Tokat'ın şirin ve yeşil ilçesi Niksar 955 kilometrekare yüzölçümü, 375 metre rakımı ve tarihiyle ikkat çekiyor. 1891 yılından beri belediye teşkilatına sahip olan Niksar ilçesini yakından tanıyalım.
Tarihte geçmişten günümüze Niksar
Pers İmparatorluğu’nun sona ermesiyle kurulan Pontus Krallığı döneminde Caberia adıyla anılan Niksar, sayfiye alanlarına pek çok tapınak, saray ve yerleşim birimi inşa edilmiştir. MÖ 72 yıllarında Romalılar'la Pontuslular arasında cereyan eden Mithridatis Savaşları'nın üçüncüsü Niksar’da yapıldı ve şehir Romalılar'ın hakimiyetine geçti. Romalılar, şehre Neocaesarea (Kayser'in yeni şehri) adını verdi ve Neocaesarea ismi, zaman içinde Niksar'a dönüşmüş. Niksar, Romalılar döneminde ayrıca Diospolis, Sebaste isimleriyle anılmıştır. 1672 yılında Niksar’a gelen Evliya Çelebi ise Seyahatname’sinde Niksar ismi hakkında şöyle bir hikâyeyi nakleder: ''Bu Niksar'ın doğusu Nik Hisar, yani iyi hisar olup, hafifletmek suretiyle yanlış olarak Niksar denir.''
Niksar'ın asıl fatihi Danişmendli Melik Ahmed Gazi
Roma İmparatorluğu'nun MS 395 yılında ikiye bölünmesiyle Niksar, Bizans egemenliğine girdi. 11'inci yüzyılda Türkler'in Anadolu’ya yaptıkları akınlarda 1067 yılında Alp Arslan'ın komutanlarından Afşin Bey tarafından fethedildi, ancak 1068 yılında tekrar Bizans’ın eline geçti. Malazgirt Meydan Muharebesi sonrasında ise Artuk Bey tarafından fethedilen Niksar, 1073'te tekrar elden çıktı. Niksar’ın asıl fatihi Danişmendli Devleti’nin kurucusu olan Gümüştegin Melik Ahmed Gazi oldu. Danişmend Gazi, fetihten sonra Niksar’ı sahil Rumlarına karşı mücadelede kendisine hem bir üs hem de bu devletin başkenti olarak seçmiştir. Bu dönemde Niksar ilim ve kültür merkezi haline gelmiştir.
1175'te Selçuklu topraklarına katıldı
1175’te II. Kılıçaslan zamanında Selçuklu topraklarına katılan Niksar, Moğol istilası ile 1341’de önce Eretna Devleti’nin daha sonra da Tacettinoğulları Beyliği’nin hâkimiyetine girmiş ve bu beyliğin merkezi olmuştur.
Süleyman Çelebi Niksar’ı Osmanlı topraklarına kattı
1387 yılında Niksar’ı ele geçiren Kadı Burhaneddin’in bir savaşta öldürülmesi üzerine bölge halkı Yıldırım Bayezid’tan yardım istemiş ve Yıldırım Beyazıt’ın oğul Süleyman Çelebi 1398’de Niksar’ı Osmanlı topraklarına katmıştır.
Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon Seferi, Yavuz ve Kanun’nin doğu seferleri sırasında uğradıkları Niksar, Osmanlılar'ın son yıllarında Tokat sancağına bağlı bir kaza olarak varlığını sürdürdü.
Tarihî geçmişinin simgesi olarak Roma, Bizans, Selçuklu, Danişmendli ve Osmanlı Devleti’nden kalma pek çok eser hala şehrin tabii bir parçası olarak ayaktadır.
İzmir'in işgaline karşı Anadolu'da ilk mitinglerden biri Niksar'da yapıldı
İstiklal Savaşı sırasında Rum ve Ermeni çetelerinin baskılarıyla karşılaşan Niksar, diğer taraftan memleketimizi işgal eden düşmanlara karşı, 16 Haziran 1919’da İzmir’in İşgali'ni protesto etmek amacıyla Anadolu’daki ilk mitinglerden birini gerçekleştirerek, cumhuriyetten bugüne kadar varlığını sürdürmektedir. 20 Haziran 1919’da İzmir’in Yunanlar tarafından işgal edilmesi üzerine Tokat’taki ilk toplanma Niksar’da yapıldı. Binlerce kişinin katıldığı toplanma sonunda Redd-i İlhak Cemiyeti Reisi Hacı Mahir Bey’in imzası ile İtilaf Devletleri temsilcilerine aşağıdaki metinle telgraf çekilmiştir:
Niksarlılar!
Hukûkun hâmisi olduğunu iddia eden Wilson’a ve diğer devletlere müracaat ediyoruz. Artık bizim feryadlarımıza kulak tıkamayınız. Bizim tamamiyet-î mülkiyemize, mevcudiyet-î millîyemize tecâvüze devamı kastediyorsanız, en kısa yol bizi öldürmektir. Geliniz, öldürünüz! Biz Türk olarak en küçük vatan parçasının Türk kalmasını istiyoruz, siz de buna söz vermiştiniz. Şimdi ise sözünüzde durmadığınızı görüyoruz. Anadolu’ya uzatılacak bir tecavüz bizi öldürmek için uzatılan bir adımdır.
İlçenin tarihi eserleri zengin
Niksar'da birçok tarihi eser bulunuyor. Bunlar; Niksar Ulu Camii, Taşmektep, Talazan Köprüsü, Yağıbasan Medresesi, Melikgazi Türbesi, Kırkkızlar Türbesi, Akyapı Kümbeti, Kulak Tekkesi, Niksar Kalesi, Çıkrıkçı Baba Türbesi, Erzurumlu Emrah Türbesi, Leylekli (Yılanlı) Köprü, Kaya Mezarlar, Niksar Müzesi, Niksar Evleri
Niksar'ın coğrafi yapısı
Niksar'ın rakımı ortalama 350 metre olup kuzeyinde Canik Dağları, güneyinde Dönek Dağı ve bu iki dağın arasında ise Niksar Ovası yer almaktadır. Canik Dağları Karadeniz’e paralel uzanan platolarla kaplıdır. Bu platolardan Çamiçi Yaylası yalnız Niksar’ın değil Tokat’ın da en önemli yaylalarındandır. Akarsular bakımından oldukça zengin olan Niksar topraklarını Kelkit Çayı ve bu çayın irili ufaklı kolları sular. Kelkit Çayı’nın suladığı ve taşıdığı alüvyonlarla bereketine bereket kattığı Niksar Ovası, Karadeniz Bölgesi’nin en önemli ovalarından birisidir.
Tokat'taki ormanların yüzde 12'si Niksar'da
Tarım arazisi bakımından elverişli bir ovaya sahip olan ilçenin yüzde 53’ü orman ve fundalıklarla, yüzde 12’si çayır ve meralarla kaplı. İlçe topraklarının yüzde 32’si ekilip dikilirken, yalnızca yüzde 3’ü tarıma elverişli değildir. Tokat’taki ormanların yüzde 12'si Niksar ilçesi sınırları içerisinde kalır.
Niksar, Karadeniz iklimiyle, İç Anadolu'nun karasal iklimi arasında bir geçiş bölgesindedir. Kışlar genellikle ılık ve yağışlı, yazlar sıcak geçer. Her ay yağış alan ilçenin yıllık yağış ortalaması 563 mm., yıllık sıcaklık ortalaması ise 13,9 derecedir.
Niksar’ın kuzeyindeki yüksek kesimlerde kayın, çam, gürgen, ladin; alçak kesimlerdeki düzlüklerde kavak ve söğüt; ovada otsu bitkiler; vadilerde ise meyvelikler bitki örtüsünü oluşturur. Dağ ve ormanlarda yaşayan başlıca av hayvanları sansar, tavşan, kurt, tilki, vaşak, ayı ve domuzdur. Kuş türleri içinde ise keklik, yaban ördeği ve bıldırcın önemli yer tutar.
Dünyanın en yumuşak içimi en leziz suyu burada
Dünyanın en yumuşak ve içimi en leziz olan Niksar Ayvaz Suyu'nun da ilçe ve ülke ekonomisine büyük bir katkısı vardır. Dolum tesislerinde şişelenen sular yurdun her bölgesine dağıtılmakta ve yurt dışına ihraç edilmektedir.