanıcı verileri ve içerik düzenlemeleriyle değil, aynı zamanda ticari faaliyetleri ve kurumsal yapılarıyla da Türk mevzuatına tabii olacak. Bu da Türkiye'deki dijital platformlar üzerindeki kontrolün daha da artacağı anlamına geliyor.
