1949 yılında Tokat’ın Reşadiye ilçeside doğan ve ibretlik hayat hikayesi herkese örnek olan Londra’da sahip olduğu lokanta zincirleriyle adını dünyaya duyuran Hüseyin Özer, memleketi Tokat’a olan sevgisini restoranındaki menüsüne de yansıtıyor. Hüseyin Özer’in kurduğu Restoran zinciri Sofra’da Mantı, Kuzu Kapama, dolma, pide çeşitleri arasında ise Reşadiye, Tokat ve Ozer isimli çeşitler, ‘Tokat Special By Yunus” gibi isimler dikkat çekiyor.
Hüseyin Özer, Sofra Restoran zincirinin web sayfasında hikayesini şöyle anlatıyor:
AŞK İLE YEMEK PİŞİRMEK
Bir köyde doğdum. Annemle babam ayrıldı. Dedemle birlikte yaşadım. Yedi yaşımda ilkokula gitmem gerekirken babam beni evlatlıktan reddetti. Ağabeyim beni zehirlemeye çalıştı. Dedem yaşlandı ve ben istenmeyen bir çocuk oldum. Yazı yazmayı duvarlara, kayalara kömürle yazarak öğrendim.
KEÇİ OTLATTI, KÖMÜRLÜKTE UYUDU
Keçileri otlattım. Annem bu duruma kızdı. Babamı vurabilmem için silah parası kazanmam için beni Ankara'ya gönderdi. Evsiz bir çocuktum. Başkanımız Demirel'e beni eğitmek için iki kez yazdım ama olumlu yanıt alamadım. Sıhhiye'de umumi tuvalette uyudum, Ulus meydanında çakmak yaktım. Ankara'ya gitmek için köyümden 20 TL borç almıştım. Ben o 20TL'ye karşılık 40TL ödedim. Daha sonra bir barda iş buldum ve geceleri uyumak için bir kömür sığınağı kiraladım. Kitap aldım ve İngilizce öğrenmeye karar verdim. İlk maaşımla Hüseyin Özer Eğitim Vakfı'nı kurdum.
UÇAK BİLETİ PARASI OLMADIĞI İÇİN LONDRA’YA OTOBÜSLE GİTTİ
Daha sonra İstanbul'a gittim. Kendime İngilizce öğretmeni buldum. Askerlik görevimi yerine getirdim ve uçak bileti alacak param olmadığı için otobüsle Londra'ya geldim. Londra'da İngilizce kursuna gittim, bir dönercide çalıştım, sonra o dönerciyi satın alıp restorana çevirdim. Sağlıklı yemekler pişirebilmek için bir beslenme uzmanı tuttum. 30 yıldır kötü çalışan, defalarca iflas eden o restoranın önünde kuyruklar oluşturdum. Türk yemeklerini rafine ettim, büyükelçi orada yemek yiyebilsin diye pencereleri kurşun geçirmez yaptım.
EKONOMİK BUNALIM DÖNEMİNDE MÜŞTERİNİN ÖDEYECEĞİ FİYATI BELİRLEMESİNE BİLE İZİN VERİLDİ
Ekonomik bunalım sırasında sağlıklı, uygun fiyatlı yiyecekler sunduğumuz, hatta bazen müşterilerin ödeyeceği fiyatı belirlemesine bile izin verdiğimiz kafeler oluşturdum. İşte zincir böyle doğdu. Bir süre sonra kafeleri sattım. Restoranlarımız artık Londra'nın en önemli bölgelerinden bazılarında bulunmaktadır. Birinin adı Özer, diğerininki ise Sofra. Uzun yıllar Türk-İngiliz Ticaret Odası'na katkıda bulundum, Londra'daki Sivil Toplum Örgütü'ne sponsor oldum.
MİCHELİN REHBERİ TARAFINDAN ÖNERİLEN İLK VE TEK TÜRK RESTORANI
Restoranlarımız Michelin Rehberi tarafından önerilen ilk ve tek Türk restoranı olmuştur. Restoranlarımızda Türk turizm broşürleri dağıtılmaktadır. İyi Türk yemeklerini ve misafirperverliğini teşvik ediyoruz. İngilizce yemek kitabımız ‘Sofra’ hâlâ basılıyor ve dünya çapında satılıyor.
2003 yılından bu yana Londra Müzesi'nin sesli sunum bölümünde Londra'ya dair duygu ve düşüncelerim ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Discovery Channel'ın hayatımı anlatan belgeseli 60'a yakın ülkede 5 kanalda gösterildi; Ayrıca dünyanın her yerinden izleyiciler tarafından web sitemize günlük mesajlar bırakılmıştır.
RESTORAN İŞİ BİR SANATTIR
Başarımızın büyük bir kısmı, inançlarımıza dayalı olarak sunduğumuz eğitimlerden kaynaklanmaktadır. Restoran işi bir sanattır. İletişim becerilerini öğretiyoruz: insanlara nasıl bakılacağı; ırk, etnik köken, din ayrımı yapmadan onlara değer vermeyi; misafirlerimizi doğru beden diliyle karşılamak ve onlara iyi bakmak; yüzde yüz dürüst olmak gerekirse; yemenin bir sanat olduğunu, sağlıklı beslenmenin şart olduğunu öğretmek.
BİR RESTORANIN YÖNETİMİNİ DE ÖĞRETİYORUZ
Ayrıca bir restoranın yönetimini de öğretiyoruz: yemek pişirmeyi ve servis yapmayı; menü hazırlama; bir restoran nasıl işletilir; ekonomik krizlerle nasıl baş edilir; piyasanın farkında olmak; ve bölgedeki müşteri profilini bilmek. Bütün bunları öğretiyoruz ve en az 20 milyoner yetiştirdik; Önceki çalışanlarımızın birçoğu Türkiye'ye döndü ve büyük şirketlerde genel müdür, bankacı, akademisyen, devlette çalıştı. Menümüzü kullanan 60-80 civarında restoran eski çalışanlarımız tarafından işletiliyor. Aslında restoran işletmeciliğine dair ne varsa öğretiyoruz: bilimi, masada ya da barda beklemeyi, yemek yapmayı, pasta yapmayı, Türk yemeklerini ve idare etmeyi öğretiyoruz.
MİDDLESEX ÜNİVERSİTESİ İLE ORTAĞIZ
Middlesex Üniversitesi ile ortağız. Üniversitede ders vermiyoruz; Üniversite bize geliyor. Dekana göre bu benzersiz bir durum. Bize atanan öğrenciler iş sahibi oluyor, para kazanıyor ve restoranda yemek yiyor. Biz bir vakıfız ve onların bizimle geçirdikleri zaman için fonlanmıyoruz. Restoran işi en iyi zamanlarda bile zorludur. Restoranlarımızda bugüne kadar başardıklarımızın ve verdiğimiz eğitimlerin hem Londra'da hem de başka yerlerdeki müşterilerimizi memnun etmeye devam edeceğini umuyorum.
