Tokat, Çorum’a Fark Atamadı Ama Amasya’yı Geçti Tokat, Çorum’a Fark Atamadı Ama Amasya’yı Geçti

Gazeteci-Yazar Kadir Özbilgin, Tokat İstişare Heyeti’nin düzenlediği "Gelecekte Tokat" panelinin sonuç bildirgesi üzerine yazdığı yazıda, Tokat’ın turizm ve kalkınma süreçlerindeki sorunları ele alıyor. Prof. Dr. Ertuğrul Yaman tarafından açıklanan 10 maddelik sonuç bildirgesine tam destek veren Özbilgin, Tokat’ın geleceğinin bu bildirgeye bağlı olduğunu belirtti. Ancak bugüne kadar yapılan eylem planlarının uygulanamamasının büyük bir sorun olduğunu vurguladı.

Turizm Yönetiminde Plansızlık

Tokat için 14 yıldır hazırlanan eylem planlarının uygulanmadığına dikkat çeken Özbilgin, özellikle turizm alanında gereken adımların atılmadığını söyledi. Avrupa'da turizmle gelişmiş ülkelerde yerel yönetimlerin, üniversitelerin, meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek turizm yönetimini sağladığını belirten Özbilgin, Tokat’ta bu tür bir yapılanmanın eksikliğinden bahsetti. Tokat İl Turizm Konseyi kurulması yönündeki girişimlerin ise bürokratik engeller ve valilerin görev değişiklikleri nedeniyle gerçekleşemediğini ifade etti.

Tokat'ın Kimliği ve Turizmde Öne Çıkarılması Gereken Değerler

Özbilgin, Tokat’ın sahip olduğu kültürel ve doğal zenginliklerin yeterince tanıtılmadığını belirtti. Tokat’ın kendine özgü kimliği olan ürünlerinden ve değerlerinden bahseden Özbilgin, Bez Sucuk, Mahlep Şarabı, Garipler Cami, Yağıbasan Medresesi gibi unsurların Tokat’ın turizmde öne çıkması için kullanılabileceğini söyledi. Tokat’ın, yakın çevredeki diğer şehirlerden farkını vurgulayan kimlik unsurlarının tanıtılmadığını ve bu alanda ciddi bir strateji eksikliği olduğunu dile getirdi.

Yol ve Ulaşım Sorunları

Turizmde en büyük sorunlardan birinin ulaşım olduğunu belirten Özbilgin, tur firmalarının Tokat’a gelmekte zorlandığını, özellikle Niksar-Ünye bölünmüş yolunun yapılmamasının turizm açısından büyük bir engel teşkil ettiğini ifade etti. Yol sorununun çözülmemesi durumunda, Tokat’ın sahip olduğu turizm potansiyelinin değerlendirilemeyeceğini savundu.

İşte Kadir Özbilgin’in O Yazısı:

“Gelecekte Tokat Paneli Sonuç Bildirgesi” hakkında… (3)

Panelin başkanlığını üstlenen Prof. Dr. Ertuğrul Yaman hocamız geçtiğimiz günlerde panelin sonuç bildirgesini açıklayarak, Tokat’ın geleceğini şekillendireceğini düşündüğü 10 maddeyi kamuoyuna sundu.

Sayın Yaman, yaptığı açıklamada, “Tokatlılar olarak “ben” duygusunun üzerine çıkarak “biz” olabilmek ve Tokat’ın geleceğine bir ışık tutmaktır” diyor. Ki bu konudaki düşüncelerimi yazı dizimin ilk bölümünde yazdım.

Sayın Yaman Hocamız tarafından açıklanan 10 maddelik bildirgenin tamamına katılıyorum.

Bu bildirgede yer alan huşuların çoğuna önceki yazılarımda değinmiştim.

İlginçtir, bu 10 maddede yer alan hususlar; merkez ve ilçelerinin katılım sağladığı ve 3 ay süren “Tokat Turizm Çalıştayı Sonuç Raporu”nda, yine 4 ay süren, merkez ve ilçelerde yapılan saha çalışmaları, paydaş toplantıları sonucu hazırlanan “Tokat İli Sürdürülebilir Turizm Stratejisi Eylem Planı” nda, daha sonra hazırlanan “Turizm Acil Eylem Planı Raporu”nda ve “Tokat İli Kültür ve Turizm Eylem Planı”’nda yer almıştır. Demek ki sorunlar çok açıktır.

Sorun şudur? Bugüne kadar bu eylem planları sorumlusu olan kamu tarafından uygulamaya alınmamış, bu planların uygulamaya alınması ve takibini sağlayacak ve Türkiye Turizm Stratejisi’nde tarif edilen “İl Turizm Konseyi” tüm girişimlere karşın kurulamamış ve turizm yönetimi sağlanamamıştır.

Oysa Avrupa’da turizmle gelişmiş 10 ülkeyi incelediğinizde turizm yönetiminin, yerel yönetimler, üniversite, meslek odaları, ilgili sektör kuruluşları, STK’lar, yerel medya ve fikir üreten gruplar tarafından yapıldığı, kamunun sadece kaynak üretiminde bulunduğu sivil ağırlıklı yapılar eliyle yapıldığıdır.

Bu konuda; gerek Avrupa, gerekse Türkiye’de İl Turizm Konseylerini kurmuş iller incelenmiş, yönetim süreçlerinde karşılaşılan problemler saptanmış ve Tokat İl Turizm Konseyi Yönergesi ve nasıl kurulacağına ilişkin bir çalışma Tokat TSO ve TUDER tarafından Vali Sayın Şerif Yılmaz’a teslim edilmiştir. Vali Şerif Yılmaz konseyin kurulması için İl Kültür Turizm Müdürlüğü’ne talimat vermiş ancak Tokat’tan tayininin çıkması üzerine süreç akamete uğramıştır.

Vali Şerif Yılmaz’dan sonra gelen valiler, Sayın Mustafa Taşkesen ve Cevdet Can’da konseyin kurulmasını onaylamışlar ama kurulmasını gerçekleştiremeden başka illere atanmışlardır. Sonra gelen valilerse bu süreci devam ettirmekten ziyade; “Tarım Tokat”,Turizm Tokat”,” Spor Tokat” gibi popüler işlerle uğraşmayı tercih etmişlerdir.

Değerli okurlar ve konuya ilgi duyan paydaşlar, tüm dünyada turizm geliştirme 4 aşamadan ibarettir. Potansiyelin analiz edilmesi ve değerlendirilmesi, planlanması, Organize edilmesi ve Pazarlanması aşamalarıdır. Tokat bu aşamaların ilk ikisini tamamlamış ancak, hazırlan eylem planlarını uygulamaya alacak olan İl Turizm Konseyi türü bir yapı oluşturulamamış bu yüzden paydaşlara yapılanlarla ilgili geri besleme yapılamamış, sürekli tekrara düşülmüş, pazarlama aşamasına geçilememiş ve turizm değerlerimiz koruma-kullanma dengesi gözetilerek ekonomik değer yaratan çıktılara dönüştürülememiştir.

14 yıldır bu konular tekrar edilip duruyor! Can alıcı soru şudur. Sayın Hocamızın açıkladığı 10 maddelik bildirgedeki hususları uygulamaya kim alacaktır?  Sivil toplum mu? Biz mi?

Turizmi geliştirmede başlat rol alması, hazırlanan planları uygulamaya sokması, paydaşları bir araya toplaması gereken valilik, yerel yönetimler, yarı kamusal meslek örgütleri dururken biz sade yurttaşlar ve fikir üreten gruplar nasıl yapacaktır?

Bugün tur firmalarının Amasya’ya kadar gelip Tokat’a neden gelmediğini kaçımız biliyor? Öyle sipariş turlarla turizm gelişmiyor.

Bugüne kadar 150 tur firmasıyla yapılan info görüşmelerinde bulunmuş birisi olarak söylüyorum. Amasya’ya kadar gelip, oradan sırf konaklama için Samsun’a geçen tur firmalarının, Zile-Pazar-Tokat-Niksar-Ünye-Ordu üzerinden Karadeniz’ niçin çıkmadıklarını kaçımız biliyor? Çünkü tüm tur firmaları mevcut yolu kesinlikle kullanmayacakları, Niksar-Ünye bölünmüş karayolunun farklı bir güzergâhtan yapılmadığı sürece çok zengin bir destinasyona sahip olmasına karşın Tokat’a konaklama için gelemeyeceklerini belirtiyorlar. Karadeniz’deki zorlu coğrafi şartları ulaşım teknolojisindeki gelişmelerle aşan siyasal iktidarın ve yereldeki temsilcilerinin her türlü bilgilendirmemize, sunumlar yapmamıza karşın,  20 yıldır kendisine oy veren Tokat’a bu yatırımı neden yapmadığını bilenininiz var mı? Üstelik bu yol sadece turizm açısından değil, Tokat’ın rekabetçi pazarlara açılması açısından lojistik anlamda da yaşamsal öneme sahip! Havayolu ulaşımındaki sorunları saymıyorum bile. Havayolu ulaşımındaki sorunlar nedeniyle turizmin önemli ayaklarından birisi olan uluslararası kongre turizmi ile ilgili sorunları saysam inanınız saç baş yolarsınız.

Şehrin kimliği meselesine gelirsek…

Değerli okurlar daha önceki yazılarımda belirttim. Bir şehrin kimliği sizde olan ama başkasında olmayandır. Örneğin Tokat’ın birçok tarihi, kültürel mirası doğal güzellikleri, gastronomisi vardır. Ama bunlar yakın coğrafyamızdaki ve Türkiye’deki çoğu şehirde de vardır. Soru şudur! Bizi onlardan farklı kılan, bizde olup onlarda olmayan nedir?

Bu kimlikten çok basitmiş gibi duran bir örnek vereyim; Bez Sucuk! Tokat’ın kimliğidir.

Mahlep Şarabı (vermutu), Garipler Cami, Yağıbasan Medresesi, SuluSokak, Dikey Milli Su Değirmenleri, Veni Vidi Vici… Daha sayabilirim. Zaten sorunumuz da Tokat’ın çok sayıda özgün kimliğe sahip olmasıdır. Karadeniz’deki şehirler kendilerine kimlik biçmeye çalışırlarken, Tokat bu konuda at başı giden ayrıcalıklı bir şehirdir. Hangisini öne çıkaracağız, karar veremedik! Bu konuda şehir markalaşma uzmanlarının devreye alınması gerekmektedir.

Özetle değerli okurlar, özellikle resmi etiketli turizm yetkililerinin, valilerin, yerel yönetimlerin, kamu otoritesinin kültür ve turizmle ilgili sorunlara geçici çözüm bulmaya odaklanan mevcut zihniyetlerini terk etmeye ikna edilmeleri ve “teori olmadan pratik olmaz” prensibine uygun biçimde turizm ilmine uygun eylemleri bir plan dâhilinde uygulamaya almaları gerekmektedir.

Bu panel de göstermektedir ki, sivil toplum ve fikir üreten gruplar her türlü katkıyı vermeye hazırdır.

Editör: Serdar Pazarlıoğlu