Geride bıraktığımız asır yüz milyonlarca insanın değişik coğrafyalar üzerinde medeniyet maskesi altında kuvvetli devletlerin başka devletleri müstemleke durumuna sokmak, maddi kıymetlerini yağmalamak, daha fazla zenginleşmek, sömürmek, kemirmek için öldürüldüklerine tanık olmuştur.
Bütün bu savaş ve katliamların yaşanmasında esas belirleyici unsur varlığı kıt olan iktisadi kaynakların ele geçirilmesi, kontrol edilmesi, kullanılması ve korunması gayesidir. Petrol ve doğal kaynaklar bu yüzyılın savaş sebebi oldu.
Ortadoğu petrolün merkezi. Fakat petrol artık eskisi kadar önemli değil. Alternatif enerji kaynakları petrolün yerine geçmiş gözüküyor. Düşen petrol fiyatları sebebiyle Suudi Arabistan ve Rusya başta olmak üzere petrol üretici birçok ülke zor durumda bulunuyor.
Petrolün alternatifi bulunuyor. Fakat suyun alternatifi pek gözükmüyor. İsrail, Kıbrıs, Irak, Suriye ve Lübnan suya en çok ihtiyaç duyan ülkeler arasında yer alıyor. Dünya nüfusunun yüzde 60′ından fazlasına sahip Asya kıtası, bu kullanılabilir suyun yüzde 36′lık bir kısmına sahip. Öte yandan dünya nüfusunun yüzde 6′sına karşılık gelen Güney Amerika kıtasında kullanılabilir suyun yüzde 26′sı bulunuyor.
Su konusunda her geçen gün büyük boyutlara ulaşıyor. Ortadoğu'da görünen ve görünmeyen bir su savaşı var. Unutmayalım ki, KKTC'ye götürdüğümüz su bile yavru vatan ile aramızı açtı.
Ortadoğu coğrafyasında su sıcak çatışmaların çıkış nedeni olabilecek Stratejik Madde kapsamındadır. Su, Ortadoğu'nun yanı sıra Afrika, Amerika, Asya ve diğer kıta ülkelerini yakından ilgilendirmektedir. Bu nedenle şimdiden yeni arayışlar ülkelerin gündemini oluşturmaktadır.
Petrol; gelişmenin, sanayileşmenin, ilerlemenin ana motorlarından birisidir. Ama su; var olmanın, hayatı devam ettirmenin ana kaynaklarından birisidir. Ortadoğu petrol yüzünden nice kıyımları yaşadığı gibi su yüzünden de gelecek yıllarda akıllara durgunluk verecek olan savaşların fitillenmesine sebep olacak bir potansiyel arzetmektedir.
Türkiye; Irak, Suriye, Ürdün ve Suudi Arabistan heyetleri ile yaptığı "Barış Suyu Projesi" görüşmeleri sırasında bir Türk Diplomatının şu sözü "Su"yun önemini ortaya koymaktadır:
"-Su; Ortadoğu'da petrolden daha kıymetli olup yokluğu ancak havanın yokluğu ile kıyaslanacak bir unsurdur..."
Ortadoğu ulusları, uluslar arası sular ve yer altı sularını kapsayacak biçimde birbirlerinin çıkarlarını gözetmeksizin sonu gelmeyen bir yarış içerisine girmişlerdir. Acı olanı, bu yarışın sonunda sadece daha fazla su kıtlığı ve daha fazla çatışma olmasıdır... Bütün bu boyutlarıyla su kendine has politikaları ve stratejileriyle Türkiye'nin de içinde jeopolitik ve ekolojik olarak yer aldığı bir konudur..
Bölgede su sıkıntısı çeken ülkelerin başında İsrail gelmektedir. Ürdün ve Suriye ile çatışma halindedir. İsrail'in Nil Nehri'nden su çekmek için Habeşistan ile yakın işbirliği içinde olduğu gözden kaçmamaktadır.
Mısır, İsrail'in Nil Nehri üzerindeki ince tarihi hülyalarını bildiği için ordusu bünyesinde bir Tugayı bataklık savaşlarında savaşmak üzere eğitmiştir. Hazır bekleyen bu birliğin amacı, Nil'in çıkış noktasında Mısır'ın menfaatlerini ihlal eden, Nil'in serbest akışını engelleyen bir gelişme olması halinde savaşa giren ilk birlik olmaktır.
Irak Savaşı'nın ana ekseninde Petrol kaynaklarının ele geçirilmesi, denetiminin sağlanması yanında Ortadoğu'ya hayat veren Fırat, Dicle, Asi, Ürdün, Nil Nehirleri'nin üzerinde pazarlıklar yapılması ve baskı aracı olarak kullanılması yatmaktadır.
Sonuç olarak net bir şekilde söylüyorum: Ortadoğu'daki savaşın asıl sebebi sudur. Suya hakim olmak isteyen ülkeler taşeron ülkeleri kullanmaktan geri durmuyor. PKK'nın yapılan barajlara karşı çıkmasının asıl sebebi de budur.
Su kaynaklarımızın kıymetini bilelim.
Orman ve Su işeri Bakanı önümüzdeki hafta ilimizde. Tokat için iki önemli varlığın bakanı orman ve suyun. İkisi de hayat, yaşam için olmazsa olmazı. Oksijen ve su. Ne hikmetse iki konuda da şubelerle yönetiliyor. Amasya Orman bölge müdürlüğüne diğeri Devlet su işleri Samsun Bölge müdürlüğüne.. Sadece dip not olsun istedim.
Devlet Su işerinden den Tokat ,siyasilerimizin ve bürokratlarımızın sayesinde hak ettiği yatırımları aldığına şahit olurken , Orman konusunda aynı kanaatim yok.
Hazır sayın Bakan ilimize gelmişken Özellikle Vekillerimizin takipleri sonucu gelen Devlet Su işleri yatırımları için şükranlarımızı sulanalım. Ayrıca Tokat'ın su kaynaklarının potansiyelini daha ideal kullanımın alt yapısının kurulmasını isteyelim.
Ve Memleket meselesi Yeni Musullu göletti' nin bilgisini birinci ağızdan duymak istiyoruz.