Erbaa'nın Kökeni ve Tarihsel Gelişimi
Erbaa kelimesi Arapça'da "dört" anlamına gelir. Erek, Karayaka, Sonusa (Uluköy) ve Taşabat (Taşova) nahiyelerinin bir araya gelmesiyle oluşan Nevahi-i Erbaa, yani "dört nahiye," adını almıştır. Başlangıçta Nevahi-i kelimesi kullanılarak anılan Erbaa, daha sonra bu terimi terk ederek sadece Erbaa olarak adlandırılmıştır.
Erbaa'nın İlçe Olma Süreci ve Bağlı Olduğu İller
1872 yılında ilçe olan Erbaa, 1892 yılında Tokat'a bağlanmıştır. Özellikle 1944 yılında büyük bir depremi takiben planlı bir şekilde kurulan Erbaa, o tarihten itibaren gelişmeye devam etmektedir. Nüfusu 60.346'dır ve il merkezine uzaklığı 81 km olup, rakımı 248 m'dir.
Erbaa'nın Coğrafi Konumu ve Sınırları
Erbaa, Kelkit ve Tozanlı çaylarının birleşerek Yeşilırmak'ı oluşturduğu noktada konumlanmıştır. Bu bereketli topraklar üzerine kurulan ilçe, kısmen Tozanlı çayı olmak üzere özellikle Kelkit Irmağı'nın çevresindeki ovayı ve dağlık alanları içine almaktadır. Samsun'un Çarşamba ilçesi, Ordu'nun Akkuş ilçesi, Amasya'nın Taşova ilçesi, Tokat'ın Niksar ilçesi ve Turhal ilçesi ile çevrilidir.
Erbaa'nın Tarih Kokan Kalıntıları
Erbaa'nın kuzeyindeki Canik Dağları'nın eteğinde yer alan Boğazkesen Kalesi, tarihi Pontus Kralı VI. Mithridat'a kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait kalıntıları bünyesinde barındıran kale, ilçenin tarihine ışık tutar.
Boğazkesen Köprüsü ve Tarihi İzler
Kelkit ile Tozanlı'nın birleştiği Boğazkesen üzerine kurulmuş olan köprü, tarihi bir yapıdır. Bizans dönemine ait olduğu düşünülen köprü, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait kalıntılarla birleşerek bölgenin zengin tarihini yansıtır.
Horoztepe ve Arkeolojik Zenginlikler
Erbaa'nın güneydoğusundaki Horoztepe, M.Ö. 2000-600 yıllarına uzanan birçok yerleşim alanını içerir. M.Ö. 3000 yılına ait bir mezarın ortaya çıkarıldığı bölgede, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenen altın ve bronzdan yapılmış çocuğunu emziren kadın heykeli gibi arkeolojik zenginlikler bulunmaktadır.
Silahtar Ömer Paşa Camii ve Ahşap Mimari
Akça (Fidi) kasabasındaki Silahtar Ömer Paşa Camii, 18. yüzyıla tarihlenir ve Osmanlı dönemine ait Selçuklu tarzında inşa edilmiş bir ahşap camiidir. Anadolu'nun en güzel ahşap camilerinden biri olarak öne çıkar.
Kaya Mezarı ve Antik Dönem İzleri
Bağpınar Köyü'nde bulunan Kaya Mezarı, Antik döneme ait izler taşır. Emeri Kalesi'nin üst tarafında yer alan bu mezarlık, Men tapınaklarının ruhani liderlerine ait olduğu düşünülen önemli bir arkeolojik alandır.
Düden Gölü ve Mesire Alanları
Erbaa-Gökal yolu güzergahında yer alan Düden Gölü, çam, kayın ve meşe ormanlarıyla çevrili bir mesire alanıdır. Doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine huzurlu bir atmosfer sunar.
Erbaa'nın Endemik Bitkisi: Lübnan Sediri
Erbaa ve çevresi, ormanlık ve mesire alanlarıyla kaplıdır. Çatalan ve Akıncılar orman serisi içinde yetişen Lübnan Sediri, bölgede endemik bir ağaç türüdür. Akdeniz bölgesinden sonra kuzeyde en son görülen bu özel bitki, yöreye özgü bir biyoçeşitlilik sunar.
Coğrafi işaretli lezzet
Tokat'ın Erbaa ilçesinde yetişen asma bağ yaprağı ve Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor.
Türk mutfağının zenginliklerinden yaprak sarmasının asıl malzemesi üzüm yaprağı, maharetli ellerde pirinç, bulgur, kıyma veya etle birleşerek birbiriyle yarışan lezzetlere dönüşüyor. İnceliği ve kolay pişmesi dolayısıyla lezzet düşkünlerinin özellikle tercih ettiği Tokat yaprağına talep ise gün geçtikçe artıyor. Yetiştirdikleri üzüm yapraklarını yurt içi ve yurt dışında pazara sunan Erbaa ilçesindeki bağcılar, talebin sürekli artmasıyla üzüm bağlarını büyütme, yeni bağlar oluşturma çalışması yürütüyor.