Tokat'ın derinliklerinde, Reşadiye İlçesi'nin sarp dağlarının arasında, bir efsaneden fırlamışçasına duran Selemen Yaylası, Osmanlı İmparatorluğu'nun en büyük hükümdarlarından birinin, Yavuz Sultan Selim'in, tarihi bir anı saklı tutuyor. Bu gizemli yaylada, 1514 yılında, büyük bir sefere çıkan bir imparator ve onun cesur ordusu, kaderlerini değiştirecek bir mola verdi.
Yüzyıllar Ötesinden Gelen Cuma Namazı Geleneği
Yaylanın sisli sabahında, Yavuz Sultan Selim ve askerleri, bir cuma namazı için saf tuttular. Bu, sıradan bir namaz değildi; bir savaşçının, imparatorluğunun sınırlarını genişletme arzusuyla yola çıktığı büyük bir seferin başlangıcındaki ruhani bir duraklamaydı. Namazın kılındığı o alanda, zaman durmuş gibi, bir tarih fısıldar sanki rüzgarlara. Ve o günden sonra, her cuma, bu yaylada bir pazar kurulur oldu. Ancak bu pazar, sadece mal alıp satılan bir yer değil, aynı zamanda bir geçmiş zaman kapısı, bir buluşma noktası.
Selemen Yaylası: Bir Buluşma Noktasının Gizemi
Selemen Yaylası, her cuma günü, yüzlerce yıldır devam eden bir gelenekle, Tokat, Ordu, Samsun, Giresun, ve Sivas illerinden gelen insanları ağırlıyor. Ancak bu buluşmanın kökeni, birçokları için hala bir gizem. Yavuz Sultan Selim'in bu yaylada kıldığı cuma namazı, nasıl oldu da yüzyıllar boyunca süregelen bir pazar geleneğinin temelini atmıştı? Yaylanın yeşil örtüsü altında, tarihin tozlu sayfalarında kalmış, belki de henüz keşfedilmemiş daha pek çok sır var.
Kayıp Tarih Sayfalarında Bir Gün
Günümüzde, Selemen Yaylası, sadece tarihi bir merak konusu değil, aynı zamanda bir araya gelme, paylaşma ve yaşamı kutlama yeridir. Ancak bu canlı pazarın kökenlerinde yatan hikaye, ziyaretçilerine her cuma, bir zaman yolculuğu sunuyor; Yavuz Sultan Selim'in ruhani liderliğindeki o tarihi cuma namazına, bir nebze olsun ortak olma fırsatı veriyor.