Yaşanılan hayatta insan sürekli yeni şeyler öğreniyor. Gerçekte ne kadar küçük bir cüce olduklarını idrak edemeyenleri hayretle izleriz. Kirli ilişkilerin ve girift bağların adeta oyun kurucusu, hatta usta oyuncusu olmuşlar. Herkese tepeden bakmayı, işlerine geldikleri gibi insan kullanmayı ve bunu dayatma ile yapmanın yollarını zorlayıp duruyorlar. Bu tutumları kabul edenler olur fakat bunu genele yapma çabaları ahmaklık. Kısacası ‘’Babaların uşağı, şamar oğlanı ‘’ gibi kullanmak için eşek arıyorlar.
Bir insan hayatı boyunca onurlu yaşamış ise, yalan, riya ve belden aşağı vurmalardan uzak durmuş ise, kimsenin ekmeği-aşı ile oynamamış ise; hiç kimse o kişiyi parmağına takıp oynatma hevesine kapılmasın. Yırtsa da bir yerlerini bu asla olmayacaktır. Şerefli bir geçmişi olanı kimse satın alamaz, bileğini bükemez ve kullanamaz. Diktikleri ve önüne gelene giydirmek için dayattıkları o kölelik elbisesi herkese uymaz. Aslında herkes ne ektiyse onu er ya da geç biçecek. Çünkü bu hayatta kimsenin ettiği yanına kalmaz. Bu cüceler kendilerini o kadar büyük görürler ki, temel çıkış noktaları şu : ‘’ Ben yaparım ve yanıma kar kalır ‘’
-Acaba…?
İnsanları keyfe keder kullanmak derdinde olanlar bilsinler ki, hayat akıp gidiyor. Her maçın bir rövanşı olduğu gibi her haksızlığın ve kötülüğünde bir karşılığı elbet olacaktır. Bu durum Hakk’ın kaçınılmaz bir tecellisidir. Herkesi küçük görüp, kendilerini dev aynasında görenler bir düşünsünler o halde: Gerçekte bu kadar büyükseniz neden herkesi küçük görüp fesatlık peşindesiniz? Maddi güçlerine güvenerek önüne gelene her türlü kötülüğü yapanlar , '' Neden zor zamanımda yanımda olmadınız...'' diye bir de veryansın etmeleri yok mu, şaşıp kalıyor insan. Kimse kusura bakmasın; bu ikili oynamaları, münafıklıkları herkes beceremez.