Tokat Sondakika

Tokat'ta "Ödev Kontrolcüleri" Uygulaması Tepki Çekmişti...MEM Harekete Geçti

Abone Ol

Tokat'ta birçok okulda uygulamaya konulan yenilikçi bir eğitim sistemi, eğitim çevreleri ve veliler arasında geniş çaplı tartışmalara yol açtı. Bu sisteme göre, öğretmenler tarafından belirlenen bazı öğrenciler, "ödev kontrolcüleri" olarak görev alıyor ve ders sonrası verilen ödevleri teslim gününde denetliyorlardı. Öğrenciler tarafından yapılan değerlendirmeler, daha sonra öğretmenler tarafından notlara dönüştürülüyordu.

Ancak, bu uygulamanın akran zorbalığına zemin hazırlayabileceği endişesi taşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın akran zorbalığına karşı mücadele ettiği bir dönemde, bu tür bir uygulamanın etik ve pedagojik açıdan sorunlar yaratabileceği tartışılıyor. Öğrencilerin bu görevi yanlış kullanma ihtimali, adil olmayan değerlendirmelere yol açabilir.

Eğitim uzmanları, öğretmenlerin ödevleri kendilerinin kontrol etmelerinin eğitimdeki etik değerler ve sorumluluklar açısından önemini vurguluyorlar. Ayrıca, bu sistemin öğrencilere ek yükler getirerek eğitim sürecini olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor.

İddialara göre, bu sistem diğer derslerde de uygulanmakta ve öğretmenler tarafından bir tür monarşi ve kast sistemine benzer bir düzen oluşturulmakta. Bu durum, eğitimde fırsat eşitliğini tehdit ediyor ve öğrenciler arasında haksız rekabet yaratıyor.

Tokat İl Milli Eğitim Müdürlüğü, basında çıkan haberlerin ardından okullara bir yazı göndererek uygulamaya dikkat çekti. Bu yazının ardından öğretmenler tarafından uygulanan sistem kaldırıldı.

MEB ÖDEV KONUSUNDA NE DİYOR?

Her meslekte olduğu gibi öğretmenlik mesleğinin icrasında da mevzuata hâkimiyet önemli bir husustur. Mesleğin sınırlarının çizilebilmesi eğitim paydaşlarının işlerini daha etkili yürütebilmelerini sağlamaktadır. Meslekte düzenli yürütülen iş ve işlemler sayesinde öğrencilerinin belirlenen kazanımlara daha etkili ulaşabilmeleri sağlanmaktadır. Ev ödevlerinin Milli Eğitim Bakanlığı mevzuatındaki yerinin ve tarihsel değişiminin bilinmesinin yanında Bakanlarımızın bu hususta basına verdikleri demeçlerin incelenmesinin eğitimin paydaşlarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Mevzuatta ev ödevlerine ilk olarak 10 Kasım 1976 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı İlkokul Yönetmeliği içerisinde rastlanmaktadır. Bu yönetmelikte yer alan ödev ile ilgili açıklamalar doğrudan aşağıda sunulmuştur.

Öğrencilere verilen ödevler öğretmence kontrol edilmeli

"Madde 76: Yeni bilgiler edinmek ve kazanılan bilgileri geliştirmek amacıyla öğrencilere verilecek ödevlerin sınıfta veya okulda yapılması esastır. Esas olarak birinci devre öğrencilerine evde yapılmak üzere yazılı ödev verilmez. Ancak üçüncü sınıf öğrencilerine gerektiğinde ara sıra bir saatten fazla zaman almayacak şekilde ev ödevleri verilebilir. Dördüncü ve beşinci sınıf öğrencilerine verilecek yazılı ödevler bütünüyle iki saatten fazla zaman almayacak şekilde düzenlenir. Böylece ödevlerin seçilmesinde öğrencilerin yaşları, bilgi seviyeleri, aile ve çevrenin olanakları göz önünde bulundurulur. Metin, resim, şekil ve harita kopyaları, yazı tekrarlama gibi öğrencinin usanmasına, imlasının ve yazısının bozulmasına yol açacak, yaratıcılığa engel olacak ödevler verilmesinden kaçınılmalıdır. Yazılı ödevlerde kâğıt israfına, gereksiz süslemelere yer verilmemelidir. Öğrencilere verilen ödevler öğretmence kontrol edilmeli, öğretmen tarafından yanlışlar üzerinde durulmalıdır.”

Yukarıda sunulan yönetmelik maddesinde, ev ödevlerinin okul saatleri içerisinde yapılması tavsiye edilmektedir. İlkokul 1 ve 2. sınıfta öğrenim gören öğrencilere ev ödevi verilmemesi gerektiği belirtilmektedir. Üst sınıflarda ise ev ödevine harcanan zamanın fazla olmamasına gerekli dikkatin gösterilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Öğrencilerin gelişim düzeyi, seviyesi ve özelliklerinin de dikkate alınarak ev ödevi verilmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu yönetmelikten sonra ev ödevleri ile ilgili değişikliğe 11 yıl sonra rastlanmaktadır.