Keleş, kendisinin Çanakkale'nin Biga ilçesi Kemer köyünde bulunan Parion Antik Kenti kazısının başkanlığını yürüttüğünü belirtti.
Çanakkale'de Apollon Smintheus Tapınağı'ndaki kazı ekibinde Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Davut Kaplan'ın yer aldığını ifade eden Keleş, "Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akın Temür başkanlığında yürütülen Tokat Sebastopolis Antik Kenti kazısı ile Rize'nin İkizdere, Çamlıhemşin ve Hemşin ilçelerinde Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Okay Pekşen başkanlığında yüzey araştırmaları devam ediyor." dedi.
Samsun'daki kazılarda da yer aldıklarına işaret eden Keleş, Dr. Michael Deniz Yılmaz tarafından yürütülen Akalan yüzey araştırmaları, Doç. Dr. Akın Temür tarafından yürütülen Vezirköprü Neoklaudiopolis yüzey araştırmaları ve Doç. Dr. Atila Türker başkanlığında 3 sezondur devam eden Dombalaktepe kazılarının yapıldığını anlattı.
OMÜ'nün kültürel miras ve arkeoloji anlamında ciddi projelere imza attığını vurgulayan Keleş, "Başkanlığını yürüttüğüm Parion kazıları, bu yıl yirminci yılını dolduracak. Parion kazısı, müzelere en çok eser teslim eden kazılardan biri. Gerek kazı çalışmaları, gerek konservasyon, restorasyon, sağlıklaştırma çalışmaları, gerekse yayın anlamında Parion kazıları oldukça önemli." ifadesini kullandı.
- Samsun'da 3 yeni arkeolojik kazı planlanıyor
Keleş, Samsun'da üç yeni kazı alanı planladıklarına dikkati çekerek, "Bafra ilçesinde Asarkale kazılarını Doç. Dr. Kasım Oyarçin bilimsel danışmanlığında, Bafra Elmacıktepe'yi Doç. Dr. Atila Türker başkanlığında planlıyoruz. Ayrıca İlkadım Dündartepe'de kazı yapılması için çalışma yürütüyoruz. Arkeolojik kazıların ya da kültürel mirasın sadece arkeologlar tarafından bilinmemesi, bunun toplumun tüm kesimlerine yayılması gerekiyor. Dündartepe kazısını, eğer kamulaştırma problemleri çözülürse bu anlamda bir proje olarak planlıyoruz." diye konuştu.
Samsun'da açılan Arkeoloji Müzesi'nin arkeolojik anlamda kenti besleyeceğine dikkati çeken Keleş, şunları kaydetti:
"Yaptığımız çalışmaları turizme de entegre etmek durumundayız. Bu anlamda Asarkale ve Elmacıktepe kazıları son derece önemli. Çünkü orası, Altınkaya Barajı'ndan başlayıp Kuş Cenneti'ne kadar giden bir aks. Hem tarih hem kültür hem de doğa turizmi entegre edilebilir bir alan. Özellikle Asarkale'nin bulunduğu alan, zaten doğa turizmi olarak kullanılıyor. Bu çalışmalarla hem tarih turizmini hem kültür turizmini hem de doğa turizmini bir araya getirmek istiyoruz."